Sadece icraatına odaklananlar var.
Ayasofya’nın açılmasına sevinenler var.
Dış politikadaki tutumunu beğenenler var.
Teröre karşı ödünsüz tavır sergilediğini düşünenler var.
Türkiye’yi kalkındırdığı görüşünde olanlar var.
Rakiplerine göre daha iyi yöneteceğine inananlar var.
Seçim propagandası yapmaya kalkışanlar var.
Rakı reklamı üzerinden...
Cumhuriyet övgüsü yapmaya kalkışanlar var.
*
O gün geldiğinde rakıya vuracaklarmış kendilerini.
Siyasi bilinçlerini, resmen rakıya indirgemiş durumdalar.
*
“Bu saçmalığa kim esaslı biçimde işaret edecek acaba?”
- İki taraftan biri, diğeri karşısında ezici bir üstünlük sağlayabilmiş değil.
*
- “Başa baş” diye bir yorum epeydir popüler ve bu durum devam ediyor.
*
- Muharrem İnce muamması sürüyor. Yükselecek mi, düşecek mi? Belirsiz.
*
- Kazanan da kaybeden de çok az farkla kazanacak ya da kaybedecek.
*
MERAL Akşener, doğalgazla ilgili olarak kuşku dolu bir açıklama yaptı. Söylediği şöyle bir şey:
*
“Bilemiyorum, gerçekten bulundu mu? Bulunduysa seviniriz. İnşallah Putin’in kıyağı değildir.”
*
Herhangi bir muhalif vatandaşımızın, doğalgazla ilgili kuşku duymasını anlarım.
*
Sonuçta sıradan muhalif bir vatandaşımız...
Duygularıyla hareket edebilir... İktidarın iyi bir iş yaptığına inanmak istemeyebilir... Konuyu araştırma / inceleme olanağına sahip olmayabilir... Sağda solda işittiği dedikodulara inanıyor olabilir...
BAYRAMDA benim evde buluştuk. Eş, dost, akraba, konu komşu falan.
Ta en başta kuralı koydum:
*
“Siyaset konuşmak yok. Seçim konuşmak yok. Yüzde ifade etmek yok. Birinci tur, ikinci tur falan demek yok. Muharrem demek yok. Kim kazanacak demek yok.”
*
Bu uyarıyı yaptığım andan itibaren kimse konu açamadı. Hangi konu açılmaya çalışılsa sohbet ilerlemedi. Muazzam bir sessizlik oluştu. Konuşacak konu bulamama sıkıntısı bastı her yanı.
*
Beş altı dakika
Türkiye toplumunun mezhep ayrımcılığı gibi bir ilkelliği geride bırakacak olgunluğa eriştiğini düşünenlerdenim.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamasının, bu ilkel yaklaşımı inatla ve ısrarla sürdürenleri hedef aldığını düşünüyorum.
*
Ta en başından beri hep şunu savundum:
Videodaki temel mesajı şuydu:
*
“Son zamanlarda iktidar, Kürtlere terörist muamelesi yapıyor. Tüm Kürtleri terörist olarak yaftalıyor. Bu olmaz. Bu utanç verici bir tutumdur.”
*
Oysa iktidarın yaptığı bu değil.
Şunu yapıyor iktidar:
*
PKK’ya terörist diyor, HDP’yi de PKK’nın siyasi uzantısı olmakla suçluyor.
BÜTÜN bakanları, milletvekili adayı yaptı Erdoğan. İlk duyduğumda çok yadırgamıştım bu riskli kararı.
*
Ne yapılmak istendiğini tam olarak anlayamamıştım. Bu yaklaşımın arkasındaki siyasi taktiği çözememiştim. “Ne yani? Seçim kazanılırsa bu bakanlara ihtiyaç duyulmayacak mı?” demiştim. “Erdoğan ne yapmak istiyor?” diye merak etmiştim.
*
Ve bugün şunu görüyorum ki:
Erdoğan’ın bu kararı, partisinin seçime güçlü girmesi açısından doğru bir taktik. Erdoğan, seçim kampanyasına güç kazandırmak için almış bu kararı.
*
Mesela Murat Kurum