'2024’te görülmesi gereken şehirler' listesine seçildi: İzmir'in sonbaharda keşfedilmeyi bekleyen 8 güzelliği

Bu yıl 50'nci kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanan Avustralya merkezli seyahat kitapları yayıncısı Lonely Planet, seyahat meraklılarının 2024 yılında görmesi gereken yerlerle ilgili listesini açıkladı. 

Ülkeler, bölgeler, şehirler, sürdürebilir seyahat ve en hesaplı yerler olmak üzere beş kategoriye ayrılan seçkide İzmir, ‘2024’te görülmesi gereken şehirler’ listesine dahil edildi.

İzmir için, “Deniz kenarındaki konumu, taze Ege mutfağı ve kültürel çeşitliliği, ilgi odağı olmayı hak ediyor” yorumunu yapan Lonely Planet editörleri, “Canlı bir eski çarşı bölgesi, müzik ve dans festivalleri, yeni sanat ve kültür mekânları, güzel plajları ve antik kalıntılarıyla mutlaka görülmesi gereken kentler arasında yer alıyor” şeklinde tavsiyelerini sıraladı.

Peki İzmir’de nereleri gezmeli, neler yapmalı?

Bu soruyu gezgin ve seyahat yazarları Nurgül Büyükkalay, Didem Mutçalıoğlu, Özlem Köseoğlu, Erdoğan Gümüş ve Mehmet Altay’a sorduk. Tam da şu sıralar ziyaret edilmesi gereken 8 adresi önerdiler.

Keşfedilmeyi bekleyen gizemli bir hazine gibi: BERGAMA

İzmir’in sakin ilçelerinden olan Bergama, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Pergamon Antik Kenti ile çok sayıda yerli ve yabancı turistin ilgisini çekiyor.

“Çok katmanlı kültürel bir yapıya sahip olan antik kenti, hakkını vererek detaylı gezmek isterseniz bir tam gün bile yeterli olmuyor” diyen Mehmet Altay, ekledi:

“Akropol, tiyatro ve tapınak gibi birçok ziyaret edilebilecek bölümü bulunan antik kentin, maalesef en ihtişamlı yapısı olan 'Zeus Sunağı' bugün Almanya’nın Berlin şehrinde bulunan Pergamon Müzesi’nde sergileniyor.”

Bergama'daki Trajan Tapınağı

Şehrin en popüler adresi antik kent olsa da Bergama’nın ziyaretçilerine çok daha fazlasını sunduğunun altını çizen Altay, “Örneğin şehrin tam ortasında bulunan ‘Kızıl Avlu’ hemen dikkat çeken yapılardan biri. Roma döneminde inşa edilmiş ve Mısır’ın yer altı tanrısı Serapis’e adanmış. Eski bir Rum mahallesi olan Kale Mahallesi de Bergama’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Burada keyifli bir keşif yürüyüşü yapabilir, rengârenk kafelerden birinde vakit geçirebilirsiniz. Hatta Kale Mahallesi’nde bulunan bazı evlerin içinde bile Roma döneminden kalma eserlerin olduğunu duymuştum. Burası gerçekten hâlâ keşfedilmeyi bekleyen gizemli bir hazine gibi” ifadelerini kullandı.

Bergama sokakları

Doğanın içinde: KARAGÖL / MENEMEN

Sonbaharın en güzel manzaralarından birini, arkasında sarı ve turuncu renkleriyle sıra sıra dizilmiş ağaçlarla bir göl oluşturur. İzmir Karagöl de ziyaretçilerine bunu fazlasıyla sunuyor.

Şehir merkezine bir saat uzaklıkta bulunan Karagöl, adını verdiği İzmir Karagöl Tabiat Parkı sınırları içinde yer alıyor. Yamanlar Dağı’nda 810 metre rakımda yer alan göl; kızılçam, karaçam ve söğüt ağaçlarıyla çevrili bir doğanın tam ortasında bulunuyor.

