Lizbon - Seyahat Haberleri
GeriSeyahat Lizbon
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Lizbon

Lizbon

Lizbon’a BoÄŸaziçi Köprüsü’ne benzeyen 25 Nisan Köprüsü’nden baktığınızda bir Ä°stanbul manzarasıyla karşılaÅŸacaksınız. Evet, Lizbon topografik özellikleriyle bir hayli Ä°stanbul’u andırıyor. Ãœstelik bütün önemli Roma ÅŸehirleri gibi yedi tepe üzerine kurulu.Ama tarihine, Brezilya’dan Makao’ya uzanan denizaşırı bir imparatorluÄŸun kültürel etkilerini ekleyince, neden Lizbon sokaklarında, saray ve katedrallerinde Avrupa’nın bütününden ayrılan bir mimari ve bezeme sanatının olduÄŸunu anlayacaksınız...Romalılar 1. yüzyılda Tajo Nehri kıyısındaki Lizbon’a geldiklerinde yorgundu. Çünkü zengin demir yatakları nedeniyle mutlaka ele geçirmek istedikleri Ä°ber Yarımadası’nın yerli halkı Kelt Ä°berler, onları hayli uÄŸraÅŸtırmıştı. Ama bu kıyılara geldiklerinde, bugünkü Sao Jorge Kalesi’nin bulunduÄŸu tepede MÖ 1200 yılında Fenikelilerce kurulmuÅŸ olan koloni, bir yandan okyanusu gözlerken, bir yandan da artık Hispania adını almış olan yarımadanın içlerine kadar giren Tajo Nehri’ni kontrol ediyordu. Ve artık bu toprakların adı Romalıların kayıtlarında Lusitanya olarak geçecekti. Lizbon Romalıların ardından Alanlar ve Vizigotlarla tanıştı. Araplar Lizbon’un çekirdeÄŸini oluÅŸturan ‘castrum’u onlardan devraldıklarında, Romalıların aksine son derece zinde ve enerjiktiler, çünkü atlarıyla birlikte Cebelitarık BoÄŸazı’nı geçeli beÅŸ yıl bile olmamıştı. 716 yılıydı ve bu uzun hakimiyet 1147 yılına kadar sürecekti. Bu tarihi bilgilere, Brezilya’dan Makao’ya uzanan denizaşırı bir imparatorluÄŸun kültürel etkilerini de ekleyince, Lizbon sokaklarında, saray ve katedrallerinde gözleyebileceÄŸimiz ve Avrupa’nın bütününden ayrılan ayrıksı mimarinin ve bezeme sanatının kökenlerini açıklamış oluyoruz.Ä°STANBUL MANZARASIÄ°spanya yönünden Lizbon’a yaklaÅŸtığınızda daha Tajo’yu geçmeden sizi dev bir Ä°sa heykeli karşılayacak. Salazar döneminde yapılan bu heykel Rio de Janeiro’daki heykelin hemen hemen aynısı. Heykeli geçip bizim boÄŸaz köprüsüne çok benzeyen, ama Expo 98 nedeniyle nehrin daha üst kısmında inÅŸa edilen Vasco de Gama Köprüsü’nden sonra eski görkemini biraz yitiren köprüden baktığınızda bir Ä°stanbul manzarasıyla karşılaÅŸacaksınız. Evet, Lizbon topografik özellikleriyle bir hayli Ä°stanbul’u andırıyor. Ãœstelik bütün önemli Roma ÅŸehirleri gibi yedi tepe üzerine kurulu.Ä°ÅŸ çıkışı trafiÄŸine yakalanmadıysanız, Lizbon’un kalbi denebilecek Rossio’ya ulaÅŸmanız uzun sürmeyecektir. Resmi adı IV. Dom Pedro olan bu meydan, onu çevreleyen ve Lizbon’un görülmeye deÄŸer yerlerini oluÅŸturan mahallelerin buluÅŸma noktasını oluÅŸturuyor. Meydanı çevreleyen çok sayıda kafeteryadan birinde yorgunluk atabilirsiniz. Ama yukarıda sözünü ettiÄŸimiz farklı bir cephe mimarisi görmek isterseniz, meydana bakan ‘neomanuelino’ stilindeki Rossio Ä°stasyonu’nu mutlaka görmelisiniz. Roma’da Romalılar gibi davranılır. Karaya sırtını dönmüş bu ülkede, özellikle de Lizbon’da mutlaka balık ya da deniz mahsullerini tercih etmelisiniz. Yalnız kahve zevkini bir baÅŸka mekana saklamakta fayda var. Hemen belirtelim, Portekiz dışında içilen kahveler Portekizliler için her zaman bir alay konusudur. Deneyip kararı siz verin. AkÅŸamüstü serinliÄŸi çöktüğünde, yönünüzü Lizbon’un en ilginç mahallelerinden biri olan Alfama’ya çevirebilirsiniz. Elbette hafif bir yokuÅŸtan ağır adımlarla tırmanmayı göze alarak ve ara sokaklardaki nehir, okyanus ve ÅŸehir manzarası sunan küçük meydanlarda molalar vererek... Alfama, yoksulların, sanatçıların, metropol yaÅŸamından sıkılıp yerel insani ve mimari peyzajın özlemini çeken Avrupalı ve Amerikalı entelektüellerin mahallesi. Evden eve asılan çamaşırlar, sardunyalı pencerelerde sigara içen çizgili pijamalı ve atletli ÅŸiÅŸman adamlar, satıcılarla sohbetleri alışveriÅŸlerinden uzun süren yaÅŸlı kadınlar size bir yerlerden tanıdık gelecektir. Alfama’da programlı bir gezinin ne gereÄŸi, ne de alemi vardır. Arada kaybolun ve her ÅŸeye, her yere burnunuzu sokun. Her ÅŸehir bir tepeden görülmelidir. Lizbon için ideali ise ÅŸehrin ilk kurulduÄŸu yer olan Sao Jorge Kalesi’dir. Åžehri diÄŸer taraftan ve tepeden görmek isteyenler Chiado’daki Santa Justa Asansörü’nü de kullanabilir.Lizbon size çok sayıda müze seçeneÄŸi de sunar. Ä°stanbullu bir hemÅŸerimiz tarafından kurulan ve bizim için biraz da hazin bir öykünün konusu olan Gülbenkyan Müzesi (Metro, Palhava istasyonu), Belem’de bulunan Deniz Müzesi (Otobüs, 28PC ve 49MP), Ulusal Arkeoloji Müzesi (Otobüs, 28PC- 49MP), meraklısı için Rossio’da yer alan Kukla Müzesi, Lizbon’da dikkatinizi çekecek olan seramiklerin tarihsel geliÅŸimini görmek için Ulusal Çini Müzesi (Otobüs, 42) bunlardan bazıları.Â
False