‘Çizme’nin turizm kapısı: 36 saatte Milano
Altı ay süren ve kente 20 milyon ziyaretçi çeken görkemli World Expo’nun üstünden üç yıldan fazla zaman geçti. Peki 2 milyar Euro harcamaya değdi mi? Bu sayede Milano sadece moda, tasarım, finans kenti olmadığını dünyaya gösterdi. İtalya’nın turizm kapısına dönüştü. Kanallar temizlendi, ünlü yapılar restore edildi, şehrin sınırlarını geliştiren modern endüstri bölgeleri oluşturuldu. Sanat ve tasarım hâlâ önemini koruyor. Fakat ünlü modacıların ayakkabıları yerine parayı toplu ulaşımda kullanılan sınırsız kartlara yatırmak çok daha akılcı.
Cuma
16.00
Sanatla başlangıç: Fondazione Prada, iddialı koleksiyona sahip bir çağdaş sanat müzesi. Mimarisiyle de dikkat çeken yapı geçmişte damıtım eviydi. Rem Koolhaas’ın kurduğu mimari firması OMA restore etti. Kuledeki geniş kapsamlı sergide Jeff Koons’un lalelerini, Walter De Maria’nın parlak Bel Airs, Damien Hirst’ün ürpertici kara sineklerini görün. Geçici sergiler bölümünde Amerikalı sanatçı Lizzie Fitch ve Ryan Trecartin’in eserleri 5 Ağustos’a kadar görülebilir. Müzenin film yönetmeni Wes Anderson tarafından restore edilen barı da görülmeye değer. Giriş 100 TL.
18.30
Alternatif aperatif: Aperitivo yemek öncesinde iştah açmayı amaçlıyor. Bu geleneği alışılmadık stilde yeniden ele alan Birrificio Italiano Milano, iki yıl önce açıldı. Terası harika. Birayı girişteki bir düzine fıçı musluğundan kendiniz alıyorsunuz. Yanında mortadella peyniri doldurulmuş, tek lokmalık brioche ikram ediliyor. Bu arada Spicy Negroni gibi isimler taşıyan (55 TL) kokteylleri tatmaya değer.
20.00
Çıtır işkembe: İşkembe, at, salyangoz, böbrek ve ızgara ilik Trippa’nın başarı formülü. 2015’te açılan sıradışı trattoria’nın konuşkan garsonları yemekler hakkında bilgi veriyor, tavsiyelerde bulunuyor. Restoranın spesiyalitelerinden biri yağda kızartılmış işkembe. Son zamanların en popüler ürünleri ise kalınca kesilmiş piedmontese eti ezmesi, balkabağıyla doldurulmuş tortelli. Rezervasyonla gitmenizde yarar var. İki kişi ortalama 600 TL.
22.00
Kültür gecesi: Gecenizi Zona Tortona’da noktalayın. Geçmişin endüstriyel bölgesi, yaratıcı Milanoluların elinde yeni çehreye bürünmüş. Hava karardıktan sonra kalabalıklar Base’de buluşuyor. Üç yıl önce açılan çok amaçlı kültür merkezinde sanat galerileri, gösteri alanları, müzik ve sinema salonları var. Sıcak havada konserler bahçeye taşınıyor. Caz ve hip-hop gruplarının yanı sıra sahneye şiirle tiyatroyu birleştiren teatro-canzone grupları çıkıyor.
Cumartesi
10.00
Müzede sabah: Pinacoteca di Brera’dan Triennale Tasarım Müzesi’ne ve kültür merkezlerine kadar her alanda alternatifler artıyor. Museo delle Culture (Mudec), 2015’te endüstriyel tesis Zona Tortona’da açıldı. Sürekli koleksiyonda Maori sanatı, Barbie ve Banksy dahil geçmişten günümüze çok sayıda farklı alanda eser yer alıyor. Siyah mermer merdivenlerden ikinci katın meydanına inin. ‘Storie in Movimento’ sergisi Milano’daki Perulular ve Peru’daki Milanoluların eserleri üzerine (14 Temmuz’a kadar, 85 TL).
13.00
Pranzo posti: Yaratıcı mutfağa sahip bistro 28 Posti’yi sosyal bilinç sahibi kişiler yönetiyor. Restoran harika doğal şaraplarıyla ve Procida’lı şef Marco Ambrosino’nun mutfaktaki zekâsıyla tanınıyor. Üç tabaklık tadım mönüsünde (210 TL) fermente edilmiş erişte suyuyla tatlandırılmış balkabağı ezmesi, çiçek şekline getirilmiş şalgam, kuzu eti ve sakatatıyla hazırlanan, üzerine tarhun serpilen lahmacun yer alıyor.
