Başta baharat olmak üzere birçok hoş kokunun yükseldiği özel bir yer... Ama öte yandan da kimi yükselişlerin ve alçalışların yaşandığı bir iktidar alanı... Evet, mutfaklardan bahsediyoruz: Mutfaklar ve oraların sakinlerinden. Bu hafta odağımıza ‘şef’leri alıyoruz. İşlerine ruhlarını ve yeteneklerini katan tutkulu insanları yani. İşte size ‘şef’leri anlatan ve arka planda ilginç mutfak öyküleri sunan filmlerden bir derleme...
#YazarŞeflerin Savaşı filmi oyuncuları ve konusu ile ilgili bilgiler izleyiciler tarafından araştırılıyor. Şeflerin Savaşı filmi televizyonda ilk kez bu akşam yayınlanacak. Filmin yönetmen koltuğunda yönetmen Daniel Cohen oturuyor. İşte Şeflerin Savaşı oyuncuları ve konusu
#Şeflerin SavaşıJean Reno ve Michael Youn’un oyunculuklarıyla herkesi kendine hayran bırakan Daniel Cohen imzalı ‘Şeflerin Savaşı’nı bilmeyeniniz yoktur. Peki, Woody Allen’ın, Hemingway’den Picasso’ya kadar unutulmazları bize anlattığı ‘Paris’te Gece Yarısı’ filmini... Ya da Nicole Kidman ve Ewan McGregor’un oyunculuklarıyla Paris’in bohem yanlarını fark etmemizi sağlayan ‘Moulin Rouge’unu... İşte benim Paris yolculuğum da bu başucu filmleriyle başladı.
#Paris GezisiDaniel Cohen’in yönettiği ve Jean Reno, Michael Youn, Raphaelle Agogue ile Julien Boisselier’in oynadığı Şeflerin Savaşı (Comme Un Chef), 21 Kasım 2014’de M3 Film dağıtımıyla Umut Sanat – Özen Film tarafından vizyona çıkarılıyor.Jacky yemek sanatı meraklısı bir gençtir. Yıldız Şef Alexandre’ın ise restoranın yönetim kurulu başkanı Stanislas ile ciddi sorunları vardır. Stanislas’ın niyeti ona bir yıldız kaybettirmek, yemek endüstrisi için daha kârlı olan kimyasal ürünler kullanacak, genç bir şefi onun yerine getirmektir. Stanislas, Alexandre’ın ekibindeki elemanların işten ayrılmalarını sağlar. Alexandre bir gün Jacky ile karşılaşır.
#Şeflerin SavaşıDünyada pandemiyle birlikte turizmin durma noktasına gelmesinin ardından, son aylarda turizmdeki canlılık herkesi sevindiriyor. Bursa’daki oteller dolu bir sezon geçirdi. Çarşı bölgesi özellikle temmuz-ağustos aylarında yükünü aldı. Turizmciler uzun süreden sonra mutlu ve umutlu, üstelik sektördeki hareketin önümüzdeki yıl da devam edeceği beklentisi var.
#BursaTürk çağdaş bestecileri arasında ikinci kuşağın temsilcisi, yüzlerce öğrenci yetiştirmiş, pek çok ödül almış devlet sanatçısı bestecimiz Prof. İlhan Usmanbaş bu ay 101 yaşına basmaya hazırlanıyor! Buluşup kişisel albümlerini karıştırırken, müziğin geçen yüzyılına da göz attık. İlhan Hoca, “İnsan hayattan boş olarak, boşluk bırakarak gitmemeli… Bilmediği şey insanın boşluğudur. Yaşamın kısa ve gel-geç olduğunu akıldan çıkarmadan, merakınızı hemen gidermelisiniz” diyor.
#İlhan UsmanbaşKayıp anılara ya da geçmişteki mutlu yaşanmışlıklara tekrar dönmek isteyenlere hizmet veren bir dedektif... Günün birinde bürosuna gelen gizemli bir kadın, hayatını allak bullak ediyor. ‘Bilimkurgusal’ dokunuşlara sahip ‘Zihin Gezgini’, eski dedektif romanlarının tadını veriyor. Lisa Joy’un yönettiği filmi Hugh Jackman, Rebecca Ferguson ve Thandiwe Newton sürüklüyor.
