6 Şubat depremleri nedeniyle bu yıl ülkece yastaydık. Yaza doğru canlanmaya başlayan kültür-sanat ve spor etkinliklerinde bir arada olmak bir nebze de olsa iyi geldi. Sinemaya gittik; ‘Hayat’, ‘Tanrının Unuttuğu Yer’ gibi başyapıtları izledik. Konserlere, festivallere katıldık; Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı için özel bir şov hazırlayan Edis’le coştuk. Tiyatroyu da ihmal etmedik, Haluk Bilginer ve Zuhal Olcay’ın 20 yıl sonra ‘Kel Diva’da buluşmasına tanık olduk. Brieflyart’taki sergisini gezerken değerli sanatçı Şenol Yorozlu’nun kısa bir süre sonra aramızdan ayrılacağı aklımıza bile gelmedi. Canımız evde oturmak istedi, açtık Murathan Mungan’ın ‘995 km’sini okuduk, Mert Demir’in ‘Ateşe Düştüm’ şarkısıyla hüzünlendik. Akşam olunca Gallada’da güzel bir yemek yiyip arkasından Frankie’de müzik dinledik. İstanbul Modern’in önünden geçerken Renzo Piano imzalı binasını hayranlıkla inceledik. Bu arada spordaki başarılarımız bizi mutluluktan ağlattı. Antalya yine tatil için ilk tercihimiz oldu. Barbie çılgınlığı modayı esir alırken herkesin dilinde iklim değişikliği vardı… Ve elbette bir de şu soru: “Yapay zekâ dost musun, düşman mısın?”
#Melis YılmazTürkiye’de bir Türk arkeoloji ekolü oluşturmak ve diğer yabancı enstitülerle uluslararası işbirliği imkânları sağlayarak arkeoloji biliminin gelişmesine katkılar sunmak amacıyla kurulan Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü, Ara Güler Müzesi ile Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi işbirliğinde ‘Tarih Size Bakıyor - Ara Güler Fotoğraflarında Arkeoloji’ isimli sergisine kapılarını açıyor.
#Ara Gülerİstiklal Caddesi, İstanbul kenti kitapçılık tarihinde mümtaz bir yere sahiptir. Yabancı ülkelerdeki gibi modern kitapçılar ilk kez bu yerde kurulmuştur. Bunlardan biri de Türk yayıncılık tarihinde pek çok ilki gerçekleştiren Sander Kitabevi’ydi.
#Sander Yayınevi‘Dar Zamanlar Üçlemesi’nin son kitabı ‘Hayır’ın kahramanı Aysel Dereli, askeri darbeden sonra kaleme aldığı yazısını şöyle bitirir: “Her durumda özgür kimliğimizi koruyabilmek ancak edimle söylenebilecek şu iki sözcüğe bağlı: Yinelemeye hayır. Aynılaşmaya hayır, aynılığa hayır.” Bu cümleler aslında 91 yaşında hayata veda eden Adalet Ağaoğlu’nun edebiyat anlayışının ve dünya görüşünün ifadesidir. Böyle bir fikriyattan hareketle Ağaoğlu, uzun ve parlak yazarlık kariyerinde farklı konulara değinmiş, farklı anlatım olanaklarını denemiş ve romanımıza farklı bir boyut kazandırmıştır.
#Adalet AğaoğluHAKİMLER ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Birinci Dairesince hazırlanan ve bin 34 hakim ve savcıyı kapsayan bölge adliye mahkemeleri kararnamesi dün yayınlandı. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığına, Hakim Turhan Eğlenoğlu, getirildi. İzmir’de ’Gizli bilgi ve belge ’ davasına bakan mahkeme başkanı Orhan Kızıltaş ile Cumhuriyet Savcısı Ali Ertan’da yeni görevlerine atandı.
#İzmirTürkiye Cumhuriyeti bugün 91’inci yaşını kutluyor. Bu kutlu günde tarihte iz bırakan ‘Cumhuriyet kadınları’nı hatırlıyoruz. Sanatta, sporda, siyasette hep öncü oldular. Kimi bilimde çığır açtı, kimi söylediği şarkıyla gönlümüzde taht kurdu. Ülkemizi ileriye taşıdılar. İşte Cumhuriyet’in sembolü 91 kadın...
Türk edebiyatının yaşayan İstanbullu yazarlarından ilk akla gelenidir Selim İleri. Yazdığı bütün yazılara, romanlara, öykülere İstanbul kokusu sinmiştir. Fonunda Avni Lifij’in, Çallı İbrahim’in peyzajlarının olduğu metinlerdir kaleme aldığı. Bomboş sokaklardan inerken, bahçe duvarlarından sarkan mor salkımlar, onun eserlerinde yaşayan ‘İstanbul Türkçesi’ ile kelimelere dökülür.
Roxy, Babylon, hadi olsun olsun bir de Hayal Kahvesi ile Nardis. Başka kaç mekan bunlar gibi ismiyle cismiyle aynı yerde, bu kadar uzun süre popüler kalabilmeyi becerebildi ki? İşte Roxy 15 yaşında. İlk açıldığındaki müdavimleri şimdi torun torba sahibi. Ama kapısındaki meşhur kuyrukta insanlar hálá soğukta beklemekten üşütüp, hasta olmaya devam ediyor. Zaten eski müdavimleri de haftada bir olsun, uğramadan edemiyor. Böyle bir kürkçü-tilki ilişkisi oluşuyor Roxy ve müdavimleri arasında.