Paylaş
Bir vatandaş olarak bana büyük umut veren çok güzel bir sohbet yaptık.
*
- “Biraz dertliyim, sizinle biraz dertleşmek istiyorum” diyerek başladı.
Konu eski Belediye Başkanı Melih Gökçek’ti.
“Melih Bey Ankara’da uzun süre başkanlık yaptı. Hizmetleri var. Benim onunla bir meselem yok, ama derdim var” dedi ve devam etti:
- “Ne söylesem üzerine alınıyor. Geçen gün telefon edip ‘Yahu Melih Bey kardeşim sen niye alınıyorsun? Ben kendimi anlatıyorum’ dedim.”
*
Sonra örnekler verdi:
“Bana soruyorlar: ‘Çocukların, akrabaların belediyede görev alacak mı?’ Ben de diyorum ki, ‘Benim çoluğum çocuğum, akrabam belediyenin önünden bile geçmez’. Ama bakıyorum o üzerine alınıyor. Ben 5 dönem belediye başkanlığı yaptım. Çoluğum çocuğum belediyeye girmedi. Zaten hepsinin kendine ait işleri var. Yani kendimi anlatıyorum.”
*
Sonra ikinci derdine geliyor.
“Ben artık projelerimi anlatmak istiyorum. Kendimi, dünyaya bakışımı anlatmak istiyorum.”
Nedir o bakışı:
Diyor ki:
“Bir belediyenin görevi, orada yaşayan insanlara güven vermektir. Her şehrin kendine ait bir yaşama tarzı vardır. Aynı şehir içinde yaşama tarzları farklı insanlar vardır. Bunların hepsine saygılı olmalıyız. İster modern olsun, ister muhafazakâr, herkesin kendi hayat tarzını güvence içinde görmesi, güven ve mutluluk içinde yaşamasıdır esas olan.”
*
Devam ediyor:
“Saygılı olmak da yetmez, aynı zamanda güven vermeliyiz. Şehirlerimizde bu kutuplaşmayı önleyecek bir belediyecilik benim arzum. Birinci görevim bunu sağlamak.”
Özhaseki ile sohbetim burada sona erdi.
Kampanya sırasında buluşup şehri birlikte gezmeye karar verdik.
BIYIKTAN İBARET KADINSIZ BİR İSTANBUL OLUR MU
GEÇEN pazar ‘Cumhur İttifakı’nın Antalya aday tanıtma toplantısında gördük. Üç ilçede kadın aday gösterdiler.
*
‘Millet İttifakı’nın İstanbul’da açıklanan adaylarına bakıyorum...
Bir erkek ordusu...
Oysa ittifakın bir kolunun genel başkanı kadın.
CHP’nin İstanbul il başkanı bir kadın.
Yani İstanbul’a bir kadın aday iyi olmaz mı?
*
Söylemek bana düşmez ama mesela geçen seçimde Beyoğlu ilçesinde CHP’nin oylarını neredeyse katlayan Aylin Kotil, henüz açıklanmayan bir ilçeye, ne bileyim Maltepe veya bir başka ilçeye yakışmaz mı?
İL BAŞKANINA KIZDILAR AMA GALİBA HAKLIYMIŞ
- BU arada şunu da öğrendim.
Birçok CHP’li, İstanbul adaylarının açıklandığı Parti Meclisi toplantısında istifa eden il başkanı Canan Kaftancıoğlu’na kızdı. Ama dün öğrendim ki kadın aday konması için çok direnmiş. Çok uğraşmış. Öfkesi biraz da bundanmış. Haklıymış yani...
BEBEK OTELİ’NDE 2’NCİ GÜZEL HABER
'ARAPLAR aldı” dendi... “Rezidans yapılacak” dendi... Sonunda Mars sinemalarının kurucusu ve Alaçatı Stay otelin sahibi Muzaffer Yıldırım’ın aldığı anlaşıldı. Önceki akşam ikinci sevindirici haberi aldım. Otelin, barın ve restoranın işletmeciliğini de çok sevdiğim ve başarılı bulduğum Colonie, Topaz, Escale’in yaratıcıları Gülin ve Yücel Özalp almış.