Karagöl

Didem Mutçalıoğlu, “Karagöl, İzmir’in az bilinen yerlerinden biri… Daha çok kampçılar tercih ediyor. Gölün etrafında restoran, büfe, piknik, kamp ve karavan alanları bulunuyor. Alana adım attığınızda ister doğada yürüyüş yapın isterseniz de bisiklet gezintisine çıkın… Ya da göle karşı çayınızı yudumlayın. Kısacası sonbaharda biraz orman havası almak istiyorsanız burası en doğru adres…” ifadelerini kullandı.

Karagöl, şu sıralar sonbahar renkleriyle ziyaretçilerini büyülüyor

Huzurun adresi: SIĞACIK

Uluslararası Belediyeler Birliği tarafından, ‘Cittaslow’ yani ‘Sakin Şehir’ unvanı verilen yerleşimlerimizden biri olan Sığacık, sonbaharda kafanızı dinleyebileceğiniz tam bir kaçış adresi…

Özlem Köseoğlu, “Seferihisar’dan mandalina tarlalarını geçtikten sonra ulaşırsınız güzel Sığacık’a… Bölgeye adım attığınızda 'Kesinlikle burada yaşamalıyım' cümlesini aklınızdan geçiriverirsiniz. Bu şirin yerde görülmesi gereken noktalar: Tarihi Sığacık Kalesi, sanat kenti olarak bilinen Teos Antik Kenti ve teknelerin dans ettiği, restoranlarıyla ünlü Sığacık Limanı” dedi.

Sığacık sokakları

Buraya kadar gelmişken Sığacık Pazarı’na uğramadan dönülmemesi gerektiğini söyleyen Köseoğlu, “Bölgede yaşayanların özenerek yaptığı gözlemeler, otlar, açmalar, dolmalar, kekikten hazırlanan ürünler, özel ev yapımı karadut suları, çeşit çeşit börekler, Ege otları gibi pek çok doğal lezzeti bu pazarda tadabilir ve satın alabilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Gözleme

Güz renkleri: GÖLCÜK GÖLÜ / ÖDEMİŞ

İzmir Ödemiş’te Bozdağ Kayak Merkezi yakınında bulunan Gölcük Gölü, çam ağaçlarıyla çevrili bir yaylada yer alıyor. Burada hava, hemen yakınındaki Ödemiş’ten 10 derece daha soğuk oluyor. Haliyle sonbahar gölün olduğu bölgeye daha erken geliyor. 

Gölcük Gölü

“Gölcük’ün çevresi çam ağaçlarıyla süslü yamaçlara bakıyor. Gölün hemen yanında ise salkım, söğüt, çınar ve kestane gibi yapraklı ağaçlar mevcut” diyen Didem Mutçalıoğlu, “Bu ağaçların sonbahar renklerine bürünmesiyle gölün hemen yanı başı turuncu, üst tarafları ise çam ağaçlarıyla yemyeşil bir görüntüye bürünüyor” dedi.

Gölün çevresinde birçok kafe ve restoran olduğuna da dikkat çeken Mutçalıoğlu, “Alanda kamp ve karavan bölümleri de bulunuyor. Yine gölün çevresinde dar sokaklarda Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kalan tarihi evlerin arasında gezinmek başka yerlerde bulamayacağınız çok özel bir deneyim” ifadelerini kullandı.

Göl 'şehrin huzur adresi' olarak nitelendiriliyor

İzmir’in güzeli: Alaçatı / ÇEŞME

Rüzgâr sörfünü sevenlerin keşfettiği Alaçatı; tarihi dokusu, butik otelleri, taş evleri ve artık geleneksel hale gelen Ot Festivali ile yaz aylarında yoğun ziyaretçi akınına uğrayan turistik bir adres. Ancak sonbaharda kalabalıklar çekilince farklı bir güzelliğe bürünüyor.

“Alaçatı’nın daracık sokaklarında yan yana sıralanan kafelerin ve restoranların rengârenk masalarında oturmak, bir şeyler içmek çok keyifli" diyen Erdoğan Gümüş, “Neredeyse Alaçatı’yla özdeşleşmiş olan damla sakızıyla yapılmış dondurma, muhallebi, kurabiye ve reçelin tadına mutlaka bakmalısınız” ifadelerini kullandı.

