Paylaş
MALUM, zeytinliklere sanayi tesisi yapılmasının yolunu açan tasarı 7’nci kez Meclis gündeminde.
Eğer yasalaşırsa dekar başına 15 ağacın altındaki yerler zeytinlik olarak kabul edilmeyecek ve yatırıma açılabilecek.
Binlerce zeytin ağacı kesilme tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.
‘Üretim Reform Paketi’ normalde salı günü Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’na gelecekti.
Tali komisyon olan Eğitim Komisyonu’nun raporunu hazırlayamaması nedeniyle haftaya kaldı.
Başta Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi, Zeytindostu Derneği olmak üzere üreticiler ve zeytine gönül vermiş herkes tedirgin.
Aslında uzun süredir üzerinde çalışılan bu paket, sanayi ve ticarette maliyetleri düşürmek, teşvikleri artırmak için hazırlanmıştı.
Sonra bir anda adeta kıyı, mera ve zeytinliklerin imara açılmasına dönüştü.
İtiraz edenler diyor ki:
“Bunların sanayiyle, üretimle ne ilgisi var?
Ülkemizde tarım dışı olan, kullanılmayan o kadar çok boş araz dururken zeytinliklerin bu işin içine dahil edilmesi neden?
Tam Türk zeytinini dünyada zirveye taşıyacakken bu yasa zeytinliklerin ölüm fermanı olabilir.
Gelin bu tasarıyı temcit pilavı gibi gündeme getirmekten vazgeçin, bir yanlışa yol açmayın.
Zeytinliklere kıymayın!”
İnanıyorum ki, 3 yıl önce bir Soma-Yırca örneği yaşayan Türkiye bundan gereken dersi çıkardı.
Sağduyu galip gelecek ve böylesine önemli bir üretim reform paketi gölgelenmeyecek.
Toprağa, zeytine, kıyıya, meraya hep birlikte sahip çıkılacak.
Aksi halde gelecek nesillere bunu nasıl anlatırız?
***
PORTRE
Birgi’de doğdu Mario Solinas’ta zirve yaptı
‘DÜNYANIN en prestijli doğal sızma zeytinyağı kalite yarışması’ olarak kabul edilen Uluslararası Mario Solinas bu yıl ilk kez ulusal bazda da yapıldı.
Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’nin himayesinde Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nce düzenlenen organizasyonda ‘olgun-hafif meyvemsilik’ kategorisinde birincilik ödülü Ödemiş Birgili ‘Pirgion’un oldu.
Markanın sahibi Çakıroğlu ailesinin zeytin ve zeytinyağı macerası 5 kuşak öncesine dayanıyor.
Büyük dedeler, Ödemiş ve Birgi’nin ilk Türk zeytinyağcılarından.
Mesleklerine verdikleri önem ve öncülük ruhu sonraki nesillere tek ve en büyük mirasları.
2007’de Ahmet-Nuran Çakıroğlu çifti Ankara’dan, oğulları Kerem ise İstanbul’dan kalkıp atalarının yaşadığı Ödemiş’e geliyor.
Amaçları, farklı iş dallarında ve yaşam ortamlarında edindikleri her türlü bilgi birikimi kendi topraklarına yeniden getirmek...
Herkesin yaptığının tersini yapmak...
Yapacakları işin en iyisini yapmak...
Ve bununla bir farklılık elde edip örnek olmak...
Atalarından aldıkları genlerle bölgede ve çevrede iki fazlı, susuz, soğuk işlem yapan ilk örnek yerli makine parkına sahip tek zeytinyağı fabrikasını kuruyorlar.
BU TESİS TAM BİR ÇEVRE DOSTU
Tesisin en bilinen özelliği doğa dostu, çevreci olması.
Doğaya atık su (karasu) bırakmıyorlar.
Soğuk işlem yaptıklarından kazan daireleri yok.
Dolayısıyla dumanla havayı da kirletmiyorlar.
(Önümüzdeki yıllarda ise yenilenebilir kaynaklarla enerji elde edip makineleri çalıştırmayı planlıyorlar.)
