Bir şehrin çehresinde 10 yıl ne kadar büyük değişim yapabiliyor. Kopenhag, mimariden tasarıma, restoran trendlerine pek çok konuda adeta kutup yıldızına dönüştü. Artık geçmişin uyuşuk İskandinav başkenti değil. Kışın en soğuk döneminde bile sokaklar bisiklet dolu. Geçmişin çıplak topraklarında yeni restoranlarla yepyeni bir mutfak kültürü yeşerdi. Danimarka, Avrupa’nın ünlü bağlarına çok uzak olsa da Kopenhag dünyanın en önemli doğal şarap şehirleri arasında. Tek sorun baş döndürücü hızla çoğalan yeni mekânları takip etmek, keşfetmek...
#Danimarkaİtalya’nın kuzey batı köşesinde, Slovenya sınırındaki Trieste’nin alametifarikası sert esen poyrazı. Karst bölgesinin kalker tepelerinde bir zamanlar dinozorlar, Neandertal canlılar dolaşırmış. Altın Sal ile Altın Post’un peşinde yolculuk yapan Arganotlar’ın efsaneleri hâlâ anlatılıyor. Yenilik rüzgârının şehre taşıdıkları arasında bir başka ünlü isim yazar James Joyce. Yeni high-tech fotoğraf müzesi, marina yakınlarındaki hızla genişleyen eğlence bölgesi Portopiccolo, tarihi kiliseler, tablo gibi pizzalar, saraylardaki görkemli müzeler, klasik Avusturya kafeleri, sempatik balık restoranları… Tüm bunlar Trieste’de unutulmaz bir Adriyatik deneyimi yaşatıyor.
#TriesteVietnam ve Brezilya gibi önde gelen kahve üreticilerinin yaşadığı kuraklığın ucu, Türkiye’deki beyaz yakalıya kadar ulaştı. Küresel kahve fiyatları rekor seviyelere çıkınca, yurtiçinde bir bardak karton kahvenin fiyatı 150 lirayı aştı. Sektör temsilcileri, hem fiyatların geldiği seviye hem de evden çalışmanın yaygınlaşmasıyla kahve demleme ekipmanları ile kahve makinesi satışlarında sert artışlar olduğunu anlattı. Kahve zincirlerinde satılan bir bardak espresso kahve çeşidi 70 TL’den başlarken; evde bir bardak Americano, cappuccino, latte ya da mocha içmenin maliyeti 22 liraya geliyor.
#KahveVatikan Büyükelçisi Göktaş’ın Türkiye’den İtalya’ya gidenlerin kahve isterken ‘single espresso’ demelerini eleştirdi. Bunun bir ‘gaflet’ olduğunu belirten Göktaş’ın “Turist olduğunuzu herkese ilan etmenize gerek yok” yorumu tepkiyle karşılandı. Tartışmaya ünlü gurme Vedat Milor ile gazeteci Cüneyt Özdemir de dahil oldu.
#GazetehaberiKuzey Avrupalılar Mayorka’ya bayılır. İspanya kıyılarına 200 kilometre uzaklıktaki Akdeniz adasına en çok rağbet gösterenler kum, güneş, deniz üçlüsünün peşindeki İngiliz, Alman ve İskandinavlar. Temmuz-ağustosta, yani turizm sezonunun doruğunda ucuz turların çılgın partileri seven müşterileri dolduruyor adayı. Diğer dönemde ise Katalan kökenliler ağırlıkta. Adada, başkent Palma’nın Ortaçağ’dan kalma dar sokaklı tarihi merkezinden gözden uzak dağ köylerine, zeytin bahçelerine keşedecek pek çok detay var.
#Mayorka AdasıAltı ay süren ve kente 20 milyon ziyaretçi çeken görkemli World Expo’nun üstünden üç yıldan fazla zaman geçti. Peki 2 milyar Euro harcamaya değdi mi? Bu sayede Milano sadece moda, tasarım, finans kenti olmadığını dünyaya gösterdi. İtalya’nın turizm kapısına dönüştü. Kanallar temizlendi, ünlü yapılar restore edildi, şehrin sınırlarını geliştiren modern endüstri bölgeleri oluşturuldu. Sanat ve tasarım hâlâ önemini koruyor. Fakat ünlü modacıların ayakkabıları yerine parayı toplu ulaşımda kullanılan sınırsız kartlara yatırmak çok daha akılcı.
