Adana’dan İstanbul’a gelmiş birçok kişi İstanbul’da güzel et işi ya da Adana dürüm yapan yer arar. Bir süre aradıktan ve denedikten sonra umutsuzluğa düşer. Eğer siz de bu umutsuzluğa düşen biriyseniz, size muhteşem önerilerimiz var. Evet, Adana dürüm Adana’da yenir ama İstanbul’da da bu işi gerçekten layıkıyla yapan yerler var. Yediniz mi bir daha yiyeceğiniz, lezzetiyle parmak ısırtan yerler bunlar. İşte İstanbul’da en iyi Adana dürümü yiyebileceğiniz mekânlar…
#OcakbaşıÖzellikle yurt dışında bir kente gittiğinizde sizi karşılayan pasaport polisinin tavrından havasına, kaldığınız otelden gittiğiniz restoranlara birçok ayrıntı o seyahatin ruhunu belirler. Özellikle de o kenti daha önce çeşitli nedenlerle dört beş kez ziyaret etmiş, tarihi ve turistik yerlerini dolaşmışsanız farklı beklentileriniz olur.
#Müge Akgünİlk iftarlar yapıldı. Oteller, restoranlar ve lokantaların iftar mönülerine bakıldığında oldukça geniş bir fiyat makası olduğu görülüyor. Hürriyet bu makasın her iki ucunu da araştırdı. Geçen yıla göre iftar mönüsü fiyatları yüzde 100 ila 150 arasında artmış durumda. En uygun iftar yemeğini 249 TL’ye veren lokanta da var, kişi başı 4 bin TL’yi aşan fiks mönüsü olan Boğaz manzaralı restoran da...
#İftarAYNEN bundan 20 yıl evvel sadece bir çöl halindeyken şu anda dünyanın turizm ve cazibe merkezine evrilen Dubai örneğinde olduğu gibi Yalıkavak da bundan 20 sene önce Bodrum’un az nüfuslu ve kendi halinde bir beldesiyken özellikle Yalıkavak Marina’nın da kurulmasıyla yükselen bir değer haline dönüştü. Şimdi ise global arenanın en ünlü markalarının mağaza ve restoranlarına ev sahipliği yapan, dünyanın en görkemli mega yatlarının demir attığı, Batı’dan ve Doğu’dan bölgeye akın eden varlıklı misafirleriyle Bodrum’un tam bir cazibe merkezi haline geldi. En lüks gayrimenkul projeleri, Michelin’e göz kırpan restoranlar, istanbul’da bile olmayan markaların hepsi burada. Bu yazımızda biz de Yalıkavak dosyasını açtık ve farklı lezzet arayışlarına yönelik alternatif mekanları sizler için kaleme aldık.
#1Günümüzde artık restoranlar da kabuk değiştirmeye başladı. Bildiğimiz kebapçılar, esnaf lokantaları, ocakbaşılar artık geride kaldı. Geride kaldı diyorum ama onlar her zaman yaşayacak elbette. Hiçbirinden vazgeçilmeyecek. İşini iyi yapan, esnaf lokantası da ayakta kalacak, kebabı lezzetli yapan kebapçı da, ocakbaşı da. Benim bugünkü değinmek istediğim konu iste evrim geçirmeye başlayan restoranlar. “Evrim geçiren” diyorum çünkü, birçok işletme artık müşteriyi çekebilmek için farklı bir şeyler yapmak zorunda. Kendi tarzını yaratıp, bir özelliğini öne çıkararak müşteriyi çekebilmek için yarışıyor işletme sahipleri. Bunlardan en önemli faktör ise eğlence. Akşam yemeği için dışarı çıkan biri, sadece iyi bir yemek değil, “eğlenebileceğim bir yer de olsun” diyor. Hem yemeğini yiyor, hem şarkısını söyleyip stres atıyor. Buna şöyle de diyebiliriz; Kumkapı’ya, Nevizade’ye ya da Kadıköy’e gidemeyenler, hesabı fazla bunlar bu mekanları tercih ediyor.