Birçok üretim yerinin aksine değirmen usulü çalışmayıp sezon öncesi anlaştıkları bahçelerden ‘memecik’ ve ‘çekişte’ türü zeytinleri kasalarda toplatıp 24 saat içinde iki defa eleyip iki defa yıkadıktan sonra işleme alıyorlar.
Her 6 kilo zeytinden 1 kilo yağ elde ediyorlar.
Kerem Çakıroğlu diyor ki:
“Üretim sistemimiz gereği bize en büyük hediye olan zeytinyağının anne sütü ile eş değer olan özelliklerini yitirmemiş bir ürün elde ediyoruz.
Elde ettiğimiz zeytinyağı miktarı ortalama yıllık 15 ton civarı.
Büyük bir kısmını son tüketiciye ulaştırıyoruz.
Küçük bir kısmını ise kaliteli ve sağlıklı ürün kullanan restoranlara veriyoruz.
Bu arada Türkiye’deki bazı İtalyan şef ve işletmecilere zeytinyağımızı kabul ettirmenin gururunu da taşıyoruz.”
Hedef, akla gelen ilk 3 markadan biri olmak
YAPTIKLARI işin birçok anlamda eziyetli olduğuna dikkat çeken Kerem Çakıroğlu ekliyor:
“Bunun paraya çevrilmesi zor.
Ama gerçek bir zeytinyağını tüketiciye sunanlar içinde olmak...
Sağlığını bununla tekrar kazanan insanların seslerindeki ve yüzlerindeki mutluluğu yaşamak yorgunluğumuzu alıyor.
Zeytin her işiyle tutku ister.
O olmadan bırakın üretmeyi, zeytinyağı tüketilemez bile...
Mario Solinas’ta altın madalya alarak hem tüketicimizin beğenisini, hem de emeklerimizi taçlandırmış olduk.
Yaklaşık 10 yıl önce hedefimiz olan sağlıklı ve kaliteli zeytinyağı denildiğinde akla gelen ilk 3 markadan biri olabilmeyi gerçekleştirdik.
Bu da yeni yüksek hedefler oluşturmamıza neden oldu.”
Merdivenaltına dikkat!
KEREM Çakıroğlu ülkemizde zeytinyağının üretimindeki yanlışlardan dolayı üründe ciddi bozulmalar olduğunu söylüyor.
Bu ürünlerin kontrol dışı satıldığına dikkat çeken Çakıroğlu şöyle diyor:
“Gübre çuvallarıyla fabrikaya gelen, günlerce bekledikten sonra sıcakla işlem gören...
Çöpten toplanan pet şişeler içinde uygunsuz, etiketsiz, kontrolsüz satılan zeytinyağları...
Hem sağlığı bozuyor, hem haksız rekabete yol açıyor, hem de ülke ekonomisine ağır kayıplar veriyor.”
Adı antik Pyrgion’dan
ÇAKIROĞLU ailesinin firması Eka Zeytinyağı ve Gıda...
Markaları ise Pirgion...
Pirgion, antik çağda Birgi’nin ismi olan Pyrgion’dan esinlenerek oluşturulmuş.
Logodaki motif Selçuklular’da kullanılan bir çizimin zeytin ağacına dönüştürülmesiyle elde edilmiş.
Kerem Çakıroğlu, “Bulunduğumuz bölgenin Selçuklular ve Beylikler döneminde oldukça önemli bir yeri var. Bununla birlikte geçmişi Frigya ve Lidya uygarlıklarına kadar gidiyor. Eskiyi ve yeniyi tüm değerleri ile harmanlamak istedik” diyor.
***
SONRADAN GO(U)RME
Ağzımızın tadı
tuzu bozulmasın
BU haftaki önerim en özel günlerimize lezzet katan pastaneler üzerine...
Ve İzmir bu anlamda çok zengin.
Dolayısıyla mekan ayrımı yapmak da zor.
Yine de sizler için şöyle bir liste hazırladım:
Arpège (Alsancak), Baca (Çankaya), Bravo (Bostanlı), Léone (Alsancak), Lozan (Alsancak)...
Rain (Alsancak), Reyhan (Alsancak), Sevinç (Alsancak), Şortan (Göztepe), Topraktan (Bornova)...
Paylaş