Türkiye coğrafi konumu ile dünyanın en önemli deprem kuşağında yer alan ülkeler arasında bulunuyor. Bu gerçek zaman zaman yaşanan şiddetli sarsıntılarla kendini acı bir şekilde hatırlatıyor. Travmatik ve hayati risk yaratan bir depremin ortasında kalan insanlarda ise geçici ya da kalıcı psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkabiliyor. En sık görülen rahatsızlıkları ise akut ve travma sonrası stres bozukluğu oluşturuyor.
#Deprem Korkusuİstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, seçim gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Kurum, Gazze’ye yardım mesajı verdiği için kendisini eleştiren İBB Başkanı’nın Gazze’ye yardım tırıyla poz vermesini değerlendirdi. “Tebrik ederim iyi poz veriyor” diyen Kurum, “Dün bizi Gazze, Filistin üzerinden eleştiren Belediye Başkanı bugün tır dorsesinin arkasına geçip sevimlilik pozu veriyor. Ucunda iyilik dokunacak her işin yanındayız. Ekrem Bey bizi takip ederse, böyle iyi örnekleri, hizmetleri yapacaktır. Bizim söylemimiz üzerinden Gazze’ye yapılacak yardım bizi sevindirir” ifadelerini kullandı.
#Murat KurumAK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Murat Kurum, "Gittiğimiz her yerde coşkuyu görüyoruz. Bir heyecan var. İstanbul yorulmuş, beklentileri karşılanamamış. Bir değişim sinyali var. Değişim arzusu ve isteği var. 31 Mart'a da tüm İstanbul'un kazanacağı gün diyoruz biz" dedi.
#Murat KurumAK Parti İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Hakan Ural ve Nur Tuğba Namlı'nın sunduğu Neler Oluyor Hayatta programında açıklamalarda bulundu. "İstanbul'da 650 bin konutun dönüşümünü hedefledik" diyen Kurum, "Yarısı bizden kampanyasını devam ettirirken bir taraftan 100 bin de kiralık konut yapacağız. Bunları satmayacağız. Bu projeye entegre olacak. Sürekli İstanbul'un dönüşümü için bu konutları kullanacağız." ifadelerini kullandı.
#Murat KurumBugün 17 Ağustos 1999'un 24'üncü yıl dönümü. Binlerce canı kaybettiğimiz 1999 depremini yeniden hatırladığımız bugün, 6 Şubat'ta meydana gelen ve içimizi yakan depremin acısını henüz atlatamamışken, "Ha bugün ha yarın olacak" diye aklımızdan hiç çıkmayan bir başka korkuyu da iliklerimize kadar yaşıyoruz: Marmara depremi... Yer Bilimci Prof. Dr. Celal Şengör’ün deprem sebebiyle İstanbul’u terk edeceğini açıklaması da bu endişeyi yeniden hatırlattı. Şengör'ün sözlerinde dikkat çeken bir nokta vardı: "Depremden sonra İstanbul’un ne hale geleceğini biliyorum." Peki deprem sonrası gerçekten neler yaşanacak? Hep “felaket olacak” deniyor ya, işte bu felaket gününde bizleri tam olarak neler bekliyor?
#DepremPandemi sonrası başlayan arsa ve tarla ilgisi hız kesmiyor. Artan fiyatlar nedeniyle ev alamayanlar yatırımlarını bu alanda değerlendiriyor. Yılın ilk 6 ayında konut satışları yüzde 22 gerileyerek yaklaşık 566 bin olurken, konut dışı gayrimenkul satışı 800 bine yaklaştı. İlginin sürmesini bekleyen uzmanlar, ‘Araştırmadan almayın’ diyor.
#KonutMagazinden uzak dursa da attığı her adım, yaptığı her işle gündemde. “Ben kendi dahlim ya da katkımla değil; sessizken, evdeyken, ortalarda değilken hatta uzakken bile bir şekilde gündemdeyim” diyor. Tabii yıllar onu da değiştiriyor. Ve şimdi dönüp baktığında Gülben Ergen geçmişi şöyle yorumluyor: “Gerekli olduğunu düşündüğüm gereksiz onaylanma çabalarıyla çok vakit kaybettim.”
