<B>IRAK'</B>a yapılacak operasyon, dünyayı da farklılaştıracak gibi görünüyor. İlk sinyal Azor Adaları'ndan geldi:
‘‘Transatlantik Paktı’’
İşlevini yitiren NATO'nun yerine kurulacak bir birlik.
Tek yenilik bu olmayacak gibi.
Eğer ABD operasyonu fazla yıpranmadan, başarıyla tamamlarsa Birleşmiş Milletler'in d
‘‘yeni bir yapıya’’ kavuşacağı izlenimi hákim.
Çünkü ABD Birleşmiş Milletler'den memnun değil.
Kendi katkı payını bile yatırmıyor zaten. Ve diyor ki:
‘‘Sizin yapmanız gereken barış operasyonlarını ben yapıyorum. Hesap çıkarırsam borçlu çıkarsınız.’’
Irak yeniden kurulurken, Birleşmiş Milletler'in de yeniden kurulacağı izlenimi hákim.
Avrupa Birliği ise ciddi yara alıyor.
Fransa'nın siyasi, Almanya'nın ekonomik hákimiyeti AB'nin diğer büyüklerini zaten
‘‘kızdırıyordu’’.
Bu nedenle AB de bölünmenin eşiğinde. Bu ikilinin ABD ile çelişen çıkarları İngiltere, İspanya ve İtalya'yı ilgilendirmiyor.
Hatta Irak'a yapılacak operasyonun AB içi güç dengelerini de değiştirmesi muhtemel.
İngiltere 1. Dünya Savaşı sonrasında kendi toprakları dışında en fazla petrol imtiyazına sahip ülkeydi.
Son 50 yılda bunları bir bir yitirdi. Şimdi eski günlerine ABD ile birlikte dönmek istiyor.
İtalya ve İspanya ise dışında kaldıkları bir oyuna bu yolla yeniden dahil olmaya çalışıyorlar.
Türkiye ise oyunun boyutunun hálá farkında değil. Konuyu basit bir iç politika malzemesi olarak görüyoruz.
Eleştiriler ve pazarlıklar bile işin boyutunun çok altında.
Ve aslında kimsenin Irak'taki açlıktan ölen çocukları düşündüğü yok.
Onlar da bu oyunda aynen
Saddam gibi birer oyuncak.
Kırılmaları, dağılmaları
‘‘zengin çocuklarının’’ umurunda değil.
Talabani petrol zengini oluyor
YENİ JR Ewing,
Talabani olacak galiba. Türkiye, Kuzey Irak'la ilgili hassasiyetlerini bağıradursun,
Talabani'nin kontrolündeki bölgede üç kuyudan petrol çıkmaya başladı bile.
Sadece petrol çıkarsa yine iyi, bir de rafineri kurdu.
Barzani'nin bana yıllar önce
‘‘Petrol denizinin üzerinde bir adayız. Amerika izin verirse dünyanın en zengin ülkesi oluruz’’ derken kurduğu hayal şimdi gerçek.
Kürdistan Petrolleri Anonim Ortaklığı üretiyor, rafinerisinde arıtıyor.
Powell ise orada olduğumuzu bile bile
‘‘Kuzey Irak'a girmeye teşebbüs etmeyin’’ diyor. Bunlar iyi işaretler değil.
Yarın yeni bir Irak kurulur ve anayasal bir düzen sağlanırsa, yanı başımızda olacaklara
‘‘meşru’’ müdahale hakkımız da kalmaz.
Sonrasında ise ABD'nin bir şey yapmasına gerek yok.
Etnik sınırlarla ayrılmayan ülkelerin sınırlarını ekonomik ve demokratik eşikler belirler.
Bilmem ne demek istediğimi anladınız mı?
Başbakan'ın cesur kararına teşekkürler
GEÇEN hafta Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'a bir çağrı yaptım ve
‘‘İş Güvencesi Yasası’’ olarak bilenen yasanın bugün için Türkiye'nin gereksinim duyduğu yasa olmadığını, yürürlüğe girme tarihinin ertelenmesi gerektiğini belirttim.
Yasa hem işçinin, hem işverenin aleyhine maddeler içeriyordu.
Ancak okunmadan, adına bakılarak bazı kesimlerce desteklendiği ve
‘‘paket olarak’’ işçiden yanaymış havası veren bir süslemesi olduğu için umudum azdı.
Yazımda bunu da belirttim.
Popülist bir siyasetçinin bu yasanın yürürlüğünü ertelemesi kolay olmazdı.
Çünkü içerikten bihaber geniş kitlelerin eleştirisi gelebilirdi.
Ertesi gün Başbakan
Erdoğan aradı. (O gün henüz başbakan değildi ama hükümeti kurmakla görevlendirilmişti.) Yasayı incelediklerini, gerekirse erteleyebilecekleri söyledi ve
‘‘cesur’’ uyarı için teşekkür etti.
Ben de kendisine
‘‘Ben eleştiriden korkmam. Oy kaygım yok. Rahatça söylerim. Ama sizin durumunuz zor’’ dedim.
Açıkçası çok da umudum yoktu.
Ancak
Tayyip Erdoğan korkmadan, iş barışını, işçiyi, işvereni tehdit eden bu
‘‘Yaşar Okuyan saçmalığını’’ ‘‘öteledi’’.
Bu
Erdoğan'ın önümüzdeki dönemde sergileyeceği liderlik açısından önemli bir göstergedir.
Cesur ve gereğini yapabilen bir başbakan göreceğiz.
Tabii partisi izin verirse.
Hoşgeldiniz Osman Bey
PROFESÖR Dr. Osman Müftüoğlu'nun yazılarını keyifle okurdum.
Kendi iştigal alanında bilgilendirici güzel yazılar yazan bir hekim olarak Sabah Gazetesi'nde yazmasını bir Hürryiet mensubu olarak kıskanırdım.
Artık Hürriyet'te yazacakmış. Çok sevindim.
Hoşgeldi...
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bir yazının sonuna itibar ediyorsak, başına da itibar etmemiz gerektiğini idrak edebildiğimiz zaman.