Yakın zaman önce kanser atlatmış bir gazeteci olarak dünya çapındaki çalışmaları sadece gazeteci gözüyle değil hasta hakları savunucusu kimliğimle de bir farkındalık yaratabilmek adına takip etmeye çalışıyorum. Bu kez önce Türkiye’nin doğusuna Muş’a gittim; 11. Onkoloji Günleri için. Ardından da Barselona’da düzenlenen ve 149 ülkeden, 34 bin kişinin katıldığı, dünyanın saygın kongrelerinden birine; Avrupa Onkoloji Kongresi’ne... Muş’tan Barselona’ya kanser köprüsü kurulmuş gibiydi. Zira Türk bilim insanlarının her iki kongreye de ilgisi muazzamdı. Ortak sonuç ise standart bir tedavi olarak görülen ve 100 yıldan fazladır kullanılan kemoterapinin yerini spesifik ve hedefe yönelik tedavilerin aldığıydı. Bu yeni tedaviler sayesinde sağ kalım süresi eskiye oranla hayli uzarken hastanın yaşam kalitesi de düşmüyor. Bu da demek oluyor ki kanser ‘ölümcül’ olmaktan çıkıp, ‘kronik’ bir hastalık olma yolunda gidiyor.
#KANSERBundan 10 yıl önce kanser tedavileri, ağırlıklı olarak tek şekilde; kemoterapi ile yapılıyordu. Bu, bazılarımızda işe yarıyor bazılarımızda da sonuç vermeyebiliyordu. Mesela ben. 16 kemoterapi aldım, cilt kanseri olan dedem ise 6. Ben de işe yaradı ama onu kaybettik. Son 4-5 yıldır ise kanseri “kronik” hastalık haline getirme yolunda adımlar atıldığı ve artık tek çarenin kemoterapi olmadığını biliyoruz. Bu da biz hastalar için umut demek. Peki, bahsi geçen o son çalışmalar neler? Kansersiz yaşam mümkün mü? İspanya’nın Madrid kentinde düzenlenen dünyanın en saygın kongrelerinden; “European Society for Medical Oncology” ESMO- Avrupa Onkoloji Kongresi’nde hem gazeteci hem de kanser “survivor” olarak bu sorulara yanıt aradım.
#OnkolojiÜlkenin sağlık cephesinden sevindirici haberler var: Acıbadem Hücre Laboratuvarı’nın yöneticisi Prof. Dr. Ercüment Ovalı, kanserle mücadelede en başarılı yöntemlerden biri kabul edilen ‘immünoterapi’nin bir çeşidi olan ‘car-t hücre tedavisi’ni yakında Türkiye’de uygulamaya başlayacaklarını duyurdu. Projenin ayrıntılarını Ovalı’ya sorduk. Geçen hafta okuduğumuz ‘Küba’nın kanser aşısı artık Türkiye’de’ haberini, aşının ülkemize gelmesine öncülük eden isimlerden, Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Necdet Üskent’le konuştuk. Dünyadaki kanser çalışmalarıyla ilgili gelişmeleri New York Üniversitesi’nde Mikrobiyoloji ve İmmünoloji alanında doktora yapan Cihan Taştan anlattı.
#Acıbadem Labcell Hücre LaboratuvarıKKTC’de düzenlenen Hematolojik Onkoloji Kongresi’nde kanserde bireyselleştirilmiş tedavinin ön plana çıktığını, hastanın ihtiyaçlarına göre “akıllı molekül”lerin kullanılmaya başlandığını belirten Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, bu alanda yürütülen klinik çalışmalara hastaların daha fazla katılması çağrısını dile getirdi.
11 bin 536 kişi ile yapılan ankete göre, kanser hastalarının %74’ü sağlık çalışanlarından güleryüz, %65’i tekrar tekrar sorulan sorulara anlayış, %69’u değerli olduğunun hissettirilmesini bekliyor. Peki Türkiye’deki onkoloji doktorları ve hemşireleri bu beklentiyi ne oranda karşılıyor?
Hacettepe Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Şuayib Yalçın, ABD’de ilk 10'a girmeyen mide kanserinin Türkiye’de kansere bağlı ölümlerde ikinci sırada olduğunu söyledi. Turşu, sucuk, hazır çorba, et suyu bulyonları ve tuzlu çekirdeğin kanser riskini artırdığını belirten Prof. Dr. Yalçın, hızlı yemenin de kanser riskini 5.4 kat arttırdığını kaydetti.
2005 yılını yüzde 20’lik büyüme ile tamamlayan turizm sektörü, 7 yıldır ilk kez 2006’da küçülmeyi yaşadı. 2006’da ekim sonu itibariyle sektörde yüzde 7’lik gerileme oldu. Sadece ekim ayında yüzde 19 gerileyerek, dibe vuran turizm sektörü, THY Teknik’in apronda kestiği deve ile yeniden endişelendi.