'Beyin ve beden kanserle ortak mücadele eder'

Güncelleme Tarihi:

Beyin ve beden kanserle ortak mücadele eder
Oluşturulma Tarihi: Ekim 19, 2011 15:34

ANTALYA’da gerçekleşen 13’üncü Dünya Psiko-Onkoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan, kanserle mücadelenin beden ve beynin ortak mücadelesi olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Özkan, "Ciddi örseleyici yaşam durumları, kayıp ve yas olayları, uzun süreli ruhsal çatışmalar, kişinin beyin kimyasını bozar, kanser sürecini hızlandırabilir" dedi.

Dünya Psiko- Onkoloji Kongresi’nin 13’üncüsü Antalya’da devam ediyor. 16 Ekim’de başlayan ve 20 Ekim’de sona erecek kongre kanser psikiyatrisi ile ilgili dünya çapındaki en kapsamlı kongre olarak gösteriliyor.

Antalya’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün himayesinde gerçekleşen kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan, kanser hastalarına psikiyatrik destek verilmesinin tedavinin ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi.

Kanseri tedavi ederken hastada ortaya çıkma riski yüksek kaygı bozukluğu, depresyon, çöküntü ve beyin işlev bozukluğunu da tedavi etmenin öneminin altını çizen Prof. Dr. Özkan, "Kişinin yaşadığı depresyon, kişinin bağışıklık sisteminin çökmesini hızlandırır. Dolayısıyla kişinin tedaviye katılımı bozulur" dedi.

’DUVARI NEM, İNSANI GAM ÇÖKERTİR’

Prof. Dr. Sedat Özkan, kan basıncı, nabız, solunum, ateş ve ağrının ardından kanser bulguları arasında stresin 6’ncı sırada olduğunu söyledi. "Duvarı nem, insanı gam çökertir" diyen Prof. Dr. Özkan, kanser hastasının aynı zamanda gam yaşarsa hastalığının daha hızlı seyredeceğine dikkat çekti. Üzüntü ve stresin hastalıkları tetikleyici olduğunu dile getiren Kongre Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan, şunları söyledi:

"Kanser fiziksel bir hastalıktır. Ciddi örseleyici yaşam durumları, kayıp ve yas olayları, uzun süreli ruhsal çatışmalar, kişinin beyin kimyasını bozar, kanser sürecini hızlandırabilir. Elimizdeki araştırma sonuçlarına göre kanser hastalarının ortalama yüzde 20’sinde majör depresyon, yüzde 30’unda ise depresif uyum güçlüğü gelişiyor. Kanseri tedavi ederken hastadaki depresyonu tedavi etmezsek hastanın yaşam kalitesinin bozulmasının yanında yaşam süreci de olumsuz etkilenecektir. Bu nedenle kanserin teşhisinden koruyucu tedaviye kadar psikolojik tedavi gerekir."

AİLEYE BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR

Kanserle mücadelenin beden ve beynin ortak mücadelesi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sedat Özkan, kanser olan kişilerin ailelerine de büyük iş düştüğünü kaydetti. Kişinin kanser olduğunun öğrenilmesi, kişide olduğu kadar, ailede de krize neden olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özkan, "Hastanın uyumunun en iyi olduğu aileler, ilişkilerde dengeli, duyguların serbestçe ifadesine izin veren, çatışmaların az, işbirliğinin fazla olduğu ailelerdir. Ailenin tutumu ilgili ancak aşırı kaygılı olmamalıdır" diye konuştu.

HASTA UMUDU YİTİRMEMELİDİR

Kanserli hastanın ailesinde aile içi rollerin net olmamasının hastanın uyumunu güçleştirdiğini belirten Prof. Dr. Sedat Özkan, "Çoğu zaman gözlemlediğimiz konunun inkar edilmesi, yok sayılması, çatışmaların inkar edilmesi, çözümü daha da güçleştirmektedir" dedi. Kanser hastalarına kucak açmak gerektiğini fakat acıma duygusuyla yaklaşılmaması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Özkan, "Kanserli diye ölümü çağrıştıran önyargıyı ortadan kaldırmamız gerekiyor. Hastalığın toplum tarafından nasıl algılandığı da hastanın kendi algısını etkilemektedir. Umut yitirmemelidir. Kansere karşı mücadeleye beyinlerin kodlanması gerekiyor" diye konuştu.

PSİKOLOJİK DESTEK ŞART

İstanbul Üniversitesi’nde oluşan rakamlara göre üniversite hastanesinde kanserli hastalarının yüzde 20 ve yüzde 30 arasındaki bir gruba psikolojik hizmet verdiklerini kaydeden Prof. Dr. Sedat Özkan, "Ülke bazında yaygın olduğu kanaatinde değilim. Böyle bir bilinç de yok. Hastalar ’Neden ben psikiyatriye gideceğim’ diye yadırgamısın" dedi. Kanserli hastalarda tedaviyi reddetme davranışının altında depresyon olabileceği gibi bunun ikili ilişkilere de yansıyabilceğini kaydeden Prof. Dr. Sedat Özkan, "Kanserli eşler, karı kocasıyla nasıl ilişki, iletişim kuracağını bilemiyor. İlişkileri kopuyor" dedi.

Dünya Psiko-Onkoloji Birliği Başkanı Magi Watson, amaçlarının 2020 yılına kadar dünyadaki tüm kanser hastalarında psikolojik destek programlarının devreye girmesi olduğunu kaydetti. Avrupa’da kanserli hastalarının yüzde 20 ile 25 arasında değişen bir oranında psikolojik destek ihtiyacın ortaya çıktığını kaydeden Watson, "Avrupa’da bile bu grubun sadece yüzde 10’u destek alıyor" diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!