Bebek Oteli’nin terası ve altındaki Ambasador restoranın bende çok güzel hatıraları var. Bana göre İstanbul’un en güzel konumlu yerlerinden biri... Muzaffer Yıldırım, Gülin ve Yücel’in bu harika mekâna harika bir hava getireceğine eminim.
HERKES EKRAN BAŞINDAYKEN BU ÇOCUKLAR NE OKUYOR
BU fotoğraf Fransa’nın Angouleme şehrinde çekildi.
Angouleme’de açılan çizgi roman fuarında kitap okuyan çocuklar bunlar.
*
Çizgi roman satışları özellikle Fransa ve Belçika’da patlamış durumda.
Geçen yıl Fransa’da çizgi roman satış rakamı 580 milyon doları buldu.
Genç kuşaklar deli gibi çizgi roman okuyor.
*
1990 yılında Fransa’da yayınlanan çizgi roman sayısı 700’ken, geçen yıl bu rakam 5 bine yükseldi.
*
- Bu yıl “Asterix”in 60’ıncı yılı...
- “Red Kid” benimle aynı yaşta. Benden 3 ay sonra, 12 Haziran 1947’de yayınlandı.
- “Batman” ise çizgi roman olarak 80’inci yılını kutluyor.
*
Çizgi roman hayal gücünün hâlâ doruklarındadır.
Sakın ola ki çocuklarınızın çizgi roman okumasına mani olmayın.
İYİ BAKIN BU KAREDE BENİM HAYALETİM VAR
BENSE kendi küçük tarihimde çizgi roman okumaya başlayışımın 65’inci yılını kutluyorum. Baktığım ilk çizgi romanlar, ilkokula gidip gelirken, Amerikalıların çöp tenekelerini karıştırarak bulduğum DC Comics ve Marvel kahramanlarından “Superman”, “Hulk” ve “Spider Man”di.
İngilizce bilmediğim için sadece bakıyordum.
Okuduğum ilk çizgi roman ise “Pekos
Bill”di ama asıl tutkum, 1955 yılında Kahramanlar Mahallesi’ndeki kitapçıda gördüğüm “Tommiks” ve “Teksas”tı. Sonraları “Sipru”, “Küçük Prens” ve “Red Kit” geldi.
Yıllar sonra hayatıma Japon mangaları, “Manara”lar girdi.
O yüzden dün New York Times gazetesinde çizgi roman okuyan bu çocukları gördüğümde, baktım ki aralarında ben de oturuyorum.
ARADIĞINIZ KRAVATLI MEHDİ’YE ULAŞIM ENGELLENDİ VAHİY İÇİN MEKTUPLA ULAŞIN
ADAMCAĞIZ ne güzel yürütüyordu Mehdilik hizmetlerini...
Kendini “resul” bile ilan etmiş, yeryüzünde şubesini açmış, beş ayrı internet sitesi üzerinden Mehdilik hizmetleri vermeye başlamıştı.
“Risalet Nurları” isimli kitabının vahiy tebliğ edildiğini yazıyordu.
İyiydi işi yani...
Bayağı da müşterisi vardı.
Biraz daha kalsa, üç adım daha yukarı çıkıp aslında tebliğ edenin de kendisi olduğunu ilan edecekti...
Diyanet İşleri nihayet uyandı ve önceki gün, “kravatlı mehdi” İskender Evrenesoğlu’na ait 5 internet sitesine erişim engeli getirilmesine karar verildi.
Eh artık Mehdilik hizmetlerini mektupla yapar, kendi uydurduğu vahiyleri de müritlerine ya elden verir ya da mektupla ulaştırır.
Paylaş