Nedir Polat Alemdar'a bu 10 milyonluk yamuk
‘Kurtlar Vadisi’ne bulaşmayayım diye mi kimse sormuyor, ama benim kafam fena halde takıldı.
Çünkü hiç de alıştığımız bir durum değil bu...
Düşünebiliyor musunuz...
Polat Alemdar bu...
“Kurtlar Vadisi”nin efesi, babaların babası...
Eşinden ayrılmak için mahkemeye başvurmuş...
Normal...
Bugüne kadar kaç heybetli, şöhretli erkek gördük şu fani dünyada, boşanma davası açan.
Ama o ne...
Koskoca Polat Alemdar eşinden 10 milyon TL tazminat istiyor...
İşte bu olmadı...
Hiç de alışık olmadığımız, Vadi’ye sığdıramadığımız bir racon yani...
Ama asıl abimizin tazminat isteme gerekçesine takıldık tabii, hiç de alışık olduğumuz bir şey değil...
Neden boşanmak istiyormuş? Vadiler aslanı diyor ki:
“Evlilik birliğimiz ‘eşimin ağır kusurlu eylemleri’ neticesinde temelinden sarsılmıştır?”
Baktım maşallah hiçbir gazete merak etmemiş.
Nedir kadının “10 milyon TL’lik ağır kusurlu eylemi”...
Evdeki mobilyaları mı kırmış? Hadi de ki 500 bin liralık eşya kırdı.
Eee geriye kalan 9.5 milyon lira ne oluyor?
Gerçekten temeline dinamit koyup evi havaya mı uçurmuş?
İşte bina sapasağlam yerinde...
Ne öyleyse vadilerimizin aslanı “Polat Alemdar’a yapılan yamukluk”...
Ben çok merak ettim.
TRUVA KONSERİNDEN SONRA FAZIL SAY’IN HAVASI NE
Önceki akşam Ataşehir’deki yeni “DasDas” kültür merkezinde Fazıl Say’ı dinledim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın huzurundakinden sonraki ilk konseriydi. Ama her iki tarafın trolü de beklediğimiz hırboluğu yaptı.
Peki Fazıl Say bu konser hakkında ne düşünüyor? Cumhurbaşkanı’nı davet ettiğine memnun mu, pişman mı? Size izlenimlerimi aktarayım.
Konser sırasında, Ankara’daki konser hakkında çok sıcak ve sempatik yorumlar yaptı...
Üslubundan ve anlattıklarından iyi bir şey yaptığına inandığı çok açıkça belli oluyordu.
Konserden sonra epey bir süre oturup sohbet ettik.
Fazıl Say, Cumhurbaşkanı’nı konsere davet etmekle çok iyi bir şey yaptığına inanıyor.
Cumhurbaşkanı’nın kabul edip gelmesi onu çok mutlu etmiş.
Türkiye’deki kutuplaşma hakkında, “Bu böyle devam edemez, etmemeli” diyor.
Fazıl Say’a en büyük destek babası Ahmet Say’dan geldi. Bu da onu çok mutlu etmiş.
Ahmet Say’ı öğretim üyeliği yaptığım Ankara yıllarından beri tanırım.
Bingöl dağlarında öğretmenlik yapmış, Türkiye Yazıları dergisini çıkarmış, sıkı, samimi bir solcuydu, hâlâ öyledir.
O da açıkça bu buluşmayı destekledi.
Benim görüşüm zaten başından beri belli...
Bence Cumhurbaşkanı da, Fazıl Say da çok iyi bir şey yaptı.
Bunun değerini ileride daha iyi anlayacağız.
RAHMANİNOV ‘İZMİR’İN DAĞLARI’NI NASIL ÇALARDI
Konseri çok sevdim.
BİR: Fazıl Say çok güzel bir repertuvar yapmış.
Dinleyici ile kavga etmeyen, insanı rahatlatan Chopin’in noktürnleri, Bethooven’ın bilinen sonatları harikaydı.
İKİ: Bazı müzisyenlerin küçümsediği Erik Satie’den parçalar almasını çok sevdim. Satie’yi “Paralel evrene geçmiş bir sanatçı” olarak tanımlaması güzeldi.
“İzmir Süiti”ni ilk defa dinledim ve çok beğendim. Bölümlerden birinin “Urla” adını taşıması çok hoşuma gitti.
Süitin içinde “İzmir’in Dağları”ndan küçük parçalar olması çok iyiydi.
Chopin ve Rahmaninov olsa “İzmir’in Dağları” parçasını nasıl çalardı esprisi ise harikaydı.
Fazıl Say, Chopin versiyonunu öne çıkardı. Bense Rahmaninov tarzını çok sevdim.
Her besteciden çaldığı bölümler arasında konuşarak bilgiler verdi. Herkes çok beğendi.
Ve son olarak DasDas dinleyicisi, tek kelimeyle harikaydı. Salon tıklım tıklım doluydu.
Çok dikkat ettim. Konserin ilk notasından son notasına kadar dikkatler hiç dağılmadı.
Hepimiz Fazıl Say’ı ayakta alkışladık.
Ben de bu harika izleyiciyi ayakta alkışlıyorum.
ANADOLU YAKASI ÇOK İYİ BİR MERKEZE SAHİP OLMUŞ
DASDAS önce Avrupa yakasındaydı. Şimdi Anadolu yakasında Ataşehir Metropol’ün içine geçti.
Dün ilk defa gittim.
Üç ayrı salonları var.
Gerçekten çok güzel bir kültür merkezi olmuş.
Fazıl Say konseri büyük salonda oldu.
Sahne ortada ve iki taraftaki seyirciyle çok güzel bir temas sağlıyor.
DasDas’ı 4 genç insan kurdu.
Oyuncu Didem Balçın, oyuncu Mert Fırat, Mor ve Ötesi’nden Harun Tekin ve Kargo grubunun eski solisti Koray Candemir.
Şimdi aralarına bir de önemli bir yatırımcı katıldı.
Cem Yılmaz’ın filmlerinin yapımcısı Muzaffer Yıldırım.
Gerçekten etkileyici ve “Kültür ve sanat da ayakları üzerinde yaşayabilir” dedirten başarılı bir işe izma atmışlar.
TAHA KIVANÇ BIYIKSIZDI FEHMİ ABİ NİYE BIYIKLI
Fehmi Koru küllerinden yeniden doğuyor.
Yazdığı bir gazete yok ama hangi internet sitesine girsem o.
Yeni fark ettim tekrar bıyık bırakmış.
Onu ilk tanıdığım yıllarda bıyığı vardı ama biraz günün muhafazakâr modasına uygun dudak üstü bıyıktı.
Ama bu defa basbayağı posbıyık...
Bir zamanlar kullandığı ikinci isim olan Taha Kıvanç’ın bıyığı yoktu.
Öyleyse niye durup dururken tekrar bıyık bıraktı?
Bir yerlere mesaj mı?
En iyisi kendisine sorayım dedim.
“Sakalımız-bıyığımız yok diye sözümü dinlemiyorlardı. Bırakalım da dinlesinler” dedi.
Bunu şakayla söyledi tabii.
Acaba Taha Kıvanç olsa bu cümleyi nasıl yorumlardı.
Galiba Taha Kıvanç’lı yılları özledim.
SON 24 SAATTE NE OLDU
