Paylaş
KADININ BEYANI ESASTIR
KADINA yönelik şiddet konusuna hayli hâkim, feminist avukat Selin Nakıpoğlu ile hem Deniz Bulutsuz hem de Ozan Güven’in savcılığa verdikleri ifadeler üzerinden tek tek gidiyoruz. Nakıpoğlu, Deniz Bulutsuz’un ifadesindeki “1 saatten fazla fiziksel şiddet gördüm. Üzerime oturarak sert bir tokat attı. Saçlarımdan tutup kafamı duvara vurdu” sözlerine atıfta bulunarak hiçbir kadının böyle bir konuda asla yalan söylemeyeceğine inancının sonsuz olduğunu söyleyip, “Kadının beyanı esastır” diyor.
AYNI İFADELER GÖKTEN ZEMBİLLE Mİ İNİYOR
Gelelim Ozan Güven’in ifadesine... Deniz Bulutsuz’un, “Sen benden ayrılıyorsan, ben de seni rezil ederim” diyerek kendisini tehdit ettiğini ve ‘gerçek dışı’ açıklamalarla kariyerini bitirme peşinde olduğunu savunuyor. Nakıpoğlu, geçtiğimiz hafta konuyu yine bu köşeye taşıdığımız İsmail Küçükkaya ve Eda Demirci olayını hatırlatarak, “Küçükkaya’da da bunu gördük. ‘Kariyerimi bitirmek istiyor’ demişti. Basına yansıyan kadına şiddet vakalarına bir bakın! Erkek ünlüyse şiddeti asla kabul etmiyor. Can simidi olarak ‘Seni rezil ederim’, ‘Senin kariyerini bitiririm’ gibi benzer ifadelere başvuruyorlar. Bu ifadeler gökten zembille mi iniyor? Bunlar ‘cezasızlık’ için yapılmış bilindik savunmalar” diyor.
FAİL ÜNLÜ İSE HERKES 3 MAYMUNU OYNUYOR
Nakıpoğlu şöyle devam ediyor: “İfadeler yeni gündeme geldi ancak birkaç gündür olay gündemde. Sosyal medya hesaplarına şöyle bir baktım, Hazal Kaya ve Demet Özdemir hariç herkes ölüye yatmış. Neden? Çünkü fail tanıdık. Sessizliğin sebebi bu. ‘Yapmamıştır’, ‘Ortak arkadaşımız çok, ilişkimiz bozulmasın’ ya da ‘Sektörde tanınan biri, belki bir gün iş yaparız’ deyip susarak bu şiddete ortak oldular. Fail ünlü ise herkes 3 maymun oynuyor. Oysa şu bilinmeli: Şiddetin hiçbir şekilde üzerini örtemezsiniz.”
TANINMAMIŞ OLSAYDI HERKES KINARDI
Nakıpoğlu isimleri şiddet faili olarak geçen erkeklerin inkârdan önce kabul edip özür dilemeyi öğrenmeleri gerektiğini söylüyor ve bir çağrı yapıyor: “Şiddet ile ancak susmayıp, açığa çıkarılırsa mücadele edilebilir.” Nakıpoğlu’nun dikkat çektiği bir nokta da şu: “Şiddeti uygulayan tanınmamış biri olsaydı,
3 maymunu oynayanlar, çoktan sayfalar dolusu mesajı atmış, hashtag açmış, ‘Yeter bitsin!’ ya da ‘Bıktık bu cehaletten’ söylemleri başlamıştı. Bir kez daha gördük ki bu işin cehalet ile ilgisi yok.
Bu erkek şiddetidir.
Bunun adını koyun artık” hatırlatması yapıyor.
SORSANIZ HERKES ŞİDDETE KARŞI
MOR Çatı Kadın Sığınağı Vakfı gönüllüsü Selime Büyükgöze, ünlü olsun ya da olmasın fark etmez ne zaman bir erkek şiddetinden bahsedilse eğer fail tanıdık, bildik bir isim ise akla ilk gelenin kadınların yalan söylediği olduğunu belirterek başlıyor söze ve şöyle devam ediyor: “Durum hangi ortamda konuşuluyor ise ‘savunma’ da ona göre çeşitlilik kazanıyor. Mesela fail ünlü mü? ‘Zaten parası için’ ya da ‘Ün için beraberdi’ deniyor. Fail akademisyen mi? Entelektüel bir yaklaşımla ‘Cadı avı başladı’ deniyor. Günün sonunda konuşulmayan hep failin ta kendisi oluyor.”
HEP AYNI NAKARAT
Büyükgöze, “Sorsanız herkes ‘Kadına şiddet son bulsun’ der ama şiddetin failleri olduğu unutuluyor ve hatta failler tanıdığımız hatta sevdiğimiz ya da bir şekilde iş münasebetimizin olduğu biriyse ‘Unutalım, gitsin’ deniyor. Ayrıca faillerin ifadelerine şöyle bir bakın. Hepsi aynı! Ezbere dayalı! Kimi hemen ya hakaret davası açmış ya da hemen
‘Kariyerimi mahvetmek için’ demiş. Hatasını, yanlışını, yaptığı şiddeti kabul eden ve özür dileyen bir kişinin dahi olmaması pek de tesadüf değil” diyerek erkek savunmasının inandırıcı olmadığına dikkat çekiyor.
SAKIN SUSMAYIN
Pek çok erkeğin sınıfına, sosyal statüsüne, eğitimine bakılmaksızın şiddetin faili olduğunun görünmesi açısından, şiddetin dillendirilmesinin hayli önemli olduğunu
da ifade eden Büyükgöze “Kadınların başlarına geleni dillendirmeleri başka kadınlara da güç veriyor” diyor.
DAYANIŞMA YAŞATIR
TOPLUMSAL cinsiyet eşitsizliği ve kadına şiddet konularında öne çıkan bir başka isim, sosyal psikolog Duygu Buğa, “Bir erkek bir kadına şiddet uyguladığında bizler sesimizi çıkardığımızı sanıyoruz ancak durum aslında pek de öyle değil” diyerek farklı bir bakış açısı getiriyor. Demek istediğini ise şu sözlerle açıklıyor: “Yazılı ve görsel medyada failinin yüzü kapalı ya da adı kısaltma olarak veriliyor. Oysa şiddet mağduru kadının her şeyi ortada. Hele ki fail ile ‘aynı mahalleden’ isek yani bir şekilde arkadaşsak ya da tanıyorsak o kişi ünlü olsun ya da olmasın hepimiz tepkisiz kalıyoruz” diyor.
KADIN ÖRGÜTLERİ DESTEKLEMELİ
Buğa şöyle devam ediyor: “Belli isimler öne çıktığında şiddetin görünür ve konuşuluyor olması muhakkak çok önemli. Ayrıca şiddete uğrayan kadının yaşadıklarını anlatıyor olması başka kadınlara da cesaret veriyor. Kadın örgütleri ve sivil toplumun bu tip ‘ünlü’ davaların destekçisi olması da dayanışmayı güçlendirir.”
Paylaş