Futbolda ‘olağanüstü’lerin beyinlerinde, diğerlerinden farklı olarak ilaveten bir radar bulunur. Neredeyim, o nerede... Bütün bunları yapacak zeka, hissetme ve görüş yeteneğine sahiptir. Bazılarının 3-5 kişiyle yaptığı sonuca gitme işini tek başına yapabilir. Maradona bunu genellikle tek başına yaptı.
#MaradonaSultanhamam’da o dönemin en başarılı kumaş mağazası Suraski’dir... Mağaza Musevi iki kardeşe aittir. Abdullah Kiğılı her sabah saat 08.00’de onların dükkânının önüne gelir ve beklemeye başlar. Kardeşlerden biri saat 10.00’a doğru dükkândan çıkar. Kiğılı da onu takip edip gittiği her yeri defterine yazar...
#Ertuğrul ÖzkökBir yanda; Türkiye’nin usta oyuncularından Metin Akpınar. Diğer yanda; son yılların en başarılı komedyenlerinden Ata Demirer. İkiliyle bayram vesilesiyle buluştuk. Mizahın geçmişten günümüze yolculuğunu, modern zamanların hayatımızda yarattığı değişimi ve ‘o eski bayramlar’ı konuştuk. Elbette kahkahalar röportajın hiçbir anında eksik olmadı. Ata Demirer: Hepimizin telefonla ilişkisi sakat bir noktaya gidiyor. Röportajdan önce sinemaya gittim. Salona ağustosböcekleri serpilmiş gibiydi. Sürekli insanlara yeşil yeşil mesajlar geliyor. Metin Akpınar: Sinemalarda eskiden akide şekeri ve kabuklu yemiş yenmezdi. Şimdi ateşböcekleri mi dolaşıyor!
#Ata DemirerGeçen hafta zor(!) bir görevi yerine getirdim. Antalya’da yıldızı bol tesislerdeki yaşamı gözlemleyecektim. Acımasız, rutubetli sıcağa rağmen bu muhteşem tesislerde havuzları, denizi, kumsalı, güneşi, şemsiye gölgeliklerini, restoranları, barları denetledim, insanları gözleyip, rahat para harcayanların tatil alışkanlıkları konusunda ip uçları elde etmeye çalıştım.
Deniz Arman, Metin Kayıhan, Murat Çelik, Şebnem Sunar Küçük ve Korcan Karar... Hepsi hafta sonu televizyon haberlerinin yıldızları. Mehmet Ali Birand, Uğur Dündar, Ali Kırca, Fatih Altaylı ve Mehmet Barlas gibi Türkiye’nin en güçlü beş anchorman’inin yerine hafta sonunda ve tatil günlerinde ana haber bülteni sunuyorlar. Ali Kırca, yaptıkları işe bakarak onlara co-anchor adını vermiş. Yani onlar anchorman’lerinin yardımcı pilotları.
O Şerif Kaynar. İlginç biri, renkli biri, esprili biri, zeki biri. Bir headhunter. Şirketlere aradıkları yöneticileri buluyor. Korn/Ferry şirketinin Türkiye başkanı ve yönetici ortağı. Son derece başarılı. Ve tecrübeli. Üstelik sosyal biri.
Giderek artan sayıda bilim insanı, hükümetleri, tıp otoritelerini ve medyayı, aşırı kiloların zararları konusunda abartıya kaçtıkları gerekçesiyle suçluyor. Son yıllarda obezitenin halk sağlığını tehdit eden bir salgın olarak tanıtılmasına karşı çıkan muhalifler, "Zayıflama sanayii tarafından doğrudan beslenen bazı doktor ve bilim adamları, aşırı kilolu olmanın ve obezitenin bilimsellikten uzak, keyfi bir tanımını yaptılar. Bunlar istatistiklerle oynadılar, verileri şişirdiler. Bu arada şişmanlıkla ilgili gerçekleri büyük ölçüde göz ardı ettiler" diyor.