Cizre’de 100 ila 200 genç

DEMİRTAŞ dün Cizre’ye komşu İdil’de şöyle dedi:

Haberin Devamı

“Bu savaş 100 yıl daha sürse PKK, PKK olarak orada kalacak. Türkiye Cumhuriyeti devleti, ordusu olarak orada kalacak. Olanlar her gün taşıdığımız tabutlardaki gencecik bedenlere, çocuklara olacak...”
‘100’ ve ‘gençler’ demişken gözümün önüne internette dolaşan şu video geldi. Almanya’dan yayın yapan MED Nuçe adlı PKK kanalına Cizre’den bir şahıs bağlanıyor. Adı sanı var, ‘Halk Meclisi Sözcüsü’ yazıyor ekranda. Çemberin giderek daraldığını, bulundukları yerde sıkıştıklarını, artık direnecek takatlerinin kalmadığını, ellerinde 100-200 gencin bulunduğunu, onları ne yapacaklarını bilmediklerini, teslim de olmak istemediklerini belirtip dinleyenlere sesleniyor, yardıma çağırıyor. Ağlamaklı yalvarmaklı oluyor, “Son noktalardayız, lütfen Cizre’yi kurtarın” diye yakarırken hıçkırıklara boğuluyor ve sesi yayından alınıyor...

* * *

Haberin Devamı


İmdat çığlığı imdat çığlığıdır, kulaklarından gitmiyor insanın, kayıtsız kalınamıyor. Fakat dikkat buyurun, silahlı bir direniş mevzubahis, yardıma çağıransa devlete teslim olmamaktan söz ediyor ve ‘ellerinde 100 ila 200 genç’ olduğunu söylüyor.
‘100 ila 200 genç...’
Yani sayının o kadar da önemi yok. Ha 100 ha 200 genç var ellerinin altında. Çember daralırken onları ne yapacaklarını bilemediklerini de araya sıkıştırıyor, sorumluluk ve karar verme mevkiinde konuşan o kişi...
TV yorumcularından siyaset bilimci Dr. Murat Yılmaz’a nasıl dokunduysa, Twitter’da “İnsaf, 100 ila 200 arasında 100 fark var. Yazık günah” diye içerliyordu.
Geniş fire payıyla, lakayt adetlerle sayılan şey, namlunun ucundaki insan hayatı. Bu kadar ucuz mu!


* * *


Selahattin Demirtaş’ın gençler ve çocuklar konusundaki duyarlılığını önemsiyorum. Haklı; olan onlara oluyor, öldükleriyle kalıyorlar.
Fakat karşımızda onlardan kaçının ölüme sürüldüğünü önemsemeyen, sayıya çok da kıymet vermeyen bir terör ve şiddet organizasyonu var. Ateşe atılanlar 100 ya da 200 olmuş, bir fark ifade etmiyor.
Kendi devletçilik oyununu oynuyor örgüt. Özyönetim ve özsavunma gibi fantezileri, ‘devrimci halk savaşı’ gibi hayalleri, içsavaş çıkarmak gibi hevesleri var. Onları prova etmekle meşgul.
Pilot uygulama yapılıyor Cizre’de. Kaç genç feda olmuş bu uğurda, kaç kurban daha lazım, umurunda değil Kandil’deki şeflerin. Örgütün bencil egosunun yanında ne ehemmiyeti olabilir ki!...
O canhıraş yardım çığlığı, Kandil’deki soğukkanlılar için profesyonel bir ajitasyon ve propaganda faaliyetinden ibaret.


* * *

Haberin Devamı


Sanıldığı gibi 7 Haziran’dan sonra başlamadı Cizre’deki gerginlik.
6-7 Ekim provokasyonundan sonra Murat Karayılan’ın düğmeye basmasıyla başladı.
Bundan bir yıl önce, “Mahalleleri ele geçirin” diye talimat verdi. Gençlik kolları da harekete geçti.
Şırnak’ın Cizre ilçesinin Nur ve Sur adlı mahalleleri ‘kendi kendini yöneten mahalleler’ ilan edildi.
Orada yaşayan ‘öteki Kürtler’in evleri mimlendi, işyerleri hedef alındı, göçe zorlandılar.
İlk ‘tehcir’ denemelerine, ufak ufak ‘özyönetim’ tatbikatları da eşlik etti. Hendek kazmalar, barikat kurmalar, uzun namlulu silahlarla devriye gezmeler, mahalleye polis sokmamalar vesair...
Hülasası PKK bir yıldır, bugünü prova ediyor.
Yalnızca çözüm sürecine, silah bırakma vaatlerine, çatışmasızlığa rağmen de değil. Genç arkadaşları Leyla İmret, hem de yüzde 80’den fazla oyla Cizre’ye belediye başkanı seçilmesine rağmen...
Bugün Cizre’ye yürüyüş eyleyen HDP, geçen bir yılda dönüp örgütün ne işler karıştırdığını bir kere bile sorgulamadı.
‘Ezici çoğunluğun bizden olduğu, bizden birinin de seçimle yönettiği Cizre’de silahla mahalle zapt etmek de neyin nesidir’ demedi.
‘Kendi kendini yöneten mahalle zırvalığı da nereden çıktı, gençleri bunun için ölüme yollamak nasıl bir saçmalıktır, hangi akla hizmettir’ diye sesini yükseltmedi.
Cizre’de sokağa çıkma yasağı 8 gündür var. PKK’nın mahalle ablukasıysa bir yıldır sürüyor. Cizre’nin abluka altında olduğu, gençlerin canına da yazık olduğu gele gele şimdi mi hatıra geldi?

Yazarın Tüm Yazıları