ABD'nin ‘‘çirkin niyeti’’ giderek ortaya çıkıyor. Ve Türkiye'nin ‘‘ipe sapa gelmez’’ politikası, şans eseri de olsa Türkiye'yi hem kendisi, hem dünya, hem de bölge açısından son derece doğru bir noktaya götürüyor. Amerika'nın ‘‘halisane olmayan niyeti’’ bence artık açığa çıktı. Her ne pahasına olursa olsun Türkiye'yi Kuzey Irak'tan uzak tutmaya çalışıyorlar.
Dikkat edin göç yok. Barzani kendi yurttaşlarını ‘‘ateş açma tehdidiyle’’ durduruyor.
Belli ki, ABD'den bu yönde ‘‘talimat’’ almış. Çünkü göç Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmek için ‘‘geçerli bahanesi’’ olabilir.
Bu engelleniyor.
ABD, çok istediği hava koridoru karşılığında, Türkiye'nin de Kuzey Irak'a girme talebini kabul etmiyor.
Kendisi açısından büyük önemi olan bir hava koridorunu alamıyor. Yeter ki, Türkiye Kuzey Irak'ta olmasın. Bu arada konuştuğum askeri uzmanlar, ABD'nin Güneydoğu Anadolu'daki üslerinin yayılışını pek de ‘‘beğenmiyorlar’’. Harekat yapacak küçük çapta bir orduya lojistik destek için, İskenderun'dan Şırnak'a kadar uzanan bu yayılışın biraz garip ve fazla olduğunu iddia ediyorlar.
Eğer Türkiye'nin ABD taleplerini müttefiklik ve eskiye dayanan dostluk bazında ele alması isteniyorsa, ABD'nin tavrı da buna pek uymuyor.
Bizim kendi topraklarımızı kendisine açmamızı isteyen ABD, bizim ulusal güvenliğimizle ilgili bir konuda Irak topraklarına girmemizi engellemeye çalışıyor.
Dış politika, ikili ilişkiler, her şey bir yana, bu mesele bir yana.
ABD'nin Türkiye'yi Kuzey Irak'tan bu kadar uzak tutmaya çalışmasının arkasında operasyon sonrası ile ilgili bir senaryo var.
Ve bu senaryoyu Türkiye ile paylaşmıyor. Türkiye'nin sonuna kadar okumadığı bir senaryonun ilk sayfalarında kendisine biçilen bir rolü oynamak istememesi son derece doğru.
Çünkü Türkiye bölgede figüran değil, başrol oyuncusu.
Senaryoyu bilmeden oynayanlar başrol oyuncusu olmayı beklerken, kandırılıp kötü yola düşerler.
Başrol oyuncusu ise senaryoyu okur ve gerekirse kendine göre yeniden yazdırır. Hele hele o role tek uygun oyuncu kendisi ise.
Irak Genelkurmay Başkanı Kürt grupların başında
ABD Kuzey Irak'la ilgili olarak Türkiye'ye güvenmediği kadar, Barzani ve Talabani'ye de güvenmiyor.
Bu nedenle de, Kürt grupların başına da güvendiği birilerini getiriyor. Bu kişinin adı El Hazracı. Irak'ın eski Genelkurmay Başkanı.
Saddam'la ters düşünce Suriye'ye kaçan, oradan Irak muhalefetinin kongrelerine katılan El Abdülkerim Hazracı rejim muhalifi olarak Avrupa'da (son olarak Belçika) yaşarken, ABD tarafından devşirildi .
Irak'ın eski Genelkurmay Başkanı Kuzey Irak'a getirildi ve Kürt grupları ‘‘nizami bir savaşa hazırlamak’’la görevlendirildi.
Ayrıca kendi içinde çekişme halinde olan grupları da ‘‘koordine’’ edecek.
Hazracı'nın bölgeye götürülmesi, ABD'nin Barzani ve Talabani'ye de güvenmediğini ve kendine daha yakın kişilerce bu grupları kontrol etmek istediğini gösteriyor.
Anlaşıldığı kadarıyla Barzani ve Talabani de ‘‘senaryoyu bilmeden’’ ABD'nin senaryosunda oynamayı kabul ettiler. Ancak onların kötü yola düşmesinde bir sakınca yok.
Eee, hadi gitsenize
DÜN konuştuğum bir stratejist ‘‘ABD'nin Irak'ı vurmak içinbizden hava koridoru istemesine gerek yok. Akdeniz'deki gemilerinden kalkacak ve Avrupa'daki üslerden gelecek uçakları İsrail ve Ürdün üzerinden Bağdat'a girebilir. Bu yolu kullanmayı neden istemiyor bunu düşünmek lazım’’ dedi.
Sadece onu değil, artık bizden üs istemediği ve Kuzey'den yapacağı kara harekátından vazgeçtiğini açıkladığı halde neden ‘‘eşyalarını alıp’’ gitmediğini ve beheri için günde 36 bin dolar liman kirası ödediği gemilerini niye götürmediğini de düşünmek gerek.
Dünyanın çivisi çıkmış
DÜNYANIN giderek ‘‘acayipleştiğini’’ gösteren küçük notu Suzan Noras yollamış.Ama yazarı Jack Dee.
‘‘Dünyanın en iyi rapçisi bir beyazsa, en iyi golf oyuncusu bir zenciyse, Fransa Amerika'yı kibirli olmakla suçluyorsa ve Almanya savaşa girmek istemiyorsa dünyanın çivisi çıktı demektir.’’
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Politika ve strateji üretmekten aciz ülkeler talihin her zaman yanlarında olacağını düşünmedikleri zaman.