Alaçatı sokakları

Mahalle kültürüne özlem duyuyorsanız rotanızı Hacı Memiş Mahallesi’ne çevirmeniz gerektiğinin altını çizen Gümüş, “Burada adeta geçmişe yolculuk yapacaksınız. Rengârenk çiçeklerin süslediği sokaklarda birbirinden güzel taş evlerin her birinin önünde fotoğraf çektirmek ve ânı ölümsüzleştirmek size çok iyi hissettirecek” diye konuştu.

Lezzet şöleni: URLA

İzmir'de hafta sonu tercihlerinin başında gelen Urla, her mevsim güzel ve büyüleyici. İlçe son yıllarda sadece İzmirlilerin değil, İstanbul’da yaşayanların da gözdesi oldu.

Özlem Köseoğlu, “Son derece butik diyebileceğim bir atmosfere sahip olan Urla, şehirde yaşayanların tam bir kaçış noktası. Enginarı, kabak çiçeği dolması, Ege otlarıyla hazırlanan gurme mezeleri, iskeledeki leziz balıkçıları, Özbek, Ulamış, Bademler ya da Demircili gibi birbirinden güzel köyleri Urla’yı kaçınılmaz bir sonbahar gezi rotası yapıyor” dedi.

Kabak çiçeği dolması

Urla’ya gidenlerin tatması gereken lezzetleri de sıralayan Köseoğlu, “Bölgenin meşhur un kurabiyesi, Girit kabağı, katmer, Urla mantısı ve güvecinin mutlaka tadına bakmalısınız” ifadelerini kullandı.

Sanata doyacaksınız: Arkas Sanat / URLA

İzmir’de dört farklı sanat merkezi bulunuyor; Arkas Sanat Merkezi, Arkas Deniz Tarihi Merkezi, Arkas Sanat Urla ve Arkas Sanat Bornova Mattheys Köşkü. Bu merkezlerde sanatın çeşitli alanlarından eserler sergileniyor. Özellikle Arkas Sanat Urla görülmeye değer...

“Tamamında doğal taş kaplamaların kullanıldığı binanın mimarisi ve selvi ağaçlarının süslediği yemyeşil bahçesi hayranlık verici. Müzenin çok kapsamlı bir koleksiyonu var” diyen Nurgül Büyükkalay, “Farklı dönemlere ait Türkiye ve yurt dışından sanatçılara ait resimler, heykeller, halılar, zırhlar, cam objeler müzenin eserleri arasında yer alıyor” dedi.

Bu eserlerin dönem dönem yurt içi ve yurt dışındaki önemli müzelerde sergilendiğini de söyleyen Büyükkalay, “Müzenin zemin katında 19 ve 20’nci yüzyıl Avrupa resim ve heykel sanatının önemli temsilcilerinin eserleri sergileniyor. Tablolarla beraber en çok dikkat çeken eserler Auguste Rodin ve Camille Claudel’in heykelleri. Üst katta ise 16-17’nci yüzyıl Avrupa hanedanlarına ait zırh, miğfer ve silah koleksiyonu, Rönesans’tan kalma duvar halıları ve klasik dönem Anadolu halıları bulunuyor” ifadelerini kullandı.

Çocuklar çok sevecek: Köstem Zeytinyağı Müzesi / URLA

İzmir’de ziyaret edilecek en önemli noktalardan biri ‘dünyanın en büyük zeytinyağı müzesi’ kompleksi olan Köstem Zeytinyağı Müzesi. Müze, ülkemizde bugüne kadar kullanılmış tüm zeytinyağı ezme sistemlerinin birebir ölçekte sergilenmesini sağlamak, Ege ve Urla Yarımadası'nda zeytinciliğinin geçmişinin ne kadar zengin olduğunu göstermek amacıyla kuruldu.

“Müzenin toplam alanı 20 bin metrekare. Bunun 5 bin 650 metrekaresi kapalı alan” diyen Nurgül Büyükkalay, “Müzede depo ve laboratuvar aynı alanda. Ayrıca çocukların eğitim aldığı toplantı ve sergileme salonları da müzeyi diğer örneklerinden ayıran özelliklerinden biri. Arboretum oluşturma mantığıyla düzenlenen bahçesi çocuklara doğayı sevdirme amacını taşıyor” dedi.

Fotoğraflar: iStock, Alamy