#Gülben Ergenİzmir'de konuşan AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, "Göçmenler keyfi bir şey değil, gidecekler. Onların da planı yapıldı. Gittikleri zaman orada yaşam korkusu olmaması lazım. İnsanı bile bile ölüme gönderebilir misiniz? Bu insanlığa sığmaz. Onun için orada bir kuşak oluşturduk. Akdeniz’den Kamışlı'ya kadar 910 kilometre, 35 metre derinlikte güvenlik kuşağı oluşturduk. Bu süreç başlamıştır, 1 milyon mülteci gidecek noktaya gelmiştir" dedi.
#Binali YıldırımSosyal medya platformları son dönemde kendine “Astroloğum” diyenlerle doldu. Bu kişiler dikkat çekmek için coşkulu, abartılı ve zarar verici ifadeler kullanıyor. Astroloji her ne kadar gökyüzündeki sembolleri okuma diliyse de bunları doğru şekilde aktarmak da çok önemli.
#AstrolojiCumhurbaşkanı Erdoğan, Şanlıurfa’da depremzedelerle bir araya geldiği iftar programında açıklamalarda bulundu. "Milletim teröristlerle kol kola gezenlere 14 Mayıs'ta gereken dersi verecek" diyen Erdoğan, "Onlar koltuk peşinde makam ve mevki peşinde koşuyorlar. Göreve gelirlerse her şeyi bedava vereceklermiş. Madem her şeyi bedava verebiliyordunuz, yıllardır yönettiğiniz İzmir'de, Eskişehir'de, İstanbul'da, Ankara'da, Muğla'da niçin oradaki vatandaşlarımıza bedava vermediniz" ifadelerini kullandı.
#Cumhurbaşkanı ErdoğanKuzey Anadolu fay hattında beklenen olası deprem İstanbul’dan tersine göçü tetikledi. Özellikle ‘99 depremi’ni yaşayan İstanbulluların bir kısmı, bu kalabalık metropolden ve riskli fay hatlarından uzak veya zemini sağlam il ve ilçelere taşınıp gece yastığa başını rahat koymak istiyor. Ev kiralarının yüksekliği de bu kararın alınmasında etkili oluyor, “Enkazında kalacağım eve kira ödüyorum” diyenler var.
#İstanbulYakın zamanda yaşadığımız afet ve ardından uzmanların olası depremlerle ilgili sürekli yaptığı uyarılar birçok kişide deprem korkusunu tetikledi. Psikolog Gizem Sürenkök “Depremin beklenmedik anlarda meydana geliyor oluşu, önceden ne zaman olacağını bilememek bu kaygıyı arttırıyor” diyor.
#SismofobiDepreme psikolojik yönden hazır olmamız gerekiyor. Onun bir doğal afet değil, doğa olayı olduğunu kendimize hatırlatmalıyız. Klinik Psikologu Meltem Cıbır ve Psikolojik Danışman Tuğçe İnkaya, yaşadığımız toplumsal travmanın etikilerinin üstesinden nasıl geleceğini anlattı.
#DepremYaşadığımız felaketin ardından sadece deprem bölgelerinde değil, ülkenin her yanında deprem korkusu had safhada. Deprem olmasa bile yatağın, sandalyenin, koltuğun hafif bir şekilde sallanmasını deprem oluyor diye algılayıp panikleyen pek çok insan var. Çoğumuzun gözü tavana asılı lambalarımızda; her an tetikte bekliyor, endişeleniyor, uyuyamıyor ve sürekli sallanıyormuş hissi yaşıyoruz. Peki bu duyguyu yaşamak normal mi?
#DepremSesimi duyan var mı... Acıyı, umudu, çaresizliği bir arada hissettiren bu cümle günlerdir kulağımızda çınlıyor. 85 milyon deprem bölgesine yardım için seferber olurken, bir yandan da ülkenin yapı stokunun ne durumda olduğu tartışılıyor. Uzmanlar, geçmiş afetlerde olduğu gibi “Deprem değil bina öldürür” diyor. Bugünlerde deprem bölgesindeki o binalarda yoğun bir çalışma var. Havadan ve karadan kalan yapılar için risk tespiti yapılıyor. Diğer illerde ise vatandaş tedirgin. Çünkü uzmanlar başta İstanbul olmak üzere birçok il için uyarıyor. Deprem senaryoları konuşuldukça akıllara şu soru geliyor: ‘Benim binam ayakta kalır mı?’ Bu sorunun yanıtı ve sonrasındaki süreçler için rehber hazırladık.