#RestoranTÜRKİYE’de siyaset her daim renklidir. Hele seçimler yaklaşırken spekülasyonlar “dur, durak” bilmez. Cumhur ittifakının yol haritası belli ve mevcut durumun devam etmesini istiyor. Muhalefet de, aynı amacı taşıyor ama süreci nasıl şekillendireceklerine dair pek çok senaryo konuşuluyor. Millet ittifakının iki büyük oyuncusu CHP ve İyi Parti. Bahse konu ittifak, tekrar parlamenter sisteme dönmeyi vaat ediyor. Sayın Akşener Cumhurbaşkanlığına aday olmadığını, yeni sistemde “Başbakanlık” amaçladıklarını ifade etti. Bunun anlamı, süreç istedikleri gibi gelişirse birinci parti olmayı öngördükleridir. Tabii, millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayının kimin olacağı daha bir öncelik taşıyor. Taraflar, adayın, ittifak bileşenlerinin ortak kararı ile belirleneceğini söylüyorlar.
#1Tarihin babası Herodot yaklaşık 2 bin 500 yıl önce Foça’dan geçmiş. Foça’yı ve Foçalıları bir cümleyle özetlemiş: “Foçalılar... Onlar kentlerini, bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü ve en güzel iklimde kurdular.” Yazın kalabalıktır Foça, dinlenmekten çok eğlenmeye gelinir. Keyfine varacaksanız buranın, eylülde gelin.
#İzmirSalgından dolayı en yoğun iki kışını geçiren Bodrum, yaza hiç olmadığı kadar sıkı hazırlanıyor. Beldeye bu yaz yolu düşecekler için bilmeleri gereken hap bilgileri derledik, nokta atışı tavsiyeler aldık, yeni ne var, belde belde gelişmeleri taradık. Yılların değişmez eğlence ve tatil merkezi bu sene hiç olmadığı kadar İstanbullu ve fena halde uykucu.
#GazetehaberleriKutlama mı var, buluşma mı, bayram mı, maç mı, konser mi? Sebebi çoktu sevdiğimiz mekânlarla buluşmanın. Pandemi sebebiyle ayrı kalışımızın birinci yılına girerken, müdavimleri ‘o’ mekânlara aşk mektupları yazdı... Ne de olsa onlar sadece birer mekân değil, yaşanmışlıklarımızın değişmeyen adresleri...
#GazetehaberleriHer güzel şeyin bir sonu olduğu gibi yazın da son demlerini yaşadığımız şu günlerde Antalya’nın Kaş ilçesindeki mekanlardan bahsederek sezonu kapatıyoruz. Daha sonra yavaş yavaş rotamızı kışlık mekanlara çevireceğiz. Kaş’ta yıllar geçse de her daim adından söz ettiren adreslerle birlikte, birkaç farklı mekanın listesini sizler için bir nevi rehber olması adına paylaşıyorum.
#Derya KorkmazTürkiye’nin en popüler tatil yeri, tabiri caizse St. Tropez’si kuşkusuz Bodrum’dur. Bana göre hem doğal güzellikleri, tertemiz lacivert denizi ve birbirinden güzel plajlarıyla, hem de mekanların çeşitliliği, lezzeti, eğlencesi, servis ve hizmet kalitesi açısından dünyaca ünlü tatil beldelerinden on gömlek üstündür. Keşke bir St Tropez, Ibiza, Mykonos kadar değeri bilinse de kaliteli yabancı turist çeken dünya jet setinin uğrak yeri olabilse…
#BodrumHürriyet yeme-içme yazarı Vedat Milor, sosyal medyayı kullanmaya başladıktan sonra fenomene dönüştü. Takipçilerin yorumlarıyla zaman zaman çileden çıkardığı Milor’a hem “Sosyal medyanın onu nasıl delirttiğini” hem de Türk mutfağını sordum. Geçtiğimiz yıllarda 20 günlük süt kuzusu yediği için çok eleştirilen Milor, hayvanseverleri mutlu edecek bir açıklama da yaptı: “Buradan ilan edeyim, artık kuzu yemeyeceğim.”
#Vedat MilorHürriyet yeme-içme yazarı Vedat Milor, sosyal medyayı kullanmaya başladıktan sonra fenomene dönüştü. Takipçilerin yorumlarıyla zaman zaman çileden çıkardığı Milor’a hem “Sosyal medyanın onu nasıl delirttiğini” hem de Türk mutfağını sordum. Geçtiğimiz yıllarda 20 günlük süt kuzusu yediği için çok eleştirilen Milor, hayvanseverleri mutlu edecek bir açıklama da yaptı: “Buradan ilan edeyim, artık kuzu yemeyeceğim.”
#Vedat Milor