Siz de tebligat gelirse aman endişe etmeyin: Eksik hesaplanan emlak vergisidir

EMLAK vergimi düzenli ödeyenlerdenim.

Haberin Devamı

 

Ve hatta ilk gün ödeyenlerdenim.

Çünkü çok iyi biliyorum ki devlet de belediyeler de hizmet üretebilmek için bu vergilere ihtiyacı var.

Evde yokken eve Çiğli Belediyesi’nden tebligat gelmiş.

(Eminim bu sadece buraya özel değil, bütün belediyelerde de aynı işlem yapılıyordur.)

Birincisinde araştırdım, aradım, sorup soruşturdum; istediğim cevapları alamadım.

Aslında bu belgelerin, tebligatların açık olması, niçin geldiği ve nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini de anlatması, yazması istenir.

Ama bizde öyle kapalı ifadeler, öyle gizemli sözcükler kullanıyor ki anlatmama gerek yok.

Sonra ikinci bir tebligat gelmiş.

İnternete girip borcum olup olmadığına her gün baktım.

Yeni bir tahakkuk da yok.

Tanıdıklara sordum soruşturdum.

Haberin Devamı

Şöyle bir gerçekle karşılaştım.

Efendim; belediye emlak vergilerini yanlış hesaplamış.

Sadece benim değil; binlerce, on binlerce insanın emlak vergisini eksik hesaplamış. Ortak alanlar bu hesaplamalara dahil edilmemiş, şimdi edilmiş.

Eski kanunlar, Sayıştay raporları, bir sürü bürokratik işlemler filan... Hiçbirinin tutarlı bir yeri yok.

Neyse...

Sonuç itibariyle belediye geriye dönük bir hesaplama yapıyormuş. Aslında geriye dönük 15, 20 yıl yapmaları gerekiyormuş da beş yılı dikkate alıyorlarmış.

Gelen tebligatlar da bunun içinmiş.

Birincisi ve anlamadığım; tebligatlar daha akıcı, konusu daha net yazılamaz mı?

Okuduğunu yazdığını iyi anlayan biri olarak ben bile ne olduğunu anlamakta zorlandım.

İkincisi dijital bir dünyanın içindeyken, dijital belediyecilik varken; illa da insanlar belediye gitmek zorunda mı?

Ve daha önemlisi; vatandaşın hiçbir eksiği olmadığı halde neden geriye dönük gecikme faizi de aldığı tam bir çelişki...

Bu sayede her türlü sorunun cevabı pratik, hızlı, anında verilebilir. Öyle de olmalı.

Ve daha önemlisi; hangi belediye olursa olsun eksik hesaplanmış bir emlak vergisi geriye dönük niye alınsın...

Hangi Sayıştay raporu olursa olsun...

Çünkü mükellefin, vatandaşın burada ne suçu var ki...

İnsanlar tahakkuk edilen rakamı ödemiş; eksiksiz parasını yatırmış.

Haberin Devamı

Vatandaşın bunu hesaplaması mümkün mü?

Ve bu iş vatandaşın işi mi?

Daha doğrusu bürokratın hesaplayamadığını vatandaş nasıl hesap edecek ve bilecek.

Bu işte bir mantık hatası var.

Bir kere raporlarda bu yer alamaz.

Alacaksa da geriye dönüş işleyemez.

Vatandaşın hiçbir suçu olmadığı apaçık ortadayken, geriye dönük de hesap kesilemez.

Bana gelince iş bilmez görevlinin ya da farklı nedenlerle ortaya çıkan ve eksik hesaplanan emlak vergisini her yıl olduğu gibi gününden önce ödedim.

(Öyle dijital ortamda bilemiyorsunuz, bizzat gidip bu işi yapmanız gerekiyor.)

Ama sizi de uyarmak istedim.

Çünkü bu tebligatlar çok yakında size de gelecek.

Vatandaşlık bilinci yüksek, vergisini, harcını eksiksiz zamanında ödeyen bütün vatandaşlar da “Aman eve bir tebligat geldi, bu neyin nesidir” diye endişe etmesin.

Haberin Devamı

Ve ilgili bakanlıklar kimler ise şu konuya bir el atsınlar.

Eskimiş kanunları, yönetmelikleri güncellesinler.

Vatandaşın eksik olmadığı devletin, yerel yönetimlerin eksik bıraktığı işleri tamamlamak vatandaşa düşmesin, bırakılmasın.

 

 

Hepimizin banka kuyruğu anısı yok mudur?

 

SİZ de benim gibi uzun zamandır bankaya, devlet dairesine gitmeyenlerden olabilir misiniz?

