Paylaş
Videodaki temel mesajı şuydu:
*
“Son zamanlarda iktidar, Kürtlere terörist muamelesi yapıyor. Tüm Kürtleri terörist olarak yaftalıyor. Bu olmaz. Bu utanç verici bir tutumdur.”
*
Oysa iktidarın yaptığı bu değil.
Şunu yapıyor iktidar:
*
PKK’ya terörist diyor, HDP’yi de PKK’nın siyasi uzantısı olmakla suçluyor.
*
“PKK eşittir Kürt” değildir. “HDP eşittir Kürt” değildir. Türkiye’de hiç kimse olaya böyle bakmıyor.
*
Hele AK Parti, asla böyle bakmaz, bakamaz.
Çünkü AK Parti, girdiği her seçimde Kürtlerin önemli bir kısmından oy alan bir parti.
AK Parti’nin Kürtlere “terörist” demesi için, aklını peynir ekmekle yemiş olması, kendi ayağına kurşun sıkması gerekir.
AK Parti’nin yetkililerinden, kalemlerinden, sosyal medyacılarından falan “Kürtler teröristtir” anlamına gelecek bir ima bile yok.
*
Eğer Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın PKK’ya ve PKK bağlamında HDP’ye yönelik sert tutumundan yola çıkarak “Bunlar, Kürtlere terörist muamelesi yapıyor” sonucuna varıyorsa...
Olayı şöyle kodlamış oluyor:
*
HDP, Kürtlerin yegâne siyasi temsilcisidir. PKK, Kürtlerin yegâne illegal temsilcisidir.
*
Bu tehlikeli kodlamanın doğuracağı tek bir sonuç vardır:
*
“Kürt eşittir PKK.”
*
Terör örgütü PKK’nın en sevdiği, en bayıldığı, en arayıp da bulamadığı yaklaşım,
“Kürt eşittir PKK” yaklaşımıdır. Çünkü “Kürt eşittir PKK” demek, bütün Kürtleri PKK’nın kucağına terk etmektir. Böyle bir yaklaşım, PKK’ya düğün bayram ettirir.
*
- Çünkü PKK, kendisine karşı yürütülen askeri mücadeleyi, “Kürtlere yönelik boğma harekâtı” olarak yansıtmak ister.
*
- HDP de kendisine karşı verilen siyasi mücadeleyi, “Kürtlere karşı verilen mücadele” olarak yansıtmak ister.
*
Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayı olarak...
Tabii ki HDP’nin oylarını almak için çabalayabilir, tabii ki HDP’ye oy veren vatandaşlarımızı ikna etmek için uğraşabilir.
Bu, Türk siyasetinin en temiz çabasıdır.
Bu, Türk siyasetinin en saygıdeğer uğraşısıdır.
*
Ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı bu değil ki.
Kılıçdaroğlu, HDP’ye oy veren vatandaşları, kendi çizgisine çekmeye ikna ederek oylarını almaya çalışmıyor.
*
Yaklaşımı şu Kılıçdaroğlu’nun:
*
“Amaaaan kim uğraşacak şimdi HDP seçmenini ikna etmek için? Kim HDP seçmenini kapı kapı dolaşacak? Zor iş. Zahmetli iş. Ben HDP yönetimiyle anlaşırım. Onlara sözler veririm. Böylece zahmetsiz bir şekilde HDP’ye giden oyları kendime çekerim. Oh mis.”
*
Kılıçdaroğlu, işte bu yaklaşımı nedeniyle...
İktidar kanadı tarafından “Sen HDP yönetimine ne söz verdin? Senin HDP yönetimine verdiğin sözler, PKK’ya verilmiş sözlerdir” falan diye eleştiriliyor.
Bu eleştirilerden bunalan Kılıçdaroğlu da çareyi şöyle şeyler söylemekte buluyor:
*
“HDP’ye oy verenleri terörist olarak görüyorsunuz. Kürtleri terörist olarak görüyorsunuz.”
*
Kılıçdaroğlu farkında mı değil mi bilmiyorum ama bu yaptığı, sonuçta PKK’nın en bayıldığı “Kürt eşittir terörist” yaklaşımına çok esaslı bir destek.
*
Nereden baksan tehlikeli, nereden baksan PKK’ya yarayan bir yaklaşım.
KILIÇDAROĞLU’NUN ‘KÜRTLER’ VİDEOSU ŞÖYLE OLMALIYDI
- Geçmişte Kürtlere yapılan zulümleri anlatmalıydı.
*
- Bu zulümlerden hangilerine, kimlerin son verdiğinden söz etmeliydi.
*
- Kürt sorununun çözümü konusunda atılan adımları övmeliydi.
*
- Şu anda “Kürt sorunu” olarak nitelendirilen sorunu net olarak tanımlamalıydı.
*
- İktidara gelince “Kürt sorunu” dediği sorunu nasıl çözeceğini açıklamalıydı.
*
- Somut olarak, “Kürtlere şunları vereceğim” demeliydi.
*
- Kürtler konusunda açık, net mesajlar vermeliydi.
*
Böyle yapsaydı... HDP ile anlaşmasına bile gerek kalmadan, HDP’ye oy veren yurttaşların oylarını alabilirdi.
TENCERE MESELESİ
TOGG tamam. TCG Anadolu tamam. Kızılelma tamam. Savunma sanayisi tamam. Yollar, köprüler, havalimanları tamam. İmece uydusu tamam. Doğalgaz tamam.
*
AK Parti, bu alanlarda çok kuvvetli.
Ancak bu alanlar, tencere alanının alternatifi değil.
*
Yeni Şafak’ta Aydın Ünal’ın da haklı olarak uyardığı gibi...
AK Parti, tencerenin doğurduğu sorunları, kuvvetli olduğu alanlarla telafi edemez.
*
İstikameti şu olmalı AK Parti’nin: Tencereye ayrı bir bölüm açmak, tencereye süper yoğunlaşmak, tencereyi bir numaralı konu haline getirmek...
HEP AYNI YÖNTEM
- Seçime az bir süre kala bazı sansasyonel kampanyalara girişilme yöntemi denendi mi? Denendi.
*
- Seçime az bir süre kala kasetler, bel altı vuruşlar, dayanaksız uçuk suçlamalar gündeme getirildi mi? Getirildi.
*
- Seçime az bir süre kala FETÖ’nün seçim ortamını zehirleyen operasyonlarına bel bağlandı mı? Bağlandı.
*
- Seçime az bir süre kala karanlık odaklardan karanlık mesajlarla seçmenin kafası karıştırılmak istendi mi? İstendi.
*
E peki bu yöntemler işe yaradı mı?
*
Tabii ki yaramadı.
*
Elinde bin türlü yöntem varken her seçimde aynı yöntemlerin peşinden koşmak Einstein’ın işaret ettiği sonuca götürmüyor mu bizi?
Paylaş