CHP’ye vurmak ne kolay değil mi

Nasılsa ne iktidar trolünden dayak yeme riskin var...

Ne de şu an bütün enerjisini Maduro’yu kurtarmak için harcayan sol trolünden...

***

CHP’ye atış serbest, nasılsa bu kavgada atılan yumruğu sayacak kimse de yok...

Neticede ona vuramıyorsun buna vur...

***

Ama bir dakika...

“CHP’de adaylık süreci neden bu kadar karıştı” sorusunu sorduktan sonra, şöyle bir soluk alıp meseleye bir de şöyle baksan...

Acaba birçok yerde ‘millet ittifakı’nın kazanacağı duygusu önceki seçim öncesinden daha fazla da...

İşte ondan dolayı bu kadar büyük çekişme yaşanıyor olmasın...

***

Bir de şunu düşün...

Adalet ve Kalkınma Partisi’nden sorun çıkmıyor...

Çünkü partinin başında, partisinden 10 puan fazla almış bir lider var...

O ne derse oluyor...

O ne derse emir telakki ediliyor...

***

CHP dersen...

Yani senin mahalle...

Geçen gün on kişi masaya oturmuşlar...

Kim lider olsun diye sormuşlar...

Bir tek isim üzerinde birleşememişler...

***

Yani arkadaş unutma ki...

Ana rahmine itirazcı olarak düşen insanların partisi o...

Olacak elbet böyle çatışma, didişme...

Hepsinin, partinin tepesindekinin de, tabanındakinin de...

Egosu yüksek...

***

Yani CHP’ye vur...

Vur da önce bir kendine...

Sonra mahallenin öteki sakinlerine bir bak...

Seni koysalar, kendine itiraz edecek bir kafa yapın var...

Diyeceğim...

Bil ki CHP’ye vururken...

Aynada kendin varsın...

CHP’YE SAYDIRAN ARKADAŞ BİR DE ŞU İZMİR’E BİR BAK

AZİZ Kocaoğlu, başarılı bir belediye başkanıydı. Kendi isteği ile bıraktı.

Bıraktığı İzmir nasıl bir İzmir, gelin bakalım.

***

- Türkiye’de en az borcu olan, ülkenin sırtına en az döviz borcu yükleyen şehir İzmir.

***

- Bu özelliği ile uluslararası kredi notu değerlendirme şirketlerinin Türkiye’de positif not verdiği, derecesi Türkiye’nin çok üzerinde olan tek şehir.

***

- Şehir, devletten yardım almadan, kendi ulaşım sorununu büyük ölçüde çözmüş.

***

- Dünyanın en güzel açık hava doğal hayvan parklarından birini yapmış.

***

- Fuarı, üzerindeki binalardan kurtarıp yeniden yeşil alana çevirirken, Türkiye’nin büyük ticari fuarlarından biri yapmış.

***

- Onun döneminde Çeşme Yarımadası, Alaçatı, Urla bu bölgenin Toskana’sı haline gelmiş...

***

Arkadaş...

Güzel bir mirastır bu...

Ve bu başkan, kendi isteği ile ayrılmıştır...

Partisi onun istediği adayı koymadığı halde, şimdi çıkıp “Bütün gücümüzle partimizin arkasındayız” diye haykıran bir insan...

***

Elinde benzin bidonu ile insafsızca CHP’deki kavganın üzerine gidenlere tavsiyem...

Bir de bu fotoğrafa bakın...

BİR URLALI OLARAK SEFERİHİSARLI ADAY HAKKINDA DUYGULARIM

- Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in İzmir büyükşehir adayı adayı oluşuna sevindim.

***

- Aziz Kocaoğlu altyapıcıydı. Tunç Soyer İzmir’e hayat tarzı renkleri getirecek projeci bir aday. Yani iyi bir geçiş olabilir.

***

- Aziz Kocaoğlu, İzmir taşrasının insanı ile iyi ilişki kuran bir başkandı.

Tunç Soyer, Seferihisar kırsalının üretici kadını ile çok iyi ilişkiler kuran, onları ekonomik hayata sokan bir başkan.

BİRİ MELİH GÖKÇEK’E ADAY OLMADIĞINI SÖYLEMELİ

SİYASETTEN anlamam ama anlayandan daha iyi görürüm.

Gördüğüm de şu...

***

- Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Ankara’da Mehmet Özhaseki gibi iyi bir adayı var...

Ama manzaraya bakarsanız, sanki Mansur Yavaş’ın rakibi Melih Gökçek’miş gibi bir durum var...

***

- Melih başkan, Özhaseki’den rolü çalmış, sanki aday oymuş gibi kendi sahnesinde tek kişilik oyun oynuyor...

***

- Oynuyor da, bundan Özhaseki’ye bir hayır var mı...

Gören var mı bilmem, ama bence yok.

***

- Diyeceğim birinin Melih Gökçek’e, “Arkadaş bu seçimde sen aday değilsin” demesi lazım.

YAVUZ BİNGÖL’DEN ‘BU KALP SENİ UNUTUR MU’

PAZAR günü Menderes Türel’in sunumunda Yavuz Bingöl de vardı.

Bana yeni hazırladığı bir projenin ilk şarkılarını dinletti.

Fikret Kızılok’un “Bu Kalp Seni Unutur mu” şarkısını okumuş.

Düzenlemesi harika ve sesi de çok iyi gitmiş.

Rod Stewart’ın “Great American Song Book” projesi gibi, Türkiye’nin 70’li yıllarının güzel şarkılarından bir albüm yapıyormuş.

Üçünü dinledim, gerçekten çok güzel olmuş.

Bence tutar...

TÜRKÜ DİNLEYEN AZALIRKEN HARİKA BİR DAĞLAR YORUMU

STREAMING platformlarının rakamlarına göre Türkiye’de pop müziğin tüketimi artıyor, türkünün ki ise hızla düşüyor.

Böyle bir ortamda benim için geçen haftanın sürprizi Eda Karaytuğ’un “Dağlar”ı oldu.

Seher Çelik’in “Dağlar”ını öyle güzel okumuş ki...

Kutlamak için aradım.

Atina’da Jordi Savall’la ortak bir proje yapıyorlarmış.

Eda Karaytuğ’u geçen yaz da yazmıştım.

Türk müziğine yepyeni boyut getiren bir sanatçı.

ARTIK İKİ ANADİLLİ 500 BİN ÇOCUĞUMUZ VAR

GEÇEN hafta sonu Antalya’da öğrendim.

Türkiye’de 200 bin Türk-Rus evliliği varmış.

Bu karma çiftlerden doğan çocuk sayısı 500 binmiş.

Bu, şu demek.

Artık Türkçe ve Rusçayı anadili olarak konuşan 500 bin çocuğumuz yetişiyor.

Bu çocukların Türkiye-Rusya ilişkilerine yapacağı katkıyı düşünebiliyor musunuz...