Paylaş
*
Konuşmayı dinlerken hissiyatım şuydu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün bu konuşma yapılırken, yıllar önce İsrail Cumhurbaşkanı’na “One minute” dediği bu salonda olsaydı, Merkel’i ayakta alkışlardı.
Çünkü aynı cümleyi kullanmasa da Merkel adını vermeden Birleşmiş Milletler için “Dünya beşten büyüktür” anlamına gelen bir şey söyledi.
Bana göre bu konuşma, Merkel’in şansölyelik döneminin sonunda yaptığı en önemli konuşmaydı.
Bu konuşma bir tür manifestoydu...
*
Hâlâ Avrupa’nın adı konmamış lideri o olduğuna göre bu konuşma aynı zamanda Avrupa’nın da manifestosuydu.
*
Şimdi size tarihi nitelikteki bu konuşmayı kendi yorumlarımla aktarıyorum.
Ve diyorum ki bu konuşma dünya üzerinde yeni bir güç dengesi arayışının çok önemli bir adımıdır.
MEVCUT DURUM: SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN ÇOK TARAFLI KURULUŞLAR GEREKLİDİR
- “Dünyamız, iklim değişikliği, terörizm, doğal afetler ve siber saldırı tehdidi altındadır. Sorunların çözümü ve daha iyi bir dünyada yaşamamız için çok taraflı kurumlar gereklidir.”
YORUM: Merkel, dünya sorunlarının yine Birleşmiş Milletler gibi kurumlarla çözülebileceğini söylüyor.
GEÇMİŞ DÜNYA SAVAŞI: ANCAK BUGÜNKÜ KORKU ÜZERİNE KURULUDUR
- “Ancak bugünkü çok taraflı sistem, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra oluşan korku üzerine inşa edilmiştir. Bu sistem geçmişte çok başarılı işler yaptı. Ancak bu sistem artık modernleştirilmelidir.”
YORUM: İkinci Dünya Savaşı’nın yarattığı korkunun yerini başka endişelerin aldığını, dolayısıyla buna uygun reformların yapılması gerektiğini anlatıyor.
EKONOMİ: EKONOMİK KURULUŞLAR MAALESEF YAVAŞ KALDI
- “Ne yazık ki uluslararası ticaret ve finans kuruluşları, gelişmekte olan dünyanın ihtiyaçlarına cevap vermekte ve sistemi reforme etmede çok yavaş kaldı.”
YORUM: Burada kastedilen kurumların IMF, Dünya Bankası gibi kuruluşlar olduğu açık. Merkel, Türkiye gibi ülkelerin IMF gibi kurumlar konusundaki eleştirilerini paylaşıyor.
ANGAJMAN: BEN VE ARKADAŞLARIM YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ GEREKTİĞİNE İNANIYORUZ
- “Yeni bir küresel mimariye ihtiyacımız var. Ben ve arkadaşlarım, yarının ihtiyaçlarına cevap verecek yeni bir küresel düzenin kurulması gerektiğine kuvvetle inanıyoruz.”
YORUM: Merkel, adını vermeden Birleşmiş Milletler gibi kuruluşlarda ABD hegemonyasının azaltılacağı yeni bir düzen istiyor.
BEŞTEN BÜYÜK: DÜNYADAKİ YENİ GÜÇ DENGESİNİ YANSITAN ADİL BİR DÜZEN OLMALI
- “Batılı değerler üzerine kurulu olan bizler (Avrupa) şu anki yerleşik kurumlara bakıp onların dünyadaki yeni güç dengesini gerçekçi biçimde yansıtmasını gözetmeliyiz.”
YORUM: Merkel burada açıkça BM Güvenlik Konseyi gibi kurumların, dünyadaki yeni güç dengesini daha iyi yansıtması gerektiğini savunuyor. Güvenlik Konseyi ismini hiç telaffuz etmese de bu sözlerinin hedefinin bu gibi kurumlar olduğu açık. Davos’ta bu sözleri bu yıl çok sayıda başka insandan da dinledim. Yani Türkiye’nin ‘Dünya beşten büyüktür tezi’ giderek daha yaygın bir destek buluyor.
YENİ TEHLİKE: POPÜLİZME VE MİLLİYETÇİLİĞE KARŞI AYAĞA KALKMALIYIZ
- “Biliyorum, çok taraflı bir sistemi kurmak kolay iş değil. Ama ben alternatif yollarının bulunacağına inanıyorum. Şu an hepimiz popülist ve milliyetçi bir meydan okumayla karşı karşıyayız. Buna karşı hep birlikte ayağa kalkmalıyız.”