#Deprem“Ne yataktan kalkabildim ne de çocuğumu koruyacak bir şey yapabildim”, “Öylece donakaldım, sadece bağırdım”, “Çök, kapan, tutun gibi temel bilgiler aklıma bile gelmedi, hemen dışarı çıkmaya çalıştım” bu sözler Düzce depremini yaşayanlara ait. Aslında bu durum her depremde panik halinde sık görülen bir olay. Peki, deprem anında neden donakalmanın önüne geçemiyoruz? Korku nasıl önleme dönebilir? Uzmanlarla mercek altına aldık.
#DepremKimi uykusundan “Deprem olacak” diye uyandı, deprem fobisi geliştirdiğini düşünürken uçağa, metroya binemez oldu. Kimi duyduğu tıkırtılar nedeniyle önce evde, sonra odada yalnız kalamaz hale geldi. Kaygı bozukluğu, panik atak, panik bozukluğu… Son yıllarda daha çok duyduğumuz bu rahatsızlıkları yaşayanlarla ve uzmanlarla konuşmuştuk. Üzerine geçen pazar Taksim’deki patlamayla sarsıldık. Uzmanları yeniden aradık, “Bu tür olaylardan sonra bu rahatsızlıkları yaşayanları nasıl teskin etmeliyiz” diye sorduk.
#Panik AtakBeklenen İstanbul depremine rağmen kentte çok sayıda riskli binada yaşam devam ediyor. Kiracıların uygun olduğu için kaldığı dairelerde, ev sahipleri de yüksek kiralar nedeniyle binalarında oturmaya devam ediyor. Kiracı Mezgin Güneş, "En büyük korkum deprem. Çocuklarımı her an deprem olur diye yanımdan ayıramıyorum. Büyük bir deprem bekleniliyor ama mecburiyetten kalıyoruz" dedi.
#İstanbulÇalışkan bir insan… Elini attığı her konuda başarılı iş çıkaran bir isim… Üç erkek evlat annesi, söylediği şarkılarla binlerce insanın beğenisini kazanmaya devam ediyor. Oyunculuk yapıyor. Zaman zaman gazetecilik de yapıyor. Kadın olmanın en belirgin özelliği “eğergayretli bir insansanız yorulmazsınız” diyor. Konuşmayı çok seviyor. Hiç susmuyor. O hiç yorulmuyor, çalışırken gözlerinin içi ışık ışık oluyor. Böylesine bir enerjiye ve ülkemizin bilinen en ünlü totemine sahip sanatçısı Gülben Ergen….
#Gülben Ergenİster yakın tarihli deprem gibi bir felaket, ister araba kazası olsun, ya da bir aile içinde yaşanan uzun veya kısa süren ve şiddet içeren bir süreç olsun, bu olaylar ‘travmatik süreçler’ olarak adlandırılır. İyi de, travmanın çeşidi, şiddeti, süresi ne olursa olsun bazı insanlar çok, bazıları ise hiç etkilenmiyor. Travmayı nasıl tanımlayacağız?
#ÇdcukDünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını ve Türkiye’de yaşanan depremler nedeniyle birçok kişi panik atak ve kaygı bozukluğu yaşıyor. Psikiyatri Uzmanı Dr. Özcan Kılıç Kafalı, bu sorunla karşılaşanlara önerilerde bulundu.
#Panik AtakKoronavirüsün ve yaşanan depremlerin vatandaşta panik atak ve kaygı bozukluğunu tetiklediğini söyleyen, Psikiyatri Uzmanı Dr. Özcan Kılıç Kafalı, bu sorunla karşılaşanlara önerilerde bulundu. Kafalı, “Panik atak sürecinin yönetilmesinde temel adım kişinin durumu fark etmesidir. Stres yönetimini kolaylaştıracak yoga, nefes egzersizleri gibi uygulamalar da kaygı düzeyini azaltabilir” dedi.
#Psikiyatri Uzmanı Dr. Özcan Kılıç Kafalıİnsanda travmatik etkiler bırakan depremin çocuk psikolojine etkilerine değinen Uzman Psikolog İlkay Soykal, deprem travması olan çocukların fiziksel ve ruhsal yıpranmalar yaşayacağını belirtti. Soykal, bu süreçte çocuğa yaklaşımda hassas olunması gerektiğini söyledi.
#Deprem