Paylaş
Bugün tavsiye edeceğim iki mekandan, biri alkollü diğeri ise alkolsüz. Bahçelievler’de hizmet veren Ciğer-İ Ala, İstanbul’daki yeni nesil alkolsüz restoranlara en iyi örneklerden biri. Hatta en iyisi diyebilirim. Bir diğeri ise Florya’nın en eski restoranı olan ve Atatürk Köşkü’nün hemen yanı başında, mavi ile yeşilin kucaklaştığı eşsiz manzarasıyla buluştuğu Uludağ ET Lokantası...
CİĞER-İ ALA
Bahçelievler’deki bu mekan adından da anlaşılacağı üzere ciğeri ile meşhur. Aslında ilginç de bir hikayesi var işletme sahibi Bilal Şahin’in. Henüz 16 yaşındayken ailesinden resmi izin alıp ticaret yapmak için Çin’e gidiyor. Orada kaldığı 6 ay boyunca otelinin altında bulunan Japon restoranında yemek yiyor. Bir gün oranın şefine çocukluğundan beri müptelası olduğu ciğeri anlatmaya çalışıyor. Tercüman yardımıyla anlaşan Şahin, Japon şeften kendisine ciğer bulmasını istiyor. Oralarda ciğer bulmak kolay olmasa da şef, 3-5 gün sonra kendisine ciğeri getiriyor. Bilal Şahin ocağın başına geçiriyor ve ciğeri bir güzel yapıyor. “Ciğeri o kadar güzel yaptım ki, benden tarifini istedi” diyen Şahin, “Bir gün restoran açmak için kararımı o gün vermiştim” diyor. Bahçelievler’de şık bir restoranda ciğer yapmaya başlayan Şahin’in mekanına ben de sık sık giderim. Edirne’den bile minibüsle gelenlere şahit oldum. Hatta konuştuğum bazı Edirnelilere şaşırdığımı söylediğimde, “Bu lezzeti memlekette bulamadığımız için buradayız. Hem İstanbul’u geziyoruz, hem de mis gibi ciğer yiyoruz” cevabını aldım.
YANAR DÖNERLİ KEBAPLAR DA VAR
İşletmeci Şahin, yeniliklere açık birisi. Sosyal medyayı çok iyi kullanıyor. Bu şekilde yerli ve yabancı turistleri mekanına getirmeyi başarıyor. Ciğer-i Ala’nın menüsü de çok geniş. Çeşit çeşit, kebap, lahmacun, döner, pidenin yanı sıra steak çeşitleri ve alevli kebaplar da yapıyor. Özellikle yabancı turistler bu sunuma ve lezzete bayılıyor. Elbette turistler lezzete ve şova geliyor ancak asıl sebep fasıl. Cuma, cumartesi ve özel günlerde (Kadınlar günü, anneler günü, babalar günü) ücretsiz fasıl var. Fes takan, Osmanlı dönemindeki gibi giyinen çalgıcılar kimi zaman oturdukları yerden, kimi zaman da masaları dolaşarak yemeğini yiyen müşterileri şarkılarıyla eğlendiriyor. Siz bir yandan ailenizle yemeğinizi yerken bir yandan da alkolsüz bir mekanda gönlünüzce eğlenebiliyorsunuz. Ciğer-i Ala’nın en önemli özelliklerinden birisi de büyük bir çocuk oyun alanının olması. Mekana gelen aileler, çocuklarını oyun ablasına emanet edip rahatça yemeğini yiyebiliyor. Buraya gitmek isteyenlere rezerve yaptırmalı. Yoksa kapıdan dönmemeleri içten bile değil.