YORUM: Merkel, dünyada yeni bir düzenin gereğine inanırken, yeni bir tehlikeye de dikkati çekiyor: Dünyada yükselen popülizm ve ırkçılığa kayma tehlikesi olan milliyetçilik. Bence, ‘Dünya beşten büyüktür’ tezini kuvvetlendirmek isteyenlerin, bu tehlike üzerinde de düşünmelerinin zamanı geldi.
İĞNELEME: ZÜRİH HAVAALANI’NDAKİ 1500 ÖZEL JET FISILTISI
JANE Goodall hayvanları kurtarmaya çalışıyor.
Sir David Attenborough planetimizi, küresel ısınmaya ve havanın kirlenmesine karşı korumak için oradan oraya koşuyor.
Davos’a gelen bütün patronlar, içeride salonlarda her ikisini de alkışlıyor.
Ama bazı münafıklar var ki hemen kulağımıza şunu fısıldıyor:
“Ya pazartesi günü Zürih Havaalanı’ndaki 1500 özel jet? Onlarla gelen patronlar küresel ısınmaya kürekle kömür atmıyor mu?”
*
İngiliz Guardian gazetesi yememiş içmemiş, Davos toplantılarına katılmak için Zürih’e gelen özel jet sayısını bulmuş.
Bu yıl 1500 patron Davos’a özel jetiyle gelmiş. Bu sayı geçen yıl 1300’müş.
Yani geçen yıla göre yüzde 11 artış varmış.
Üstelik patronlar giderek daha fazla yakıt yakan büyük uçaklarla geliyorlarmış.
*
Duyduğuma göre en fazla özel jet kullanan patronlar Almanya, Fransa, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden geliyormuş.
FAYDALI BİLGİ: İNSAN AYAĞININ ÖNÜNDEN Mİ TOPUĞUNDAN MI KAYAR
DAVOS’ta tepede bir otelde kalıyorum ve her sabah dağdan yürüyerek kasabaya iniyorum. Geçen yıl ayağımı kırdığım için kaymamaya çok dikkat ediyorum.
Bu da beni insan ayağının fizyonomisi ve buzun fiziki kanunlarını araştırmaya itiyor. Ana mekanik ve fizik sorusu şu:
İnsan yere bastığında tabanının ön tarafından mı arka tarafından mı kayar?
Davos yönetimine göre ayağın topuk tarafından kayarmış. Nereden anladım derseniz burada bize her yıl verdikleri mahmuza benzeyen aletten. Ayakkabının arka tarafında topuğa takılıyor ve altında kaymayı önleyen kramponlar var. Benim için küçük ama insanlık için büyük ve faydalı bir bilgi...
MAGAZİN: DAVOS’TA BİR DUVARDA AKLIMA GELEN SORU
DAVOS’un ana caddesi Promenade’da yürürken duvarda bir saat reklamı billboard’u gözüme çarpıyor.
Üzerinde Brad Pitt, Charlize Theron ve Adam Driver’ın yan yana bir fotoğrafı var.
*
Tabii aklıma şu soru geldi.
Acaba ilişki bu saat reklamının çekimi sırasında mı başladı?
Bu reklamlar 2018 Mayıs’ında başlamış. Demek ki çekimleri o yılın başına gidiyor...
Eğer öyleyse bu ilişkiyi en azından bir yıl paparazzilerden saklamışlar demektir.
Büyük başarı...
BU YIL DAVOS NİYE TENHAYDI KİM NİYE KATILAMADI
- AMERİKA YOKTU: Çünkü Amerikan hükümeti shut down ilan etmişti. Yani bütçe geçmemiş, devlet harcamaları durdurulmuştu. Uçak bileti bile alamamışlardı.
- İNGİLİZLER YOKTU: Çünkü Avrupa Birliği’nden ayrılma, yani brexit tam bir açmaza girmişti. Başbakan Theresa May’in durumu sallantıdaydı.
- FRANSIZLAR YOKTU: Çünkü Macron’un başı “sarı yelekliler”le fena halde dertteydi. Olaylar hâlâ bir son bulamamıştı.
- SUUDİLER YOKTU: Çünkü, yeni Suudi rejiminin Kaşıkçı cinayeti ve Yemen’deki savaşla başı fena halde dertteydi.
Paylaş