Sessiz, çok ön plana çıkmayan, ama çalışkan, iş disiplini yüksek, vizyon sahibi, araştırmacı ve yaratıcı bir kişilik.
‘Polonezköy’ ve ‘Egeden’ markalı peynir-zeytin ürünleriyle tanınan Polonezköy Gıda A.Ş.’nin sahibi.
Duydum ki, bir dönem yine ‘Polonezköy’ markasıyla zincir mağazalar ve 5 yıldızlı oteller için ürettiği ancak sonrasında ara verdiği meze işine yeniden başlamış.
Bu kez marka olarak -bir gün koşullar elverir de meze evi zincirine dönüştürürüm düşüncesiyle- ‘Mezev’de karar kılmış.
İşin tüm sorumluluğunu da geçen yıl İzmir Ekonomi Üniversitesi İngilizce İşletme’yi bitiren büyük oğlu Baran’a emanet etmiş.
Şu anda her şeyi kendilerine ait olmak üzere 25 çeşit meze üretiyorlarmış.
Bunun 15’i aktif olarak bulunurken, 10’u ise isteğe göre hazırlanıyormuş.
NE yazık ki İzmir dahil bu ülkede ‘spor eşittir futbol’ demek...
Bunu Göztepe’nin 14 yıl sonra Süper Lig’e çıkmasıyla birlikte bir kez daha gördük, yaşadık.
Ortalık bayram yeri...
Yer sarı, gök kırmızı...
Gazetem dahil medyamızın spor sayfaları baştan aşağı Göz-Göz...
Oysa bu kentte bundan sadece birkaç gün önce bir şampiyonluk daha yaşandı.
Ama bekleyemedim.
Önce yanlış okuyorum sandım.
Bir daha, bir daha okudum.
Göztepe Başkanı Mehmet Sepil, bir gazeteye yaptığı açıklamada ‘tırnak içinde’ aynen şöyle demiş:
“Büyük bir coşku içindeyiz.
Kuruluş yıl dönümümüz olan 14 Haziran’da İzmir’i yakacağız.
Herkes o geceye çok iyi hazırlansın.”
ÜRETİM Reform Paketi’nde zeytinle ilgili maddeler gündemdeki yerini koruyor.
Komisyondaki görüşmeler sürerken...
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar önceki gün bir açıklama yaptı ve dedi ki:
“1 dönümde en az 30 zeytin ağacı varsa burası için ‘Zeytinlik’ diye bir tanım yapılmalı.
Yoksa 4 zeytin ağacı var diye orası zeytinlik sayılmamalı.
Bu ağaçlar oldukça dayanıklı ve kışın aldığı yağmurla ürün veriyor.
O açıdan kanunda zeytinlik alanların tanımlanması ve 3 kilometrelik sınırın kaldırılması gerek.
İZMİR’de 18 Eylül 1980’de kurulan Pehlivanoğlu Mağazaları’nda geçen yılın başında ayrılık yaşandı.
Muharrem, Hanif ve Ali Pehlivanoğlu, 150 mağazayı aralarında eşit oranda paylaştı.
‘Pehlivanoğlu’ adı ve markası korunurken, üç kardeş de yollarına kendi isimleriyle devam etme kararı aldı.
Kararın açıkladığı toplantıda ortak mesaj şöyleydi:
“Yeni bir kabuk değiştirme arefesindeyiz.
Aramızda tatlı bir rekabetle helalleşip, kucaklaştık.
Ama bu ayrılık değil, daha da büyümek adına atılmış bir adım.
MALUM, zeytinliklere sanayi tesisi yapılmasının yolunu açan tasarı 7’nci kez Meclis gündeminde.
Eğer yasalaşırsa dekar başına 15 ağacın altındaki yerler zeytinlik olarak kabul edilmeyecek ve yatırıma açılabilecek.
Binlerce zeytin ağacı kesilme tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.
‘Üretim Reform Paketi’ normalde salı günü Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’na gelecekti.
Tali komisyon olan Eğitim Komisyonu’nun raporunu hazırlayamaması nedeniyle haftaya kaldı.
Başta Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi, Zeytindostu Derneği olmak üzere üreticiler ve zeytine gönül vermiş herkes tedirgin.
Aslında uzun süredir üzerinde çalışılan bu paket, sanayi ve ticarette maliyetleri düşürmek, teşvikleri artırmak için hazırlanmıştı.
Zira Nedim Kalpaklıoğlu, Yaşar Holding’teki üst düzey yöneticiliğinin ardından 1996’da kurduğu Ege NKM isimli firmasıyla önce zeytin-zeytinyağı alanında faaliyet gösterdi, sonrasında bal üretimine de adım attı.
Ege’nin bu en değerli iki ürününü ‘Ege’ markasıyla başta Avrupa, ABD, Japonya ve Çin olmak üzere 38 ülkeye ihraç etti.
“Türkiye’nin en çok bal ihracatı yapan şirketi” unvanı aldı.
2015’te İzmir Aliağa’da 17.5 milyon TL yatırımla ülkenin en büyük bal üretim tesislerinden birini hizmete açtı.
Yıllık yaklaşık 2 bin 500 ton olan üretimini ihracattaki payını artırarak 5 bin tona çıkarmayı hedefledi.
Yeni yatırımlarıyla adından söz ettirip büyüme mesajları verdi.
Bir gün öncesinde Muğla’dan gelen bir kaza haberi ve ona ilişkin görüntüler hepimizi yasa boğdu.
Sakar Geçidi’nden uçan midibüs çoğu kadın 24 cana mal oldu.
İlk şoku atlattık, şimdi nedenini bulmaya çalışıyoruz.
Basına yansıyan şekliyle, kaza adeta ‘Geliyorum’ demiş.
Deniyor ki:
- Midibüs aşırı hızla seyrediyor.
- Şoför aracın gerçek sürücüsü değil.