Paylaş
Biz bu kez Avrupa’nın en sevdiğim kentlerinden, uzun süredir de gitmediğim Barselona’ya çok yoğun geçen bir dönemin ardından sadece huzur bulmak ve dinlenmek için gittik.
Alexandra Hotel Curio Collection by Hilton, abartısız sade lüksüyle, hissettirdiği ev sıcaklığıyla bu kentte konakladığımız en kişilikli ve zarif butik oteldi.
Yeme-içme konusuna gelince; bu kez çoğunlukla yerleşiklerinin bildiği, geleneksel mutfak sunan, daha önce gitmediğim restoranları keşfetmek istedim. Bunun için orada okuyan ve sonrasında da sık sık ziyaret ettiklerini, yemek konusuna ilgilerini bildiğim, aynı zamanda iki yakın arkadaş olan Fatih Karaca ve Ömer Barbaros Yiş’e önerilerini sordum.
İlk akşam valizleri otele bırakıp yürüyüşe çıktık, kendimizi Eixample caddesinde Noel ışıklarının yanmasını coşkuyla bekleyen binlerce kişinin arasında bulduk. Ardından da restoranlar ve yemek kültürü üzerine keyifli sohbetler ettiğimiz Fatih Karaca’nın listesinden daha önceden yer ayırttığımız restoran Sagardi’ye doğru yola koyulduk.
Argentaria Caddesi’ndeki restoran Bask mutfağının özgün reçetelerini kullanarak yemeklerini sunan 30 yıl önce iki arkadaşın kurduğu bir gruba ait. 48 saat mayalanmış ekşi maya ekmeklerden, ançüezlere, orkinos tartardan ızgara Txistorra/ Bask Sosis ızgaraya tattığımız başlangıçların hepsi gerçekten de malzeme kalitesi ve lezzetiyle çok iyiydi.
Ana yemek seçimlerimizi de Büyükannenin Ev Yemekleri bölümünden yaptık. Derin yağda morina balığı yanında kabuklu patates dilimleri ve fırında yengeç txangurro damaklarımızda unutulmaz bir tat bıraktı. Ertesi gün öğlen yemeği için yürüyerek ve kentin muhteşem mimarisini içimize sindirerek Ömer Barbaros Yiş’in önerisi Rambla Catalunya caddesindeki şık ve sıcak bir aile işletmesi olan deniz ürünleri restoranı Ciutat Comtal’a geldik. Izgara padron biberi, taze mantar ve kuşkonmaz ızgara, patates bravas, karışık deniz ürünleri tabağı, deniz ürünlü pilav derken bu şöleni ‘Krem Katalan’ ile sonlandırdık.
Akşam yemeği içinse Fatih Karaca’nın ilk önerim dediği tapas bara gittik. Barselona’nın sahil tarafında bir sokak arasında yer alan Can Mano tam anlamıyla “salaş” bir mekân. Birçok tapas bar gibi rezervasyonla gidilmiyor, erken giderseniz ve şanslıysanız beklemeden yer buluyorsunuz. Bir deniz kabuklusu ya da balığın yanında böylesi düşük rakamlar görmeyişimin üstünden uzun yıllar geçtiği için menüyü elime alınca ilk şaşkınlığım fiyatları oldu.
Bir Gelibolulu olarak ilk gözüme çarpan ızgara sardalyayı, hemen yanına da patates, yeşil biber, domates ve patlıcan kızarması ile çıtır karides söyledik. Her biri tabii ki muhteşem lezzetliydi. Cumartesi akşamı öneri listemizdeki Vinitus’a gittik. Kapıda bekleyenler olmasına karşın bar ve açık mutfağın önünde iki kişilik yer var oturur musunuz teklifiyle içeri geçtik.
Önünüzde duran ürünlerin tazeliği, barı ve servisi idare eden iki genç Filipinli çalışanın pozitif enerjisi, ocağın başındakilerin hızı görülmeye değerdi. Bu cazip büfeden mayonezli ince kıyılmış kalamar ve karides salatası, üstü çıtır fırınlamış camembert, karışık deniz kabukluları tabağı, deniz ürünleri tava gibi sevdiğimiz şeyleri söyledik.
Ortam, tüm yediklerimiz ve Alicante üzümünden yapılmış organik şarabımız ve karşılığında ödediğimiz makul hesap bizi sadece bunlar için bile Barcelona’ya tekrar getirecek kadar iyiydi...
YENİ YILDIZLAR GELDİ...
Michelin Rehberi’nin 2025 yılı sonuçları 5 Aralık Perşembe akşamı yapılan törenle açıklandı. Bu yıl birkaç istisna dışında sürpriz sonuçlar olduğunu söyleyemem.
Yeni 1 yıldız alan restoranlar Casa Lavanda ve Narımor Atilla Heilbronn oldu. Asma Yaprağı, Telezzüz, Agora Pansiyon, Casa Lavanda, Mezra Yalıkavak ve The Barn Yeşil Yıldız aldılar. İzmir’den Birinci Kordon Balık Restoran, Hus Şarapçılık, Gula Urla, Ortaya Alaçatı, Scappi; Kasap Fuat Çeşme, İstanbul’dan The Barn, Çok Çok Pera, Herise, Lokanta by Divan, Telezzüz ve Apartıman Yeniköy; Muğla’dan Lucca by The Sea, Karnas Vinyards, Divia by Maksut Aşkar, Barbarossa ve Mezra Yalıkavak, Oi Filoi, Oro, Mori, Kornel, The Red Baloon Yalıkavak yılın tavsiye edilen restoranlarıydı.
Makûl fiyatlı, geleneksel mutfakları temsil eden restoranlara verilen Bib Gourmand listesine giren restoranlar ise İstanbul’dan Araf, Ali Ocakbaşı Nazende Cadde, Tatbak; Muğla’dan Arka Ristorante Pizzeria, Beynel, Agora Pansiyon; İzmir’den Aslında Meyhane ve Asma Yaprağı oldu.
Genç Şef ödülü Mezra Yalıkavak’ın şefi Serhat Doğramacı’ya, En İyi Servis ödülü Nicole Restoran ekibine, En İyi Somelier ödülü Od Urla’dan Yunus Öztürk’e verildi.
Kapanan kimi mekânları içinde barındırmasına karşın üç yıl içinde toplam 132 restoranın yer aldığı bu köklü rehberin Türkiye gastronomisinin gelişimine katkıda bulunacağına hiç kuşkum yok...
Paylaş