36 saatte Lizbon
Artık eskisi kadar ekonomik değil Lizbon. Evet, deniz ürünleri, şaraplar göreceli ucuz. Kanarya sarısı tarihi tramvaylar dik yokuşlara tırmanıyor eskisi gibi. Pasteis de nata, yani klasik Portekiz tatlılarının fiyatı hala 5 TL’nin altında. Fakat artık Portekiz’in başkenti restoranları, kültür kurumları, rıhtımdaki dünya çapındaki müzeleriyle tanınıyor. Eski Avrupa atmosferi varlığını korumakla birlikte Amerika’dan esinli pek çok projeyle şehrin popülerliği artıyor, yine eski parlak günlerine dönüyor.
Cuma
14.00
Yüksek tepeler
Lizbon’un inişli çıkışlı coğrafyasını tanıyabilmek için önce Graça semtine gidip en yüksek tepenin üstündeki Graça Manastırı’ndan çevreye bakın. Kentin en güzel miradouros’u (manzara terası) burada. Tarihi karolarla kaplı barok manastır son restorasyondan sonra ziyarete açıldı (ücretsiz). Dönüşte, dik yokuştan inerken sandık odası büyüklüğündeki atölye Surrealejos’a uğrayın. Geleneksel Portekiz karoları bu atölyede gerçeküstü yaklaşımla yeniden biçimlendiriliyor. İnsan görünümlü muzip hayvan karakterleri etrafta cirit atıyor.
17.00
Sanatçının portresi
Ülkenin en ünlü şairlerinden Fernando Pessoa’yı tanımak zor iştir. Campo de Ourique semtindeki kültür merkezi ve müze Casa Fernando Pessoa’da yazarın anısı yaşatılırken, takma isimlerle oluşturduğu gizem perdesi de aralanıyor. “Kendimi yeni tanımaya başlıyorum. Ben yokmuşum” diyen şairin yaşamının son yıllarını geçirdiği evin odalarındaki interaktif ekranlarda özgün dili, kullandığı takma isimler, çoğu ölümünden sonra yayımlanmış eserleri tanıtılıyor. Julia Pomar dahil ünlü ressamların Pessoa portrelerini de müzenin resim koleksiyonunda görebilirsiniz. Giriş 15 TL.
20.30
Petisco tabakları
Deniz ürünlerinden petisco’ların (Portekiz mezesi) keyfini çıkarmak için Peixaria da Esquina’ya rezervasyon yaptırmalısınız. Övgülere boğulan şef Vitor Sobral’ın iki yıl önce Campo de Ourique’nin sakin bir köşesinde açtığı bu mütevazı restoranda taze deniz ürünleri tuzda, ızgarada, tavada, hatta çiğ servis ediliyor. Bir kadeh Douro branco’nun yanında kağıt gibi ince dilimlenmiş, üstü taze kişniş, tatlı patates çipsi ve zeytinyağıyla süslenmiş ahtapotla yemeğe başlayın (67.5 TL). Sonra marine edilmiş ürünleri tadın. Mesela çarkıfelekli, narenciyeli, zencefilli, kişnişli somon (50 TL)... Ardından Sobral’ın yorumuyla geleneksel ameijoas a Bulhao Pato’yu deneyin. Buharı üstünde sofraya gelen tombul istiridyeler sadece limon, sarmısak ve kişnişle sunuluyor (90 TL).
23.00
Gece manzarası
Şehrin dört bir yanında teras barlarının açılmasıyla Lizbon’un gece yaşamı epeyce hareketlendi. Terraços do Carmo’nun bir köşesine saklanmış Topo Chiado kokteylleriyle tanınıyor. Açıkhavadaki masaları neo gotik mimarili kaleyi, Santa Justa Asansörü’nü kuşbakışı görüyor. Gece turuna devam etmek isterseniz yıldızı yeniden parlayan LX Factory bölgesindeki Rio Maravilha’ya gidin. Dördüncü kattaki hangar görünümlü kulübün iki terası var. Çatısındaki heykel çok popüler. Sahnesine genç gruplar çıkıyor. Bir kadeh porto tonico (beyaz şarap ve tonik) alın ve terasa çıkıp Boğaziçi’ni anımsatan gözalıcı Tagus Nehri, 23 Nisan Köprüsü manzarasını seyredin.
Cumartesi
10.00
Tatlıya hücum
Portekiz pastanelerindeki sayısız tatlı içinde en çok sözü edileni pasteis de nata. Avuçiçi büyüklüğünde, içi kremayla doldurulmuş bu lezzeti sadece ayakta servis yapılan Pastelaria Alcoa’da tatmalısınız. Chiado’da geçen yıl açılan mini tatlıcıda yüzyıllardır Katolik manastırlarında hazırlanan, tarifleri kuşaktan kuşağa geçen başka tatlılar da bulunuyor. Bunlardan bol bademli, portakallı ve ödüllü Torresmo do Ceu’yu gelmişken deneyin.
11.00
Mantara yaratıcı bakış
Meşe ağacından mantar üretiminde dünyanın üçüncü büyük ülkesi Portekiz. Bu doğal materyal hediyeliklerde de kullanılıyor. Cork & Co sadece mantar ürünleri satan bir mağaza. Dekoratif çanaklardan şampanya kovalarına ne ararsanız var. Golf çantaları, şemsiyeler gibi daha yaratıcı ürünleri ise Pelcor’da bulabilirsiniz.
