Güncelleme Tarihi:
“Kanser aşı çalışmalarında bugüne kadar büyük bir gelişme elde edilememişti. Ancak son dönemde ekibimizle direkt kanser hücrelerini tanıyıp yok edecek bir şekilde kanser aşılarını dizayn ediyoruz. Aşılar genelde koruyucu olur. Bahsettiğimiz tedavi edici aşılar. Üzerinde çalıştığımız strateji vücuda yayılan tüm tümör hücrelerini bulup öldürmek. Bunu yapabilecek tek silah vücudun bağışıklık sistemi. Şimdiki tedavi yöntemlerinde tüm kanser hücreleri bulunup öldürülemiyor. Hedef bağışıklık hücrelerini, tümör hücrelerine yönlendirmek.”
FARELERDE BAŞARILI OLDUK
“Çalışma farelerde başarılı oldu. İnsanlarda henüz kullanma aşamasında değiliz. Ancak 5-10 yıl içinde kanser öldürücü hastalık olmaktan çıkacak diyebiliriz. Yeni antikor tedavileri var. Etkili ama yan etkileri bulunuyor. Bu konuda da bir çalışmamız var. Sadece tümör dokusunda antikor üreterek, dokudaki bağışıklık sistemi hücrelerini harekete geçirmeyi planlıyoruz. Böylece diğer bölgeler etkilenmeyecek.”
KANSER TESTİ KUZENLERE DE YAPILMALI
İSTANBUL Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Yeşim Eralp, meme kanseri tanısı koyulmuş ve riskli gen taşıyan kişinin kuzeninin bile test yaptırarak meme kanseri riski taşıyıp taşımadığını öğrenmesi gerektiğini bildirdi. Eralp, şunları söyledi: “Nadir de olsa anne-babamızdan aldığımız genler, meme kanseri riski oluşturabiliyor. Bu nedenle bazı özel durumlarda genetik test yaptırmamız gerekebiliyor. Test özellikle eğer varsa, ailenin hayatta olan en genç meme kanserli bireyinde yapılmalı. Bu kişi, yüksek risk ifade eden bir geni taşıyorsa o zaman öncelikle birinci derece olmak üzere, yakın akrabalarda da meme kanseri riski taşıyan genlerin varlığı araştırılabilir. Örneğin, meme kanserli olan genç yaştaki yakın kuzeniniz böyle bir gen taşıyorsa, sizin de aynı geni taşıma olasılığınız vardır. Erken tanı için daha erken yaşlarda başlayarak MR, mamografi, ultrason gibi tarama yöntemlerine başvurulmalı.