Antalya’da İranlı bir turistin otobüste unuttuğu ve içerisinde 30 bin lirayı aşkın döviz bulunan cüzdanı bulup sahibine teslim eden şoför Barış Özer, bu sefer özel güvenlik görevlisinin unuttuğu cüzdanı bulup sahibine teslim etti. Vatandaşları dikkatli olmaya davet eden şoför, ‘Otobüste karısını bile unutan oluyor’ dedi. Dürüst şoför, yaptığı iyilikler karşısında sosyal medyada yapılan ‘salak’ yorumları yüzünden de Google’a ‘salak şoför’ yazınca kendisinin çıktığını ve bu duruma üzüldüğünü söyledi.
#AntalyaAntalya'da otobüs şoförlüğü yapan Barış Özer, otobüste unutulan ve içerisinde 30 bin TL bulunan cüzdanı sahibine teslim etti. Yaptığı iyiliğin sosyal medya üzerinden 'salak' şeklinde yorumlanması dolayısıyla Google'a 'Salak Şoför' yazınca kendisinin çıktığını ifade eden Özer, bu duruma çok üzüldüğünü ifade etti.
#Salak ŞoförOynadığı 'baba' rolleriyle tanınan tiyatro ve sinema sanatçısı Gazanfer Özcan'ın vefatının üzerinden 10 yıl geçti. Son olarak 'Avrupa Yakası' dizisindeki 'Tahsin Sütçüoğlu' karakteriyle hatırlanan usta isim, sanat hayatı boyunca pek çok tiyatro oyununda sahne aldı. İşte, 'Devlet Sanatçısı' unvanına sahip Gazanfer Özcan'ın hayat öyküsü...
#Gazanfer ÖzcanHababam Sınıfı'nın Güdük Necmi'si olarak gönüllerde taht kuran Halit Akçatepe'yle ilgili sosyal medyada 'öldü' iddiaları yer almaya başladı. Ancak uzun süredir felç olan ve tedavisi devam eden Akçatepe'nin kızı sosyal medyadan yaptığı paylaşımda babasının sağlık durumunun iyi olduğunu duyurdu.
#Halit AkçatepeŞimdi bu başlığı okuyanlar ne alaka diyebilirler, merak edenlere hemen söyleyeyim alaka şu;(kıskananlar da çatlasın bu arada) bildiğiniz üzere birçoğunuzla sık sık e-posta yoluyla konuşuyoruz. Cevap vermediğim e-posta olmadığı gibi, devamlı e-posta atanlarınızla da durumu kankaya bağladık.
Yaşasın! Dün başlayan 40 yaş dizisine acayip bir ilgi oldu. Yine her kafadan bir ses çıkıyor, herkes deneyimlerini paylaşmak istiyor. Posta kutum dolup taşıyor. İleriki günlerde yerim ölçüsünde sizin de görüşlerinize yer vermek istiyorum.
Bazen ‘YETEEEER!’ diye bağırmak geliyor içimden. Alelade bir espriyi meslektaşlarım nasıl oluyor da, bıkmadan, usanmadan, okurlarından utanmadan, bin kere tekrar tekrar kullanabiliyorlar, aklım almıyor! Biliyorum, işi başlık atmak ve spot çıkarmaktan ibaret olanlar var, bunların yaratıcı olması kolay değil ama...
Siz Hürriyet’te çalışmak nasıl bir nimettir, nasıl bir zenginliktir biliyor musunuz? Durun durun, ne dediğimi dinleyin hele... Sisli, puslu, kirli bir havaya uyanmışsınız, sıcacık evinizde sevdiklerinizle keyif yapmak varken, sabahın köründe yola koyulmuşsunuz, gazeteye gelmek üzere...
Mine’yi çok keyifle okuduğunuzu biliyorum. Yazılarını talep ediyorsunuz zaten. Sizin Mine’yi okumak için bu köşeye girmeniz benim işime gelir, ne kadar tıklansam o kadar iyi. (Manevî açıdan...) Ama Mine’nin her yazısını aşıramıyorum, ayıp olur diye. Mine Kılıç’ın burada bulamayacağınız yazılarına, Hürriyetim’in açılış sayfasından ulaşabilirsiniz. (Mesela bugün, sol altta yenibir.com–editörden diye kocaman anonsu var.)