Dünyanın en gözde turistik yerlerinden olsa da bir şekilde betonlaşmadan, çirkin yapılaşmadan uzak kaldı.
Doku bozan yapı yok denecek kadar az.
Her gittiğimde, her şeyi yerli yerinde görmek mutlu ediyor beni.
İlk kez 28 sene önce gittiğim Kapadokya’nın değişmeyen özelliklerinden biri de o kadar başarılı bir turistik rota olmasına rağmen gastronomi konusunda fazla bir şey vadedememesi.
10 gün kadar önce tam da bu yüzden Kapadokya’ydık.
Slow Food Kapadokya, Slow Food Aşçılar Birliği (Chef Alliance) ve Kapadokya Üniversitesi çok güzel bir organizasyon yaptı.
Birliğe üye birkaç şefle birlikte Slow Food’un koruma altına aldığı, yöresel tarım ürünlerini tanıdık.
Çiftçileri, üreticileri ziyaret ettik.
Balparmak’ın sponsorluğunda gerçekleşen kongrenin mottosu “Arılar dünyayı birleştirir”di.
Apimondia daha önce 2017 yılında İstanbul’da yapılmıştı.
Bir şehrin bu kadar kısa aralıkla, böyle bir önemli etkinliğe, iki kez ev sahipliği yapması ilk kez İstanbul’a nasip olmuş.
Sektör için önemli bir kongre Apimondia.
Dünyanın her yerinden gelen üreticiler, teknik ekipler, bilim insanları bir çatı altında buluşuyor.
Benim için heyecan verici bir tecrübe oldu.
Kongre ziyaretimde Balparmak’ın kurucusu ve sahibi Özen Altıparmak’la sohbet etme fırsatım oldu.
Tutkusu, araştırmaya, yeniliğe bu kadar açık olması çok ilham vericiydi.
Öncelikle Kilis’in bilinçli bir şekilde zeytin şehrine dönüşmesini görmek çok heyecan vericiydi.
Çıplak tepeler yavaş yavaş zeytinliklerle doluyor.
Kilizi Kooperatifi, Masmana gibi butik üreticiler, ürün yelpazelerini genişletmekle kalmıyor, sıkım tesisi için konaklama ve gastronomi tecrübesi seçeneklerine yöneliyor.
Hiç de yavaş olmayan bir gelişme var. Oralar er ya da geç bir zeytinyağı turizmi rotasına dönüşecek doğru hamlelerle.
Kilis ziyaretimin en lezzetli duraklarından biri kuşaklardır Kilis katmeri yapan Bekan Pastanesi oldu.
Antep ve Kilis’in bu kadar yakın birer şehir, iç içe geçmiş birer kültür olmasına rağmen aynı tatlının bu kadar farklı yorumlanması ve ikisinin de birbirinden lezzetli olması, bölgenin gastronomi zenginliğinin en sade göstergelerinden.
Bekan pastanesinde Atilla ve Uğur Bekan kardeşler dedelerinden aldıkları geleneği, arkalarından gelen iki kuşakla buluşturmuş.
Kilis Valisi Recep Soytürk, kendi deyimiyle “Karadenizli olduğu halde görev için geldiği Kilis’te zeytinyağına gönül vermiş” bir insan. Karadenizli vurgusu önemli. Bölgenin kendine özgü zeytin çeşitleri olsa da geleneksel mutfağında tereyağının başrolde olduğu bir bölge.
Vali, Kilis’e geldiğinde yılda belki 1-2 litre zeytinyağı tüketirken artık sadece zeytinyağı kullanır hale geldiğini, zeytinyağıyla ilgili her şeyi okuyarak, dinleyerek kendini geliştirmeye çalıştığını söylüyor.
Soytürk bu açıdan zeytinyağı dünyası için rüya tüketiciyi temsil ederken bir devlet insanı olarak zeytinyağının ihtiyacı olan vizyona sahip.
Kilis zeytinyağının daha kaliteli üretilmesi, belli kaliteye gelen yağın hak ettiği değere sahip olmasıyla bizzat ilgilenen, bu konuda bölgesel politikalar üreten bir vali Soytürk.
Zeytinin genetiği konusunda Türkiye’nin en önemli akademisyenlerinden Mücahit Taha Özkaya’dan öğrendiği “kaliteli zeytinyağı yapma” normlarını kağıda döküp tüm sıkım tesislerinin uygulaması gereken valilik kararına dönüştürmüş.