INSTAGRAM: @cigerialayayla
☎️ TELEFON: (0212) 442 07 77
📍 ADRES: Bahçelievler Merkez, Yayla, Adnan Kahveci Bulvarı. 79A, 34180 Bahçelievler/İSTANBUL
KORONAVİRÜS TABLOSU:
✅ Sosyal mesafeli masalar
✅ Girişte dezenfektan
✅ Her masada dezenfektan
❌ Garsonlarda siperlik
❌ Garsonlarda maske
❌ Garsonlarda eldiven
MEKANIN ÖZELLİKLERİ
✅ PAKET SERVİS
✅ GEL AL SERVİS
✅ KREDİ KARTI
❌ BAHÇE
❌ AÇIK HAVADA YEMEK İMKANI
✅ ÇOCUK OYUN ALANI
✅ ÇOCUK BAKIM ALANI
✅ OTOPARK
ULUDAĞ ET LOKANTASI
Burası Florya’nın en eski ve en kaliteli restoranlarından biri olarak dikkat çekiyor. Bir çoğunuz belki bilir, İskender kebaba benzer Uludağ kebap. Altta pide, üstte döner şeklinde özel sos tereyağı ile hazırlanır Uludağ kebabı. Mucidi ise rahmetli Burhan Uludağ. Hikayesi de çok ilginç. 7 yaşında dayısının yanında işe başlıyor Burhan Uludağ. Daha sonra usta olup ilk dükkanını 50’li yıllarda Ankara’da açıyor. Dükkan dediğime bakmayın, 4 masalı ufak bir büfe gibi. Parasını denkleştirmekte zorlanıyor. Hatta dükkanı tutuyor, masaları kuruyor ancak çatal, kaşık, bıçak alacak parası kalmıyor. İmdadına halası yetişiyor ve borç harçla eksiklerini tamamlıyor. Dükkanda sadece kendi icadı Uludağ kebabı yapıyor. O kadar beğeniliyor ki, kısa zamanda daha büyük bir yere taşınıyor. Burası Meclis’e yakın olduğu için kulaktan kulağa yayılan lezzet siyasilerin de ilgisini çekiyor. Hatta Bülent Ecevit bile boş masa bulamadığı için bir süre beklemek zorunda kalıyor. Burhan Uludağ daha sonra 80’li yıllarda Florya’daki Atatürk Köşkü’nün yanındaki plajı işletmeye başlıyor. Bir süre plajı işlettikten sonra restoran kurmaya karar veriyor ve İstanbul’a Uludağ Et Lokantası’nı taşıyor. O tarihte Gökhan Uludağ babası gibi 7 yaşında önce plajda ardından da restoranda çalışmaya başlıyor.
1200 KİŞİLİK KOMPLEKS
Gökhan Uludağ Hikayesini şöyle anlatıyor: “7 yaşımda plaj lokantasında bulaşık yıkamaya başladım. Daha sonra tezgaha geçtim. Tezgahta self servis, kola, meşrubatları açıyordum. Aklınıza gelen her şeyi yaptım 7 ila 10 yaş arası. Okul bitene kadar da bu şekilde sadece yazları çalıştım. 1992’de ben liseden mezun olduktan sonra sürekli çalışmaya başladım. Uludağ Et Lokantası’nın işletmesini 18 yaşında ben devraldım” Henüz çocuk yaşındayken restoranı devralan Gökhan Uludağ, babasını kaybettikten sonra soyadlarını taşıyan kebabın ismini daha çok duyurmaya başladı. Tabi bunu kaliteden ödün vermeyerek ve yenikler katarak yaptığını söylüyor. Restoran dediğime bakmayın siz, burası tam 1200 kişinin aynı anda yemeğini yediği, üst katında ayrı bir salonun olduğu büyük bir kompleks. Üst katta isteyen müşterilerine müzik keyfi sunduklarını belirten Uludağ, “Nişan, kına, davet, mezuniyet töreni gibi bir çok organizasyon yapıyoruz. Buraya ünlü sanatçılar gelip mini konser bile veriyor. Müşterilerimiz hem eğleniyor, hem de denize karşı yemeklerini yiyor” diye konuştu.
INSTAGRAM: @uludagflorya
☎️ TELEFON: 0212 624 95 90
📍 ADRES: Şenlikköy, Basınköy Atatürk Köşkü Cd, Sahil Yolu No:2, 34153 Bakırköy/İSTANBUL
KORONAVİRÜS TABLOSU:
✅ Sosyal mesafeli masalar
✅ Girişte dezenfektan
❌ Her masada dezenfektan
❌ Garsonlarda siperlik
❌ Garsonlarda maske
❌ Garsonlarda eldiven
MEKANIN ÖZELLİKLERİ
✅ PAKET SERVİS
✅ GEL AL SERVİS
✅ KREDİ KARTI
✅ BAHÇE
✅ AÇIK HAVADA YEMEK İMKANI
✅ ÇOCUK OYUN ALANI
✅ ÇOCUK BAKIM ALANI
✅ OTOPARK
Paylaş