<B>UZANLAR,</B> Ilısu Barajı ihalesini alabilmek için büyük uğraş veriyorlar diye birkaç gündür yazıyorum. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve çalışanları bu ailenin
‘tehdidi’ altındalar.
İşi almak için haftalardır ağır baskı uygulanıyor.
Uzanlar’ın bu işi neden bu kadar istediğine gelince.
Bunun birkaç nedeni var.
Ama en önemli neden daha önce SPK’nın defalarca suç duyurusunda bulunmasına yol açan olay.
Halka açık şirketin kárının, ortadan kaldırılarak küçük ortakların paralarının
‘gasp edilmesi’.
Daha önce Berke Barajı inşaatında da bunu yaptılar.
500 milyon dolarlık işi 1 milyar küsur dolara bitirip, ÇEAŞ’ın ve dolayısıyla ÇEAŞ’ın küçük ortaklarının 500 milyon dolarını
‘iç’ ettiler.
Şimdi aynı şeyi daha
‘büyük boyutlu’ olarak Ilısu Barajı inşaatında yapacaklar.
1 veya 1.3 milyar dolar civarındaki inşaatı en az 3 milyar dolara yapacak ve yine en az 1.5 milyar doları hem Maliye’den vergi olarak, hem de küçük ortaklardan kár payı olarak kaçıracaklar.
ÇEAŞ yatırımcıları yine paralarının
Uzanlar’a ait inşaat şirketine doğru
‘yelken açıp’ uçmasına seyirci kalacaklar.
SPK yine yüzlerce suç duyurusu yapacak, Maliye yine kaçağın peşine düşecek, Enerji Bakanlığı yine bu yüksek maliyeti soruşturacak, yine yıllarca sürecek dava süreci başlayacak, kamu adına
Uzanlar’ın peşine düşenler yine televizyon ve gazeteleri aracılığıyla sindirilmeye çalışılacaklar.
Uzanlar’ın derdi bu.
Ama bu kez
‘tetikteyim’.
Bu ülkenin 1.5 milyar dolarını, küçük yatırımcının kuruş kuruş biriktirdiği parayı bunlara yedirtmeyeceğiz.
Konser değil miting plaket değil maket
SAMSUN Valisi
Muammer Güler hem aradı, hem de bir düzeltme metni yolladı.
Neyi düzeltecekse!
Efendim Sayın Vali,
Cem Uzan’a
‘plaket’ vermemiş. Sadece ildeki Atatürk Heykeli’nin bir
‘maketini’ vermiş. Bu maket daha önce de ili ziyaret eden
‘50’ kadar kişiye verilmiş. Bu ili ziyaret eden işadamı veya önemli kişilere verilen bir ziyaret anısıymış.
Üstelik de,
Cem Uzan önce valiyi ziyaret etmiş, sonra muhalefet lideri gibi konuşmuş.
Ayrıca da
Cem Uzan’la sadece kendisi değil, başka yetkililer de görüşmüşler...
Vali
Güler’in yanıtı böyle.
Bu arada
Cem Uzan, ‘konser’ adı altında düpedüz
‘miting’ yapıyor.
Acaba bu mitingler için alınması gereken izinleri alıyor mu?
ÇEAŞ’a müfettiş gidince
DEVLETE şerefle hizmet etmiş bir bürokrat aradı.
Üst düzey.
Uzanlar’ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nı ve bakanlık çalışanlarını sindirmeye çalıştığı yolundaki yazılarımı teyit etti.
‘Haklısınız. Bakanlık üzerinde büyük bir baskı kurmaya çalışıyorlar. Ancak tek neden Ilısu Barajı işini almak değil. O da önemli bir neden ama bakanlıktan bir başka rahatsızlıkları daha var’ dedi.
Uzanlar’ı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na düşman eden nedenler arasında, iki ay önce
Uzanlar’ın kontrolündeki ÇEAŞ ve Kepez’e gönderilen müfettişler de önemli bir yer tutuyormuş.
Bakanlık bundan 2 ay önce 27 müfettişi Çukurova Elektrik ve Kepez Elektrik şirketlerinde dönen dolapları araştırmak üzere bu iki şirketin merkezlerine yollamış.
İncelemeler iki aydır sürüyormuş.
Müfettişlerin bu şirketlere gitmesiyle birlikte
Uzanlar’a ait gazete ve televizyonlarda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile ilgili
‘aleyhte’ ve birçoğu
‘yalan’ haberler başlamış.
Beni arayan bürokrat,
‘Her kurumda olduğu gibi bu bakanlıkta da yanlışlar var. Ama Uzanlar bu yanlışları düzelsin diye değil, çıkarları için yazıyorlar. Ayrıca da yazdıklarının yarısı yalan’ dedi.
Doğrusu hiç şaşırmadım.
Bu gezi ertelensin
BAŞBAKAN Ecevit’in inatçı kişiliğini biliriz.
Ülkeyi darbeye götürecek kadar inatçıydı geçmişte.
Can çıkar huy çıkmaz derler.
Yine inadı tuttu.
Bütün uyarılara rağmen Pakistan ve Afganistan gezisine çıkacak. Başbakanlığa gidemiyor, Pakistan’a gidecek.
Aynı yere son gidişinde sağlamdı, dönüşünde
‘camdan el sallamasa’ yaşadığına kimsenin inanmayacağı kadar hasta oldu.
Bu kez hasta hasta gidiyor.
Gideceği yerlerde sıcaklık 50 derece dolaylarında. 40 kişi sıcaktan ölmüş.
Üstüne üstlük bizim Başbakan bağırsaklarından sorunlu, sağlamı bağırsak sorunlu yapan bir yere gidiyor.
Rahşan Hanım veya
Hüsamettin Özkan, Ecevit’i ikna etmeli ve bu gezi ertelenmeli.
Durduk yerde
‘istikrarı bozmaya’ hiç gerek yok.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Ülkelerin kaderleri, liderlerin inatlarına bırakılmayınca.