Altın Portakal Film Festivali’nde ‘En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan Nur Sürer, ödülü alırken yaptığı konuşmada “Kadınlardan elinizi çekin” diyerek son yıllarda gittikçe artan erkek şiddetine ve İstanbul Sözleşmesi’ne dikkat çekti.
#Altın Portakal Film FestivaliGisèle Pelicot’yla ilgili geçen hafta Fransa’da görülmeye başlanan cinsel saldırı davası dünya gündemine oturdu. Sistematik olarak tecavüze uğradığı ortaya çıkan, gizlilik hakkından feragat ederek ‘Utanç taraf değiştirmeli’ diyen Pelicot ülkede sembol haline geldi. Pelicot’nun açıklamalarından sonra yeniden gündeme gelen ‘erkek şiddeti’ ve ‘utanç’ meselesini aktivist ve avukatlar değerlendirdi.
#Gizem Coşkunarda37 yaşındaki Yılmaz Akman birlikte yaşadığı, kendisinden 18 yaş küçük ve hamile olan Sudenaz’ı 3 yaşındaki oğlunun gözü önünde hem de demir sopayla öldüresiye dövdü. Vahşet anlarının görüntüsü sosyal medyaya düştü. Video yürek burksa da izledik ve de adamın yaptıkları ne kadar dehşet verici ise çevredekilerin kılını bile kıpırdatmadan o vahşeti izlemesi daha büyük dehşete düşürdü bizi. “Sezar’ın hakkı Sezar’a.” 60’larında bir beyefendinin gösterdiği cesaret sonrası başkaları da harekete geçti ve Sude Naz kurtarıldı. Şimdi sorum şu: Kadına şiddeti bu kadar mı kanıksadık, niye gözümüzün önündeki şiddete müdahale etmiyoruz? Neden korkuyoruz?
#Kadına ŞiddetMilletler Ligi Dünya Şampiyonu A Milli Kadın Voleybol Takımı’mız 3 gün sonra İsveç ile Avrupa Voleybol Şampiyonası’nın ilk karşılaşmasına çıkacak. Ancak öncesinde kadın millilerimizin uzun yıllardır giyim sponsorları olan Kiğılı ile yaptıkları çekim tartışılıyor. Kadın voleybolcular o çekimde siyah smokinler içinde kameraya poz veriyorlar. İki görüş var. İlki, “Başarılı kadınları neden erkek kalıbına sokuyoruz. Topuklu ile başarılı olamazlar mı?” İkinci görüş ise, toplumsal cinsiyet kalıplarını kırmasından dolayı bir erkek markasının kadın takımı ile işbirliğinin kıymetli olduğu. Ben reklamın toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekmek olduğu fikrine daha yatkınım. Peki, başkaları nasıl düşünüyor? İşte yanıtı.
#Kadın VoleybolcularErkekler kadınları öldürüyor, sonra mahkemede ‘iyi hal’ ve ‘haksız tahrik’ indirimleri alıyor. “Çok seviyordum”, “Evlenme teklifimi reddetti”, “Erkekliğime laf söyledi” gibi gerekçeleri çok duyduk. Ağustos 2020’de Ceyda Yüksel’i öldüren ve 3 yıldır yargılanması süren Serkan Dindar’ın davasındaysa mahkeme cinayetin ‘elem ve öfke’ nedeniyle işlendiğine karar verdi. Benzer vakalara baktık, avukatlarla bu indirimleri konuştuk.
#Necla Bayraktar28 Nisan’da Anayasa Mahkemesi aldığı kararla cinsiyet eşitliği ilkesine aykırı olması sebebiyle kadını, evlendikten sonra eşinin soyadını taşımak zorunda bırakan kuralı iptal etti. Bu karar yıllardır soyadı mücadelesi veren kadınların zaferi olarak kabul ediliyor. 9 ay sonra hayatımıza girecek yeni düzenlemeleri mercek altına aldık.
#Anayasa MahkemesiYeniden Refah Partisi’nin -Cumhur İttifakı’na katılmaktan son anda vazgeçmiş olsalar da- ‘ittifak’ için katılım şartı olarak sunduğu 6284 Sayılı Kanun günlerdir gündemde. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ile AK Parti Grup Başkan Vekili Özlem Zengin bu şarta şiddetle karşı çıkmış, ‘Kırmızı çizgimizdir’ demişti ama bu itiraz bazı çevrelerde rahatsızlık yaratmış olacak ki Zengin katıldığı bir yayında, 6284 çıkışı ile alakalı tehdit mesajları aldığını ve yalnız bırakıldığını da açıkladı. Bazı muhafazakârların kaldırılması için sıklıkla ve değişik platformlarda baskı yaptığı 6284’te neler var? Neden kadınlar bu kanunu ‘kırmızı çizgi’ olarak görüyor? Gelin beraber bakalım.