#Yazar20’nci yüzyılın ilk yarısında her restoranda sıcak ilgi ve eşit muamele yoktu. Bazıları özel kulüp gibiydi. Bunu yıkan Fernand Point oldu. Romantik tavrı, malzemenin özüne sadık kalıp onları zenginleştirmedeki ustalığı onu çağının yıldızı yaptı.
#Yazarİlkbaharın son demi ve ilkyazın en tatlı zamanları mayıs ile başlıyor. Bu ay hareket peşindeyseniz, çok şanslısınız. Neredeyse her gün aklınızı çelecek bir etkinlik var. İster müzik festivallerinde kulaklarınızın pasını silin, isterseniz yemek festivaliyle midenize bayram ettirin.
#Mayıs Ayı EtkinlikleriKonuyu aklımıza gastronomi yazarımız Vedat Milor düşürdü. Birkaç hafta önceki yazısında “Günümüz İstanbul’unda uydurma ‘modern meyhane’ ya da ‘masa örtülü ocakbaşı’ndan başka lokanta modellerinin tutması olanaksıza yakın. Bunun dışında; pizza, döner, ciğer, burger, dürüm... Yani sokak lezzetleri... Cihan (Kıpçak), ortağı Üryan’la (Doğmuş) burger ve sosisli sandviç yaparken Kaan (Sakarya) ve Derin (Arıbaş) gibi çok üst düzey şeflerin dürüm işine soyunmaları gayet mantıklı. Bu; onların değil, benim, sizin, bizlerin ayıbı.” Milor’un bu tespitinden hareketle, sokak lezzetlerine yönelen bu şeflerin kapılarını çaldık. Anlattıklarına bakınca gördük ki; her biri birbirinden yetenekli bu şeflerin ‘fine dining’i bırakmalarının biri psikolojik, biri toplumsal iki temel sebebi var. Psikolojik olanı tahmin etmek zor değil. Kusur kabul etmeyen standartlar, mutfağın o sert koşullarına alışkın şefleri bile bir zaman sonra yıldırıyor. Tuzluğun deliklerinin kenarında kalmış tuz tanelerini dert etmek zorunda olmamak ve farklı kesimlerden, daha fazla sayıda insana yemek pişirmek istiyorlar. Toplumsal sebebin kökleriyse olabildiğince derinlere uzanıyor...
#Oscarİnsan Hakları Merkezi’nde satılan hediyelik rozette “Yürüyüş sürüyor” yazıyor. 1965’te Selma’dan Montgomery’ye yapılan bu yürüyüş Oy Hakkı Yasası’yla ülkedeki Afrika kökenlilerin demokratik hakkı koruma altına alınmasını sağlamıştı. Linç ve hak eşitliği konusunda yeni dikilecek anıtlarla birlikte Alabama Eyaleti’nin başkenti Montgomery, ABD’de insan hakları mücadelesinin tarihiyle ilgili önemli merkezlerden birine dönüşüyor. Bir zamanlar Roza Parks’ın zenci olduğu için otobüste beyaza yer vermeyi reddettiği, Martin Luther King’in ırkçılık karşıtı mücadeleyi başlattığı şehir şimdi bir yandan da yeni sanat galerileri, kafeleri, restoranlarıyla daha mutlu ve yaşanası şehir olma yolundaki kararlılığını sürdürüyor.
#36 SaatYıllardır baş döndürücü silueti, hareketli eğlence hayatı, iyimser atmosferiyle dikkat çekiyordu. Fakat kültürel açıdan iddiası yoktu. Çin’in ticaret merkezi Şanghay son yıllarda bu eksiğini tamamladı. Birbiri ardına açılan önemli müzeler, ART021, West Bund Art & Design, Photofairs Shanghai gibi sanat fuarları, Şanghay Senfoni Konser Salonu gibi yapılar, tiyatrolar kentin çehresini değiştirdi. Evet, hâlâ çok sayıda AVM var, lükse, Ferrari’lere harcanan paralar göze batıyor. Bununla birlikte kitapçıların, galerilerin, gerçekten güzel kafelerin sayısı da artıyor.
#Şanghay