15.00
Tarihi nexus: Tarihi kent turuna Piazza del Duomo’dan başlayabilirsiniz. Sonra batıya, Cinque Vie’ye yürüyün. Labirenti andıran yapısıyla Venedik’i hatırlatan, küçük sanat galerileri, butikler, tasarım atölyelerinin sıralandığı dar ve kıvrımlı beş sokak Romalılardan kalma. Wait and See’yi mutlaka görmelisiniz. Bu şatafatlı mağazanın kurucusu Uberta Zambeletti az bilinen modacılara odaklanmayı tercih ediyor.
17.30
Tasarım oyunu: Paris’i ve Ponti’yi bilmeyenler bile Nilufar Depot’un iç tasarım ürünlerinden etkilenecektir. Kentin tanınmış galerici ve mobilyacısı Nina Yashar’ın depo olarak açtığı mağaza, 1950’lerin nadir bulunan eşyaları ve çağdaş hazineler konusunda adeta müzeye dönüştü. Koleksiyonda 1950’lerden Paolo Buffa tasarımı koltuklardan Simone Fanciullacci tasarımı kadife kaplı çağdaş metal masalara, modernist mimar Lina Bo Bardi’nin nadir Brezilya işi ahşap ev eşyalarına ne ararsanız var.
20.00
Akşam yemeği dansı: Işıltılı, lüks, gösterişli atmosferin dışında mekânlar da var Milano’da. Örneğin La Balera dell’Ortica, şehrin doğu ucunda bir dans kulübü. Her yaştan, sınıftan Milanolu akşam yemeği, içki ve dans için burada bir araya geliyor. Üç tabaklık akşam yemeği mönüsüne (125 TL.) tatlı, şarap, su dahil. Kitsch sayılabilecek kırmızı kadife perdeler, pistin üstünde dönen kristal küre, neon ışıklar, büyük masalarda bir araya gelen genç-yaşlı çiftler, doğum günü kutlayanlar... Eğlenen kalabalığa katılıp ‘Volare’yi onlarla söyleyin, ‘ballo liscio’ müziği başlayınca açık havadaki pistin cazibesine kapılıp dansa koşanları izleyin ve gecenin keyfini çıkarın.
23.30
Pencereden şipşak servis: Navigli’de bir şeyler içerek geceyi noktalamak isterseniz Iter’i bulun. Kokteylleriyle ünlü bu bar, sürekli dünyayı turlayan personelinin verdiği fikirlerle altı ayda bir dekorunu, mönüsünü yeniliyor. Son uğradıkları ülke Panama. Sipu gibi meyveli bir kokteyl tadabilirsiniz mesela (cin, mor mısır, ananas ve yeşil limon, 55 TL). Otele dönerken yolluk mu almak istiyorsunuz? Backdoor 43’ün maskeli barmenleri Conte Lucano (amaro, beyaz şarap, cin, çay, baharat, 40 TL) gibi kokleylleri hızla hazırlayıp, paketleyip kanal tarafındaki pencereden servis ediyor.
Pazar
22.00
Kahve çekirdeği ve şarap: Üç yıl önce açılan Orsonero Coffee’de kadifemsi köpüklü bir fincan cappuccino ile güne enerji toplayarak başlayın. Çekirdekler İtalya’nın ünlü kahvecisi Gardelli’den geliyor. Sonra Santa Maria delle Grazie’nin karşısındaki La Vigna di Leonardo’ya gidin. Ressam Leonardo da Vinci’nin şarap merakı hakkında bilgi alın. İngilizce bilgi veren kulaklığınızı takıp bahçedeki 16. yy’dan kalma fresklerden başlayarak yapıyı gezin. Bir zamanlar Vinci’nin bağında yetiştirdiği Malvasia türü üzümler bahçeye dikilmiş. Ressama bu üzümün fidelerini 1498’de patronu Milano Dükü hediye etmişti. Giriş 70 TL.
13.00
Kelepir avı: Milano’da eski bir fabrikaya kurulan Doğu Pazarı ideal mekân. Eski plaklar, giysiler, İtalyan antikaları, çağdaş sanat ürünleri, hatta lego setleri tezgâhlarda... Pazarın kurulduğu tarihleri önceden kontrol etmenizde yarar var.