Havaların soğumaya başlamasıyla vatandaşların balığa ilgisi arttı. Bu sene bol olan palamut, tezgâhlardaki yerini çinekop, hamsi, istavrit, tekir, mezgite bıraktı. Ancak lüfer, mevsimi olmasına rağmen azlığıyla dikkat çekti. Hürriyet’e konuşan balıkçılar, lüferin az olduğunu o yüzden fiyatının da yüksek olduğunu söyledi.
#BalıkAv yasağının 1 Eylül'de sona ermesiyle Marmara Denizi'nde hamsi bolluğu yaşanıyor. Bu yıl bir hafta içinde 747 ton 651 kilogram hamsi avlandı. Bu rakam geçen yıl 416 ton 756 kilogramdı. Hamside 2 kat artış görülürken geçmiş dönemde 130 ton 277 kilogram olan palamudun bu sene hiç olmaması dikkat çekti. İBB İSYÖN A.Ş. Genel Müdürü Hamdi Arpa, "Bu sene hamside Marmara Denizi'nde bolluk var. Bu zaten beklediğimiz bir gelişmeydi. Gelen ürünün yaklaşık yüzde 70'ini hamsi oluşturuyor. Geçen yıl bu rakamlar daha düşüktü. Şu ankinin yüzde 50'sine yakın daha az bir miktarda balık gelmişti. Geçen yılın başat balığı palamuttu. Bu yıl palamut beklemiyoruz ve ilk gösterge de palamudun olmayacağını doğrular nitelikte." dedi.
#Marmara DeniziAv yasağının 1 Eylül'de sona ermesiyle Marmara Denizi'nde hamsi bolluğu yaşanıyor. Bu yıl bir hafta içinde 747 ton 651 kilogram hamsi avlandı. Bu rakam geçen yıl 416 ton 756 kilogramdı. Hamside 2 kat artış görülürken geçmiş dönemde 130 ton 277 kilogram olan palamudun bu sene hiç olmaması dikkat çekti. İBB İSYÖN A.Ş. Genel Müdürü Hamdi Arpa, "Bu sene hamside Marmara Denizi'nde bolluk var. Bu zaten beklediğimiz bir gelişmeydi. Gelen ürünün yaklaşık yüzde 70'ini hamsi oluşturuyor. Geçen yıl bu rakamlar daha düşüktü. Şu ankinin yüzde 50'sine yakın daha az bir miktarda balık gelmişti. Geçen yılın başat balığı palamuttu. Bu yıl palamut beklemiyoruz ve ilk gösterge de palamudun olmayacağını doğrular nitelikte." dedi.
#HamsiKazakistan bozkırda doğan bir medeniyet; hâlâ göçebeliğin özelliklerini ve tarzını muhafaza etmelerine rağmen değişim yaşayan bir ülke. Değişim yaşayan bütün halklar gibi zarafetle uyumsuzluk, parlak bir zekâyla birlikte saflık, beceriklilik ve marifet yanında, beceriksizlik ve bilgisizlik yan yana görülüyor.
#İlber OrtaylıBunları okurken referandum sonuçları açıklandı mı, bilemeyiz. Ama muhtemelen ‘evet’ ya da ‘hayır’ kamplarından birine itilmiş, kimlik kamplarından birine hapsedilmiş hissetmektesiniz. Sonuç her ne olursa olsun. Gelin kendimizi, ‘evet’ ve ‘hayır’ın ötesine, sonuçların sonrasına ışınlayalım şimdiden. Yapay çizgilerin aramızdan kalktığı, siyasi gerginliklerin geride kaldığı ‘Yüzde 100 Türkiye’ halimize... Unuttuğumuz ama hatırlatıldığında gülümsediğimiz; dersi okutulmasa da ezbere bildiğimiz; başka bir âleme göçsek, “Sizde bu eksik” diyeceğimiz hasletlerimize... Sonuç ne olursa olsun; bizim havamız, beklentimiz, ümidimiz, istikbalimiz güzel olsun.
#TürkiyeAkdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü Başkanı İsmail Tufan ile ekibi 15 yıldır Türkiye’nin yaşlanma atlasını çıkarmaya çalışıyor. Tufan ve ekibi, GEROATLAS adını verdikleri projenin dördüncü etabı için Türkiye’yi dolaştı, binlerce insanla görüştü, onlara sorular yöneltti, veriler derledi. Araştırma, Türkiye’nin insanlarının nasıl yaşlandığını göstermeyi hedefliyor. Ortalama ömür beklentisi yükseliyor ama sağlıklı ve zinde bir şekilde yaşlanıyor muyuz? Bu yörelere gittik, sakinleriyle konuştuk, nasıl yaşadıklarını ve yaşlandıklarını onlardan dinledik.
#Uzun YaşamİNCİRLİOVA’da Bekir Kaykı, Kaykıbey adlı 7 yaşındaki erkek güreş devesini, Germencikli Hamdi Yıldız'a 130 bin liraya sattı. Kentte orta halli bir dairenin 120-150 bin lira olduğunu belirten deve yetiştiricisi Kaykı, Kaykıbey’in 'daylak' yani ergen olduğunu, bu yıl ilk defa güreşeceğini belirterek şunları söyledi:
Şeker Bayramı tatilinde unutamayacağınız, sıra dışı bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız dört gezginin önerilerine kulak verin: Frig Vadisi ve Taşkale sizi iki bin yıl öncesine götürecek. Selimiye’de Akdeniz’in mavisine doyacak, Bozcaada’da bağbozumu coşkusunu yaşayacaksınız.
12 Eylül 1980 darbesinin ilk idamları, devrimci Necdet Adalı ile ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu’nun dava dosyalarındaki benzerlikler şaşırtıcı. İkisi de silahla kahvehane taranıp adam öldürme iddiasıyla yargılandı. İkisinin de eline silah verenler cezaevinden kaçıp kayıplara karıştı. Adalı’nın davasında “MİT ve polis ajanıyım” diyen kimdi? Pehlivanoğlu itirafçı olmasına rağmen neden asıldı? Bugün her taşın altında Ergenekoncu arayanlar, asıl “planlayıcıyı” hep gözden kaçırıyor. Kim mi o?