Şöyle şeyler yazarak:
*
Demek ki emekliler 15 bin liralık bayram ikramiyesini istememiş. Demek ki depremzedeler çadır hayatı yaşamayı çok sevmiş. Demek ki depremzedeler bedava ev yerine parayla ev almak istemiş. Demek ki gençlerimiz güzel bir gelecek vaadi istemiyormuş.
*
Bunları yazan gazete maalesef milleti kör ve sersem, kendisini ise çok akıllı ve rasyonel sanıyor.
*
Çünkü bu gazete...
- Ekonominin durumu biliniyor.
- Deprem felaketi yaşanmış.
- Pandeminin olumsuzlukları hâlâ sürüyor.
- Rusya-Ukrayna savaşının etkisi altındayız.
MUHARREM İnce’ye yönelik iftiranın, montajın, ahlaksız saldırının arkasında kim var?
*
Bu soruya bu ülkenin dağları, taşları, çocukları, yaşlıları, kadınları, erkekleri, AKP’lileri, CHP’lileri...
Hep bir ağızdan şu cevabı verir:
*
“FETÖ’cüler var FETÖ’cüler.”
*
Neden böyle?
Sonuç?
Seçime üç gün kala oylarında ciddi bir erime gözlendi.
*
Böyle bir ortamda çekilmeseydi...
- Sanatçı da seçmendir, vatandaştır. Tabii ki tutumunu açıklar. Tabii ki kimi destekliyorsa söyler. Hatta desteklediği taraf için militan gibi de davranabilir. Aktivizm yapar. Yeter ki Mustafa Sandal gibi başka partinin miting fotoğrafını, kendi partisinin miting fotoğrafı gibi yaymasın. Yanlışlıkla yaydığında da çıkıp bir özür dilemesini bilsin.
*
- Her sanatçı, tarafını açıklar. Ama sanatçının CHP’den yana tavır alma zorunluluğu yok. Muazzez Ersoy tarafını açıklayınca auvv... Şahan Gökbakar CHP’li milletvekili gibi haftalardır yalın kılıç mücadele verince alkış... İşte bu olmaz. Sanatçı, CHP’den yana tavır alınca makbul sanatçı olacak, AK Parti’den yana tavır alınca her türlü sövgüye layık sanatçı olacak. Bu kabul edilemez.
*
- Konuyu, “İktidarı desteklemekle muhalefeti desteklemek aynı şey değil” cümlesiyle açıklamak da artık pek mümkün değil. Mesela İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin imkânları, sekiz bakanlığın imkânlarına bedel. Orası da önemli bir iktidar odağı. Yani iktidara verilen desteğin getirisi olduğu kadar, İmamoğlu’na verilen desteğin de getirisi olabilir. Bu nedenle, “Yalakalık sadece iktidara yapılır, muhalefete değil” görüşünün de çok bir anlamı kalmadı.
*
“Karı gibi mutfaktan çıkmayan değil, arı gibi çalışan lider istiyoruz” yazmış pankarta.
Kılıçdaroğlu’nun mutfak videolarına gönderme yaparak.
*
“Karı” demesi çirkin. Kadınları sadece mutfağa layık görmesi çirkin. İşleri ‘erkek işi / kadın işi’ diye ayırması çirkin. Neresinden bakarsanız bakın: Çirkin oğlu çirkin. Çirkin kızı çirkin.
*
AK Parti’nin resmi pankartı mı bu?
Tabii ki değil.
Ne olacak ki? Nasıl bir zararı olacak ki? Bu devirde bu nasıl bir anlayış?
*
- Sen Erzurum’sun. Zaten AK Parti’nin ezip geçtiği, silip süpürdüğü kentsin. Ne diye İmamoğlu’nun konuşmasından huzursuzluk duyuyorsun ki?
*
-Erzurumlunun işi değil, bir avuç provokatörün işi deniliyor. Tabii ki öyledir. Tabii ki koca şehir suçlanamaz. Temel soru şu: Koca bir şehirde bir avuç provokatörün bu kadar rahat at oynatabilmesi nasıl mümkün olabiliyor?
*
CHP’nin talihsizliğine bakar mısınız?
*
İttifak yaptığı partiler ve liderler, resmen CHP’nin seçmenlerine gözlerini dikmiş durumdalar.
Hepsi CHP’den oy tırtıklama peşinde.
*
Meral Hanım, CHP mitinglerinde CHP’li ailelerden partisine oy istiyor.
TİP, en büyük potansiyeli orada görüyor.