13.00
Müthiş ceviche’ler
Şef Kiko Martins’in 2014’te açtığı popüler Peru restoranı A Cevicheria’nın önünde uzun bir kuyruk varsa bir kadeh pisco sour isteyin. Üstü köpüklü geleneksel Peru içkisini yudumlarken etrafı seyredin. Beyaz karoların aydınlattığı restoranın tavanında köpükten yapılmış dev bir ahtapot asılı. Yarım hilal şeklindeki tezgahın çevresine 10 civarında iskemle, onların arkasına ise aynı sayıda masa yerleştirilmiş. Mönüde Latin Amerika’nın meşhur deniz ürünleri mezesi ceviche’lerin yanı sıra patatesli causa türleri de bulunuyor. Mesela kara patates püreli ızgara ahtapot... Mutlaka tatmanız gereken ise yeşil limon suyunda marine edilmiş balık, kırmızı soğan, tatlı patates püresiyle yapılan ceviche puro... İki kişi ortalama 250 TL.
16.00
Belem’in güzelleri
Kent merkezinin güney doğusunda, nehir kıyısındaki güzel semtlerden Belem üç önemli yapıyla öne çıkıyor: Jeronimos Manastırı, 16.yy’da yapılan Belem Kulesi ve fütüristik cepheli MAAT (Sanat, Mimari, Teknoloji Müzesi). Londra’daki Tate Modern, Roma’daki Centrale Montemartini gibi MAAT da eski bir binaya yeni işlev kazandırmış. Elektrik santralından müzeye dönüştürülmüş. Pırıl pırıl beyaz karolarla kaplı yeni sergi salonlarında Uluslararası düzeyde önemli eserler sergileniyor. Müzeyi gezin, çağdaş enstalasyonları görün, interaktif ekranlardan bilimle ilgili gelişmeleri öğrenin. Santralın eski makineleri de sergiye dahil (giriş 45 TL).
21.00
Lizbon usulü taverna
Rua das Flores geçmişte manavdı. Uzun süredir restoran. Karo kaplı zemini, ahşap iskemleleri, beyaz mermerden barıyla geçmişin Lizbon tavernaları gibi dekore edilmiş. Özelliği pazardan günlük malzemeyle yaratıcı yemekler sunması. Günlük mönü kara tahtaya yazılıyor. Garsonlar müşterilere her birini sabırla izah ediyor. Wasabi soslu istiridye, yosun ve kurutulmuş çıtır karidesle süslenmiş uskumru ezmesi, borazan mantarı, leziz kızartılmış patatesler... Bunlara bir şişe Tejo tinto ve Portekiz koyun peynirinden yapılmış tatlıyı ekleyin. İki kişilik bu mönünün fiyatı ortalama 250 TL (sadece nakit kabul ediliyor).
23.00
Principe geceleri
Yemekten sonra Pub Lisboeta’ya kırın dümeni. Gün geçtikçe canlanan Principe Real semtindeki bu küçük, samimi bar birkaç yıl önce açıldı. Zümrüt rengi karolarla süslü tezgahında butik biralar servis ediyor. Örneğin Lizbon’lu Oitava Colina biralarının ürettiği Kölsch’ü deneyin. Daha sert bir şeyler yudumlamak isterseniz aynı caddede, biraz ötedeki Gin Lovers’a yürüyün. 19. yy’dan kalma saraya kurulan AVM’deki seçkin barın mönüsündeki 50’ye yakın cintonik geniş İspanyol kadehlerinde servis ediliyor. Mönüden etkilendiniz mi? Öyleyle barın kendi ürünü portakallı, karanfilli cinden sipariş verin.
Pazar
11.00
Kahve tiryakisi millet
İtalya’da olduğu gibi Portekiz’de de kahve deyince akla espresso gelir. Daha geniş kafeinli içecek mönüsü için güne Fabrica Coffee Rosters’da başlayın. 2015’te açılan iki şubeli kafede soğuk demleme, French press, cappuccino gibi seçenekler de bulunuyor. Chiado daha geniş bir kafe. Çiçekler arasındaki masalardan birine oturun, köpüklü bir kahve söyleyin ve telefonunuzu bir kenara bırakın, çünkü Wi-Fi yok!
13.00
Carioca Casa
Principe Real semtindeki harika bir köşk restore edilip 2017 Nisanı’nda Brezilya modasının vitrinine dönüştü. Casa Pau-Brasil’de ülkenin en ünlü tasarımcıları, markalarından giyim, ev eşyası, kırtasiye, sabun gibi ürünler bulabilirsiniz. İçi doldurulmuş sarı papağanların sıralandığı zarif merdivenden aşağıya inip labirenti andıran bodrum katını gezerseniz Lenny Niemeyerís’in popüler mayolarını, Frescobol Carioca’nın portakal renkli Panama şapkalarını, Rioís Q’nun çikolata barını, Sergio Rodrigues tasarımı cilalı ahşap sandalyelerini keşfedebiliriniz.
13.30
Quiosque zamanı
Ortadan kaybolan quiosques de refresco”ları (büfe) şehre yeniden kazandırmak amacıyla 2009’da başlatılan kampanya amacına ulaştı. Meydanlar, sokaklardaki art nouveau mimarili büfeler şafak vaktinden günbatımına buluşma mekanı. Havuzundan kedilerin su içtiği semt parkı Praça das Flores’in yanıbaşındaki mor masalarda geleneksel vişne likörü ginja yudumlayan kalabalığın arasına karışın. Hava yağışlıysa caddenin karşısındaki Cerveteca Lisboa’ya sığınabilirsiniz. Bu barda Dois Corvos, Passarola Brewing gibi firmaların zor bulunan biralarını tadabilirsiniz.
Nasıl gidilir?
Mayısın üçüncü haftasında İstanbul’dan Lizbon’a gidiş-dönüş biletler Lufthansa’nın bir aktarmalı uçuşlarında 1500, THY’nin direkt seferlerinde 2500 TL’den başlıyor.