Sizin parti kitle partisi Bekir Bozdağ Bey

Sadece icraatına odaklananlar var.

 Ayasofya’nın açılmasına sevinenler var.

 Dış politikadaki tutumunu beğenenler var.

 Teröre karşı ödünsüz tavır sergilediğini düşünenler var.

 Türkiye’yi kalkındırdığı görüşünde olanlar var.

 Rakiplerine göre daha iyi yöneteceğine inananlar var.

 Başörtülüler var, başı açıklar var.

 Birbirinden farklı yaşam tarzlarına sahip kişiler var.

 İş dünyasının önünü açtığını düşünenler var.

 Savunma sanayisindeki gelişmeleri temel alanlar var.

 Doğalgaz, Akkuyu gibi eserleri önemseyenler var.

 Birbirinden farklı inançlara sahip kişiler var.

Var oğlu var yani.

*

Yani demem o ki...

AK Parti, toplumun yarısından fazlasının oyuna talip bir kitle partisi.

Böyle bir parti tek bir yaşam tarzına, tek bir anlayışa, tek bir yaklaşıma, tek bir heyecana, tek bir bakış açısına indirgenemez.

İndirgenirse tek bir inancın, tek bir ideolojinin, tek bir yaşam tarzının partisi olur.

*

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın bir seçim konuşmasında “şampanya” ve “secde” ikilemine yaptığı vurgu, AK Parti’yi tek bir alana sıkıştırır.

*

AK Parti gibi bir kitle partisi adına konuşan her konuşmacının...

Farklı yaşam tarzlarından birini kucaklayan, diğerini dışlayan vurgular yapmak yerine tüm yaşam tarzlarını kucaklaması gerekir.

*

Hatta ve hatta yaşam tarzlarını falan bir tarafa bırakıp milletin tamamının geleceğine umutla bakmasını sağlayacak söylemlere yönelmesi gerekir.

*

Yani demem o ki...

Bekir Bozdağ’ın da diğer AK Parti sözcülerinin de yaşam tarzı farklılıklarını öne çıkarmak yerine...

Sadece son bir ayda hükümetlerinin hizmete soktuğu projeleri halka anlatmaları, partilerine çok daha kıymetli bir katkı sağlar.

AİLEMİ KİME EMANET EDERİM

Saçma sapan bir soru dolaşıyor ortalıkta:

*

“Aileni kime emanet edersin? Erdoğan’a mı? Kılıçdaroğlu’na mı?”

*

Genelde saçma sapan sorulara cevap vermem ama hadi buna cevap vereyim:

*

Ailemi niye birilerine emanet edeyim ki abi?

On beşinci yüzyılda mı yaşıyoruz?

Aylarca sürecek Fizan yolculuğuna mı çıkacağım?

“Ailem sana emanet Erdoğan” ya da “Ailem sana emanet Kılıçdaroğlu” cümlelerini kurmamı gerektirecek nasıl bir durum oluşacak?

Nereden akla geliyor böyle şeyler? Çok mu kostüme film seyrediliyor? Fazla mı Doğu masalı okunuyor? Nedir? Ne oluyor?

Hep bizde mi oluyor böyle saçmalıklar?

Mesela ABD’de “Aileni Biden’a mı, Trump’a mı emanet edersin?” diye bir soru soruluyor mudur?

ÇOK İYİ YÖNETTİLER RAHATSIZLIK KRİZİNİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birkaç kez Çankaya Köşkü’nde televizyon programı yaptık.

*

Bu programlarda Erdoğan’ın ekibinin aşırı dikkati ve fazla titizliği dikkatimi çekmişti. Hiçbir şeyi boşlukta bırakmıyorlardı.

Kılı kırk yarıyorlardı, her şeyi hesaba katıyorlardı, hiç akla gelmeyecek şeyler akıllarındaydı.

*

İtiraf ediyorum: Gördüklerim karşısında bazen “Bu kadarı da fazla değil mi?” diye düşündüğüm oldu. İçimden “Amma da abartıyorlar” diye geçirdiğim de oldu.

*

Çankaya Köşkü’nde bir canlı yayında yaşanan rahatsızlık krizinin mükemmel biçimde yönetildiğini görünce...

Aşırı dikkat ve fazla titizliğin ne kadar da gerekli olduğunu fark etmiş oldum.

Demek ki fazla değilmiş.

Demek ki abartmıyorlarmış.

*

“Eyvah eyvah” fısıldaması dışında hiçbir şey yansımadı dışarıya.

Bu çok önemliydi. Kriz yönetiminin en büyük başarısı budur.

*

21 dakika sonra Erdoğan’ın ekrana çıkması, muhtemel tüm dedikoduların önlenmesini sağladı.

İşin bu kısmı da “örnek bir kriz yönetimi” olarak tarihe geçti.

*

Madem sorunlar çıkınca başarısızlığı hemen öne çıkarıyoruz...

O halde sorun çıkmayınca başarıyı öne çıkarmalıyız.

Erdoğan’ın ekibine kocaman bir bravo!

SARIGÜL ALGISININ ANINDA DEĞİŞİMİ

Çok değil kısa bir süre öncesine kadar muhalif çevrelerdeki algısı şöyleydi Mustafa Sarıgül’ün:

*

Kafayı yemiş... TikTok’çu... Bu adam ne kadar gereksiz çıktı... Komedi dans teklisi... Hahaha! Bunu ciddiye alan kaldı mı ya?

*

Millet İttifakı’na geçip Erzincan’dan CHP adayı olunca muhalif çevrelerdeki algısı şöyle oldu Sarıgül’ün:

*

Yaman adam bu Sarıgül... Oyları toplayacak... Müthiş kampanya yapıyor... Breh breh! Çok iyi ya...
Yürü Sarıgül... Yaşa Sarıgül...

DANIŞMANLARI OLSAM ŞÖYLE ŞEYLER DERDİM

Babacan! Sen bence çok konuşma. İttifaka zarar veriyorsun.

*

 İmamoğlu! İyi gidiyorsun ama azıcık ciddi ol.

*

 Derya Yanık! Çok malzeme veriyorsun. Verme.

*

 İnce! Düşüşe geçiyorsun, polemik çıkar.

*

 Davutoğlu! “Ben başbakanken” deme. Antipatik oluyorsun.

*

 HÜDA PAR! Zaten karışık olan çarşıyı daha fazla karıştırmayın.

*

 Bakan Kurum! Senin biraz fazla görünmende yarar var.