İlk kez 2 yıl önce İpek Yolu Ajansı aracılığıyla bir araya gelmiş ve Kilis zeytinyağının durumunu nereye gidebileceğini konuşmuştuk.
İpek Yolu Ajansı da kurum olarak zeytinyağına yapılan yatırımlara büyük önem veriyor.
3 sene önce ilk kez tattığım bölge yağları her geçen yıl daha iyiye gidiyor.
Kitabın yazarları Kübra Sultan Yüzüncüyıl, Aynülhayat Uybadın, Arif Bilgin, Suavi Aydın çok kıymetli bir işe imza atmışlar.
Hepsi de birbirinden değerli, yemek ve kültürünü farklı bağlamlarda araştıran, önemli eserleri olan akademisyenler.
Kitabın içeriği şaşırtıcı bir zenginlikte, ilk sayfalardaki notlar ise mutfağımıza dair büyük umut verici.
Kitabın çıkmasını sağlayan kurumlardan biri SATSO- Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası.
Sanayi Odası’nın Gastrosakarya Projesi kapsamında yapılmış bir çalışmanın ürünü Sakarya Mutfağı.
Gastrosakarya, bölgenin mutfak kültürüne sahip çıkan, gerek tarım ürünleri gerekse bu ürünlerin kullanılması konusunda farklı etaplardan oluşan çok zengin bir proje.
Ne kadar başarılı ve ciddi bir iş olduğu da ortaya çıkardığı külliyattan belli. Kitap değil koskoca bir ansiklopedi.
Sapanca NG Hotels Enjoy’da yemek tarihi araştırmacısı, yazar Aylin Öney Tan’la bir çalışma kampı yapmaktı amacımız.
Sakin bir ortamda, uzayıp giden gecikmiş işleri bitirmek, yeni fikirler üretmek, dinlenmek...
NG Hotels, Kütahya Porselen’in sahibi Güral ailesine ait.
Ailenin son yıllarda turizmde önemli yatırımları var, daha da büyümeyi hedefliyorlar.
Otel iş kampına gelen grupları, yerli yabancı, genelde çocuklu aileleri ağırlıyor.
Büyük sayılardan bahsediyoruz ama her şeyi gayet güzel dağıtmışlar...
Kalabalık hissetmiyorsunuz...
Otellerde kahvaltı büfesinin sadece çeşitliliğe önem verdiği, ürünlerin lezzetten yoksun olduğu yönünde bir önyargım var.
Bizim Güney, Ege sahillerindeki süper lüks plajlar yok İtalya’da.
Sardegna’nın belli yerlerinde biraz yaklaşanlar var ama İtalya’nın plaj anlayışında lüks, minimal olandır.
Son derece halk işi, çocukların koşturduğu, temiz, tertipli, şık bir tesis.
Bu mekanı sıra dışı yapan ise gün boyunca plaj halkına servis yapan, akşam 20.30’dan sonra ciddi bir restorana dönüşen küçücük barı Il Il Baretto.
Akla gelmeyecek detayda şaraplar, kusursuz mutfak, en önemlisi de masada İtalya ve Lazio’nun en iyi zeytinyağlarından Alfredo Cetrone...
İtalyan restoranlarında iyi şarap şaşırılacak bir şey değil de zeytinyağının bu kadar iyisi, her restoranın harcı değil, ki sahilde, şemsiye şezlong kiralayan bir tesis için hakikaten eşi az görülür bir durum.
Çiğ balık sıkça hayal kırıklığına uğramama neden olan tutkum. Çok seviyorum.
Tek çeşit yemek uyumuna ‘Memecik’le başlamak istiyorum.
Çok neşeli, sıkıldığı döneme göre kılıktan kılığa girebilen bir zeytin Memecik.
Gözlemlediğim kadarıyla bölgeden bölgeye farklı kişiliğe sahip.
Muğlalılar Memecik’lerini Muğla adıyla tescilledi.
Gerçekten Muğla’da daha bir neşeli, başı al yazmalı bir kadına benziyor.
Genel olarak Memecik domates sapı, domates yaprağı, yeşilinden, pembesine, kırmızısına domates domates kokan bir zeytin.
Muğlalı Memecik biraz çeşidinden biraz da bölge olarak erken hasada hafif geç başladığından domatesin tatlı halleri hissediliyor.