Paylaş
Kitabın yazarları Kübra Sultan Yüzüncüyıl, Aynülhayat Uybadın, Arif Bilgin, Suavi Aydın çok kıymetli bir işe imza atmışlar.
Hepsi de birbirinden değerli, yemek ve kültürünü farklı bağlamlarda araştıran, önemli eserleri olan akademisyenler.
Kitabın içeriği şaşırtıcı bir zenginlikte, ilk sayfalardaki notlar ise mutfağımıza dair büyük umut verici.
Kitabın çıkmasını sağlayan kurumlardan biri SATSO- Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası.
Sanayi Odası’nın Gastrosakarya Projesi kapsamında yapılmış bir çalışmanın ürünü Sakarya Mutfağı.
Gastrosakarya, bölgenin mutfak kültürüne sahip çıkan, gerek tarım ürünleri gerekse bu ürünlerin kullanılması konusunda farklı etaplardan oluşan çok zengin bir proje.
Ne kadar başarılı ve ciddi bir iş olduğu da ortaya çıkardığı külliyattan belli. Kitap değil koskoca bir ansiklopedi.
İstanbul’un yanı başında, görünenin altında ne var diye çok da eşelemediğimiz Sakarya’nın bu kadar zengin bir mutfak kültürü olduğu aklımın ucundan geçmezdi.
Benim cahilliğim kabul ama yazarların yörüğünden muhacirine, Kafkasından Kırımına, Romanına, Hemşinine, Sakarya’ya dokunan tüm mutfakları bu kadar ayrıntılı araştırıp, tarifleri çıkarıp, tarihe not düşmek için görünenin çok daha derininde bir çalışma yaptıkları da tartışılmaz.
Kitapta inanılmaz tarifler var.
Adını ilk kez duyduğum, bir an önce yapsam dediğim, insanın içini ısıtan, lezzetli, sağlıklı, tarih, kültür kokan tarifler...
Kitabın, projenin beni heyecanlandıran bir başka açısı ise “Yeni Sakarya Mutfağı” başlığı.
Geleneksel bir Sakarya mutfağı var ama bir grup insanın çalışması, vizyonu sayesinde gücünü topraktan, bölgesel çeşitlilikten alan ve geleceğe bakan yeni bir mutfak var...
Kitapta Sakarya’nın geleceğini şef Doğan Anapa ve Zeliha İrem’in tarifleri temsil ediyor.
Zeliha Hanım’ın yemeklerini tatma fırsatım olmadı ancak Sapanca ziyaretim sırasında, göl kıyısındaki aile işletmesi Beta Home’un restoranında Doğan Anapa’nın yemeklerini tatma fırsatım olmuştu.
Mutfakta kullandığı malzemenin bir kısmını kendi üreten, yerel malzemeye duyduğu saygı ve yaratıcılığı ile bölge mutfağına, ruhuna büyük katkısı olan bir şef Doğan Anapa.
Keşkek, humus, babaanne usulü barbunya, pöçlü mantı, incik her şey çok lezzetliydi.
Şef Anapa, büyüyünce şef olmak isteyenlerden değil.
Büyüdükten sonra, bir kariyer yaptıktan sonra içindeki yemek tutkusunun çağrısını sindiremeyip, mutfak eğitimi olmadan kendi kendini yetiştiren bir usta.
Birkaç sene önce yemeklerini tatmıştım, çok güzeldi ancak Sakarya mutfağıyla birlikte Anapa’nın da şef olarak evrimini gözlemlemek heyecan verici.
Kitabın yazarlarının emeğine sağlık ve böyle bir işi mutfağımıza kazandırdığınız için teşekkürler.
Bir koca kitap, bir koca kitap dolusu harika insan...
Sakarya Mutfağı, yemekle, toprakla ilgilenen hatta ilgilenmeyen herkesin kitaplığında olması gereken bir kaynak.
Benim “yazar çatlatan” dediğim işlerden.
Bu vesileyle, Rıza Duru’nun “Karaman Mutfağı” üzerine çalışmasını ve Aylin Öney Tan’ın “Antep Mutfağı” üzerine yazdığı kitapları da hatırlatayım...
Paylaş