#MilanoArtık eskisi kadar ekonomik değil Lizbon. Evet, deniz ürünleri, şaraplar göreceli ucuz. Kanarya sarısı tarihi tramvaylar dik yokuşlara tırmanıyor eskisi gibi. Pasteis de nata, yani klasik Portekiz tatlılarının fiyatı hala 5 TL’nin altında. Fakat artık Portekiz’in başkenti restoranları, kültür kurumları, rıhtımdaki dünya çapındaki müzeleriyle tanınıyor. Eski Avrupa atmosferi varlığını korumakla birlikte Amerika’dan esinli pek çok projeyle şehrin popülerliği artıyor, yine eski parlak günlerine dönüyor.
#Lizbon GezisiDoğu ve Batı Almanya’nın birleşmesiyle birlikte tam 24 yıldır ülkenin başkenti olan Berlin, 1990’da rüştünü ispat etti. Bel bağladığı devlet desteğinden sürdürülebilir endüstriye dönüşmeye teşebbüs ettiğinde SoundCloud ve ResearchGate gibi teknolojilere katılmak üzere Google ve Etsy gibi şirketler burada ofis açtı. Böylelikle büyüme fantezisi, aldatıcı bir reklam gibi görünmeden, Berlin’i Avrupa’nın Silikon Vadisi olmaya aday diğer kentlerin arasına soktu. Şehrin Vahşi Batı enerjisi ve tabiatı değişiyor. Başkentin merkezi kabul edilen Mitte, Berlin’de küçük İstanbul olarak anılan Kreuzberg ilçesinin çeperleri ve Neukölnn semti çok hızlı dönüşüyor. Berlin hâlâ efsanevi gece kulüplerine ve sanat olaylarına sahip ama özellikle Mitte’de iki haftada bir yeni bir bar veya restoran açılıyor. Kısacası bu günlerde herkes Berlin’de hoşça vakit geçirebilir.
“Sizi bekleyen işlerin ağırlığı altında kimi zaman eziliyor, bunalıyorsanız; aileniz, arkadaşlarınız veya meslektaşlarınızla ilişkiniz, olmasını istediğiniz kadar iyi değilse; ayrıca biraz kilo vermek istiyorsanız bu kitap sizin için biçilmiş kaftan.” Hilly Janes ‘Hayatınızı değiştirecek 120 karar: Sütlü mü Köpüklü mü’ kitabını böyle tanıtıyor. Denemekten ne çıkar diyorsanız buyrun okuyun.
500 yıllık geçmişi olan Türk kahvesi, farklı damak tatlarına uygun karışımlarla 300 milyon dolarlık pazarda öne çıkan poşet kahve üreticilerine ayak uydurdu. Türk kahvesi de artık, tek kullanımlık poşetlerde satılmaya başladı. 15 saniyede hazırlanabilen bu kahveler, işyerleri başta olmak üzere havayolu şirketleri ve tur otobüslerinin ikram listelerine girdi.
PEŞ peşe açılan kahve zincirleri sayesinde çözülebilir kahvelerin 280 milyon YTL’lik toplam kahve pazarından aldığı pay yüzde 81’e ulaştı. Türk kahvesinin yüzde 18’e kadar gerilediği pazarda, Cappuccino’nun aldığı pay yüzde 2.8’i buldu. Firmalar, geçtiğimiz yıl yüzde 25’lik büyüme oranını yakalayarak 8 milyon YTL’lik satış hacmine ulaşan Cappuccino’da bu yıl 10 milyon YTL hedefliyor.
Türkiye’deki kahve tüketimi Avrupa ortalamasının otuz beşte biri kadar. Ancak her geçen gün yeni kahve mağazaları açılıyor, kahve çeşitleri piyasaya çıkıyor. Artık değişik lezzetlerde kahve içmek için ille de kafelere gitmek gerekmiyor. Market reyonlarında uygun fiyatla, zevkinize göre bulabileceğiniz kahveleri evde kendiniz yapabilirsiniz.