#6284 Sayılı KanunGeçtiğimiz aralıkta İstanbul Esenyurt’ta Meral Ç., ocak ayında Bakırköy’de Nazan A., geçtiğimiz hafta da Bursa’da kocası ile tartışan Ayşe K. balkondan düşerek hayatını kaybetti. Sadece 2022’de 334 kadın cinayeti işlenirken, 245 kadın da ‘şüpheli’ şekilde; balkondan düşme, suda boğulma, fare zehiri içme, ateşli silahla intihar gibi nedenlerle öldü. Ez cümle kadın cinayetleri kadar özellikle de yüksekten düşme gibi ispatlanması zor ‘şüpheli’ ölümler de artıyor. Ama bu gerçeğe rağmen özellikle de sosyal medyada bu şüpheli ölümleri gündeme taşıyan bir dizinin yasaklanması gerektiği konuşuluyor. Neden? Şüpheli kadın ölümlerinin arkasında ne var? ‘Aydınlatılamaz’ mı sanılıyor? İşte yanıtı.
#EsenyurtAnkara Büro’nun başarılı ismi Mesut Hasan Benli’nin haberini okumuşsunuzdur: “Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, özel bir mekânda verdiği ‘avukatlar partisi’ne erkek avukatların ‘damsız’ girişine izin verilmemesini kadın-erkek ayrımcılığı saydı ve hem partiyi düzenleyen baroya hem de mekâna 35’er bin lira para cezası uyguladı.” Yakın eğlence tarihimize bir bakınca 1980’lerde ‘Damsız girilmez’, ondan önce de ‘Aile salonumuz vardır’ uygulamalarının öne çıktığını görüyoruz. Bu ifadeler kadına ‘dam’ görevi yüklerken diğer yandan da “müessesemiz nezihtir” vurgusu yapıyor. Peki, bu ifadeler cinsiyet ayrımcılığına girer mi? İki farklı görüş var.
#Ankara BüroOnlyfans akımı Türkiye’de de giderek popülerleşiyor. Özellikle de 18 yaş altı gençler arasında... Bilmeyenler için OnlyFans’in ne olduğunu anlatayım; Instagram gibi bir sosyal platform ama bir farkla! Siteye üye olan kullanıcılar ürettikleri erotik içerikleri; video-fotoğraf gibi, paylaşarak ‘abonelik sistemi’ ile para kazanıyor. Sorun tam da bu noktada çünkü reşit bile olmayan birçok kişi özellikle de genç kadınlar yüzlerini göstermeden paylaşımlar yaparak kazandıklarını iddia ettikleri paralar ile aldıkları son model telefonlar ve gittikleri lüks tatillerin fotoğraflarını paylaşarak, övünüyor. Bu da önemli bir tartışmayı beraberinde getiriyor, ‘Para için öz benliği yitirmeye, başkalarına kötü örnek olmaya değer mi?’ Herkesin kazandığı para ile övündüğü ama ödediği bedelden bahsetmediği bu sistem ne kadar güvenli? Sordum.
#OnlyfansDatça’da tarihi bir caminin restorasyonu büyük tepki topladı. Muğla Belediye Başkanı Gürün’ün ‘öncesi ve sonrası’ diye paylaştığı fotoğraflara ‘Keşke hiç dokunmasaydınız’, ‘Eski hali daha iyiymiş’ gibi eleştirel yorumlar yağdı...
#Osman GürünSosyal medyaya arka arkaya düşen iki haber; ilki Kocaeli Başiskele’den. İddiaya göre genç bir kadın ‘şort’ giydiği gerekçesiyle girdiği kafeden kovuldu. Daha da vahimi, kafe, kapısına ‘Burada açık giyinmek yasaktır’ tabelası koymuştu. Genç kadın yaşadıklarını sosyal medyada yazınca işletmeye tepki yağdı. İkinci haber Eskişehir’den geldi. Kadınlı, erkekli grubu parkta yoga yapacakları sırada görevliler engelledi. İki olayın da peşine düştüm. Kim bu kafenin sahibi? O tabelayı oraya kim koydu? Parkta yoga yapmak yasak mı? Tüm bu soruların cevabını araştırdım.
#ŞortBirkaç gün önce midye deseniz aklıma İzmir, Karaburun’un sıcacık az baharatlı midyesi gelir, ‘Olsa da yesek’ falan derdim ama Midyeci Ahmet olayı yüzünden midyeden de soğudum. Hâlâ bilmeyen varsa özetleyeyim: Ahmet Çiçek ve eski eşi Deniz Çelebi yokluk içinde bir marka yaratıyorlar ki bu noktada hikâye çok tanıdık, çoğu Türk kadını eşi için aynı fedakârlığı yapmıştır, Deniz Hanım boynundaki altın kolyeyi çıkarıp satıyor ve eşine destek oluyor, gece-gündüz çalışıyorlar. Azim ve biraz da şans diyelim markaları yürüyor ama ne hikmetse mutlu çiftin ilişkisi durumlar düzelince bozuluyor, boşanıyorlar. Tazminat olarak da Deniz Çelebi merkez şubeyi alıyor. Ahmet Çiçek ise gidip o şubenin tam karşısına aynı isim ile başka dükkân açıyor. Bir yanda hak arayan bir kadın, diğer yanda ağlayıp masa yumruklayan eski eşi. Sizce kim haklı?