Belediyeye gidip; o tebligatın peşine düşüp yine sorumlu bir vatandaş olarak borcumu ödeme ısrarıyla fark ettim ki...

Ben gerçekten uzun zamandır, ne bir bankaya, ne bir devlet dairesine gitmedim.

Eskiden bankaya gitmek demek, tam bir ‘survivor parkuru’na atılmak gibiydi. Önce sabahın köründe sıra numarası alır, sonra o numara gelsin diye dua eder, sıranın keyfini çıkarırdık. O kadar ciddi bir meseleydi. Şimdi ise telefon elimizde; “Şifre gir, onayla, işlem tamam.”

Haberin Devamı

Uzun zamandır banka kuyruğunda biriyle, “Bu sıra ne kadar yavaş ilerliyor” diye de dertleşmiyorum.

Eskiden elektrik faturası ödemek için sıra beklerken, yanınızdakiyle hayatın anlamını bile tartışırdınız. Şimdi elektrik faturasını ödüyorsunuz, bir de üzerine “e-Devlet’ten abonelik durumunu kontrol et” diye mesaj geliyor. “Bir çay içip rahatlasaydık” diyecek kimse yok artık.

Hepimiz bir dönem, “Bankaya gidince neden yirmi pencere var ama sadece bir memur çalışıyor?” diye söylenmişizdir. O günlere dair güzel anılarımız vardır. Benim var.

Peki, siz uzun zamandır bir banka kuyruğunda beklediniz mi? Yoksa siz de benim gibi “dijital vatandaşlık” bayrağını sallayanlardan mısınız?

Ama söyleyeyim.

Haberin Devamı

Eksik hesaplanan emlak vergileri için dijital bir yol yok.

Mecburen siz de o eksi günlere gidip biraz nostalji yapacaksınız.

 

 

Güçlü ekonomi için

güçlü demokrasi lazım

 

GÜNEY Kore, başarı hikayesiyle dünyaya ilham veren bir ülke. Savaşın ve yokluğun ardından, son 50 yılda teknolojideki olağanüstü atılımları, dünya markalarını yaratmaları gerçekten etkileyici. Ancak şimdi, siyasi arenada çalkantılarla anılmaya başlandı. Son yaşanan gelişmeler, bu parlak başarı hikayesini gölgelemeye aday. Geçici Cumhurbaşkanı Han Duck-soo’nun görevden alınması, bir dönemin “istikrar ve kalkınma modeli” olarak gösterilen Güney Kore’nin bugün nasıl bir siyasi kargaşanın içine çekildiğini gözler önüne seriyor. Özellikle eski Cumhurbaşkanı Yoon Suk-yeol’un sıkıyönetim ilan etmesi, sadece altı saat sürmesine rağmen ülkede adeta bir şok dalgası yaratmış durumda.

O yüzden altını çizerek yazıyorum.

Ekonomik kalkınma her zaman bir başarı göstergesi değildir; toplumsal ve siyasi istikrarla desteklenmediği takdirde bu başarı kırılgan hale gelir. Güney Kore, Samsung, Hyundai gibi dev markalarıyla dünyanın en büyük ekonomilerinden biri haline geldi, ancak siyaset arenası hep karışıktı. Bugün yaşanan bu gelişmeler, aslında yıllardır biriken sorunların bir yansıması.

“Güçlü ekonomi, güçlü demokrasiden geçer” tezi bir kez daha doğrulanıyor.

 

 

Kaç maaşla bir ev alınır? 

EURONEWS’te okudum. BestBrokers.com'un yakın tarihli bir raporuna göre; Danimarka'da yaşayanlar Avrupa'da bir ev için birikim yapmak için en kısa zamana ihtiyaç duyuyor. Dünyadaki 62 ülkede, ev fiyatlarını, ortalama net aylık geliri, enflasyonu ve enflasyona göre ayarlanmış ipotek oranları olan "gerçek" ipotek faiz oranlarını incelemişler. Danimarka'da 100 metrekarelik bir evin ortalama fiyatı 114 net maaşa denk geliyor. İrlanda ve İsveç, sırasıyla 123 ve 129 net ücretle Avrupa'nın ikinci ve üçüncü en uygun fiyatlı ülkeleri... Avrupa'da en alt sıralarda Çek Cumhuriyeti ve Slovakya yer alıyor. İkincisinde, ortalama 100 metrekarelik bir ev, neredeyse 25 yılda kazanılabilecek ortalama maaşın 297 katına mal oluyor. Araştırmada Türkiye yok...

Ama pandemi sonrasında artan ev fiyatlarıyla eminim; Türkiye de listenin son sıralarında yer alırdı.

Yazarın Tüm Yazıları