Ertuğrul Özkök

İyi de o 563 bin Suriyeli bugün nerede oturuyor

2 Şubat 2019
İyi haberi TÜİK verdi.

İstanbul’a göç durmuş...

“Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” verilerine göre İstanbul’a 2018 yılında göç eden insan sayısı 38 bine düşmüş.

2017 yılında bu rakam 225 bin kişiymiş.

Demek ki Yeşilçam filmlerinde gördüğümüz “İstanbul’un taşı toprağı altındır”lafının kullanım süresi dolmuş.
 

TÜİK rakamlarına göre İstanbul’un nüfusu 15 milyon 67 bin 72 kişiymiş.

Yazının Devamını Oku

Nedir Polat Alemdar'a bu 10 milyonluk yamuk

1 Şubat 2019
‘Kurtlar Vadisi’ne bulaşmayayım diye mi kimse sormuyor, ama benim kafam fena halde takıldı.

Çünkü hiç de alıştığımız bir durum değil bu...

Düşünebiliyor musunuz...

Polat Alemdar bu...

“Kurtlar Vadisi”nin efesi, babaların babası...

Eşinden ayrılmak için mahkemeye başvurmuş...

Normal...

Yazının Devamını Oku

‘Çocuğum kapıdan geçmez’ diyorum o üzerine alıyor

31 Ocak 2019
DÜN ‘cumhur ittifakı’nın Ankara büyükşehir belediye başkan adayı Mehmet Özhaseki aradı.

Bir vatandaş olarak bana büyük umut veren çok güzel bir sohbet yaptık.

*

- “Biraz dertliyim, sizinle biraz dertleşmek istiyorum” diyerek başladı.

Konu eski Belediye Başkanı Melih Gökçek’ti.

“Melih Bey Ankara’da uzun süre başkanlık yaptı. Hizmetleri var. Benim onunla bir meselem yok, ama derdim var” dedi ve devam etti:

- “Ne söylesem üzerine alınıyor. Geçen gün telefon edip ‘Yahu Melih Bey kardeşim sen niye alınıyorsun? Ben kendimi anlatıyorum’ dedim.”

*

Sonra örnekler verdi:

Yazının Devamını Oku

CHP’ye vurmak ne kolay değil mi

30 Ocak 2019
VUR gitsin...

Nasılsa ne iktidar trolünden dayak yeme riskin var...

Ne de şu an bütün enerjisini Maduro’yu kurtarmak için harcayan sol trolünden...

***

CHP’ye atış serbest, nasılsa bu kavgada atılan yumruğu sayacak kimse de yok...

Neticede ona vuramıyorsun buna vur...

***

Ama bir dakika...

“CHP’de adaylık süreci neden bu kadar karıştı” sorusunu sorduktan sonra, şöyle bir soluk alıp meseleye bir de şöyle baksan...

Yazının Devamını Oku

Kimse kusura bakmasın ben Madurocu değilim

29 Ocak 2019
Bakıyorum, maşallah benim eski sol mahallem bıraktığım 70’lerde kalmış...

Onun ağzından, bunun gazetesinden, şunun köşesinden günlerdir bir Maduroculuktur gidiyor ki...

Sanırsın Allende olayı patlamış...

Neymiş? Güya Maduro “Bolivarcı bir halk kahramanıymış”...

Güya onun durumu Türkiye’dekine benziyormuş...

Güya bu Chavista arkadaş dünyanın en büyük antiemperyalizm şampiyonuymuş...

Maşallah bütün Türkiye baştan sona kenetlenmiş, birleşmiş,

Yazının Devamını Oku

Erkek politikacı erkek maymunu taklit ediyor

27 Ocak 2019
SİZE ne demiştim?

Bu yıl Davos’un en renkli davetlileri maymunlar olacak...

Aynen öyle oldu.

Bu yıl Davos yazılarımı maymunla başlatmıştım, finali de maymunla yapıyorum.

*

Çarşamba günü dünyanın en önemli “Primat psikoloğu” olan Jane Goodall’ı dinlemeye gittim.

Goodall bir İngiliz...

Bugün 84 yaşında...

Yazının Devamını Oku

Türk gecesinde üç ‘sakıncalı piyade’

26 Ocak 2019
DAVOS’a giden bir Türk için “must” yani elzem şeylerden biri, buraya gelen en yüksek Türk devlet yetkilisinin vereceği yemeğe katılmaktır.

Bir süredir bu yemekler Davos’ta Fettah Tamince’nin yaptırdığı Rixos Oteli’nde veriliyor.

Ev sahibi Davos’u düzenleyen Dünya Ekonomik Forumu’nun danışmanı Cüneyd Zapsu ve Rixos Grubu Başkanı Fettah Tamince’ydi...

*

Bu yıl yemeğin iki konuk bakanı vardı.

Hazine ve Maliye Bakanı
Berat Albayrak ile Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan.

*

Klasik sözler söylenmesini beklediğim bu yemeğe geldiğimde, bir gazeteci olarak beni bir sürpriz bekliyordu.

Yazının Devamını Oku

‘Dünya beşten büyüktür’e sürpriz Merkel desteği

25 Ocak 2019
HERHALDE bu yılki Davos’un en önemli konuşmasını önceki gün Almanya Şansölyesi Merkel yaptı.

*

Konuşmayı dinlerken hissiyatım şuydu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün bu konuşma yapılırken, yıllar önce İsrail Cumhurbaşkanı’na “One minute” dediği bu salonda olsaydı, Merkel’i ayakta alkışlardı.

Çünkü aynı cümleyi kullanmasa da Merkel adını vermeden Birleşmiş Milletler için “Dünya beşten büyüktür” anlamına gelen bir şey söyledi.

Bana göre bu konuşma, Merkel’in şansölyelik döneminin sonunda yaptığı en önemli konuşmaydı.

Bu konuşma bir tür manifestoydu...

Yazının Devamını Oku