#Midyeci AhmetOyuncu Serenay Sarıkaya, Etiler’deki evine girerken ‘takıntılı’ hayranının saldırısına maruz kaldı. Oyuncu Ezgi Mola, bir oyun sonrası poz verdiği ‘takıntılı’ hayranının 6 yıldır kendisini taciz-tehdit ettiği iddiasıyla savcılığa gitti. Şarkıcı Aleyna Tilki, jilet tellerle korunan evine giren ‘takıntılı’ hayranı yüzünden evini taşıdı. Dünyaca ünlü, genç tenisçi Emma Raducanu’nun da başı ‘stalker’ı ile dertte. Size bunun gibi daha çok ‘stalk’ hikâyesi sıralayabilirim. Ama uyarayım! Bunun adı hayranlık değil, ısrarlı takiptir! Yapan cezalandırılmalı ve yardım almalıdır. Neden mi? Ben sordum, uzmanlar anlattı.
#Israrlı TakipElmalı davasında sanıkların tutuksuz yargılanması toplumun vicdanını sızlattı. Avukatlar, çocukların çizimlerinin delil olarak kabul edilmesini ve kanunlara göre tutuklu yargılamanın devam etmesi gerektiğini belirtirken, pedagoglar bu çizimlerin çocukların yardım çığlığı olduğunu söylüyor.
#GazetehaberleriTürkiye’nin, ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanlığı kararıyla çekilmesine ilişkin tartışmalar sürerken yıllardır sözleşmenin uygulanması için çağrılar yapan üç avukata sorduk: Sözleşmenin kadına şiddet konusunda faydaları neydi?
#Kadına ŞiddetKadın hakları savunucuları, daha pandeminin başında “Ev içi şiddet artabilir, acil tedbir alınsın” dedi. Gerçekten de 2020 Mart ayında bir önceki yılın martına göre aile içi şiddet olaylarında yüzde 38.2 artış oldu. Avukat Selin Nakıpoğlu: “Bir müvekkilim, eski kocasının yaralama eyleminden şans eseri kurtulmuş bir kadındı. Eski eş tahliye edilince ne yapacağını bilmediğini, gidecek kimsesi olmadığını anlatmıştı. O çaresizliği unutamıyorum.”
#GazetehaberleriAK Parti, iki yıldız üzerinde çalıştığı nafaka konusunu yeniden ele aldı. Cumhurbaşkanlığı ve parti grubunda toplantılar yapıldı. Adalet Bakanlığı, nafaka süresini 6 yılla kısıtlayan bir öneri getirdi. Alt sınır da 2 yıl olarak öngörüldü.
#GazetehaberleriYoksulluk nafakasının yoğun şekilde gündeme gelmesinin üzerinden 2 yasama dönemi geçti. Gözler Meclis’in yeni yasama dönemine çevrilmişken konu AK Parti toplantısında yeniden gündemdeydi. Adalet Bakanlığı’nın ‘2- 6 yıl arası süre sınırı’ önerisini AK Partili vekiller desteklemezken, nafaka süresinin davanın durumuna göre hâkim inisiyatifine bırakılmasını isteyenler çoğunlukta. Şüphesiz konunun 2 tarafı var. Hem kadınlar hem de ‘nafaka mağdurları.’ Bakın onlar süresiz nafaka konusunda neler diyor...
#YazarKadın kuruluşlarının sonlanması için mücadele verdiği cinayetler yasaların tam uygulanmaması nedeniyle artmaya devam ediyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun haziran verilerine göre sadece geçen ay 27 kadın öldürüldü. Bu cinayetlerin önlenmesinde medyaya da büyük sorumluluk düşüyor çünkü haberin dili ve görsel seçimi başka cinayetleri tetikleyebiliyor. Haberlerdeki hatalar neler ve bunları nasıl değiştireceğiz? Uzmanlara danıştık...
#GazetehaberleriDeniz Bulutsuz... 27 yaşında, Fransız Lisesi-Galatasaray Üniversitesi mezunu genç bir kadın. Erkek arkadaşı, ünlü aktör Ozan Güven’in bir saatten fazla ağır fiziksel şiddetine maruz kaldığını söyleyerek darp raporuyla savcılığa gitti. Ozan Güven ise özellikle ünlü isimlerin o çok bilindik açıklamasına sığınarak, “Kariyerimi bitirmeye çalışıyor” dedi. Madalyonun bir yüzü daha var. Aynı şiddeti sosyo-ekonomik açıdan ‘güçsüz’ bir erkeğin yapması halinde ayağa kalkacak olan özellikle erkek sanatçılardan ‘çıt’ çıkmıyor. Fail ‘aynı mahalleden’ olunca susmak mı aslolan? Hayatlarını kadına şiddete karşı durmaya adayan isimler yanıtladı.
#YazarBaşlıktaki sözün devamını biz getirelim: Ve belki de soruşturma bile açılmayacak, dava kapanacaktı. Sosyal medyadan sesini duyurmaya çalışan kadınlar her geçen gün artıp örgütlenirken, feminist avukat Selin Nakıpoğlu’na danıştık, bu ivmenin nedenlerini dinledik...
#Şule Çet