Paylaş
Aslında bu geç kalınmış bir yazı, gerçi içerik olarak her zaman güncelliğini koruyacaktır… 6 Şubat depremlerinden 10 gün sonra yazmaya karar vermiştim ama bir türlü kafamı toplayamamış, konsantre olamamıştım. Depremlerin üstüne gelen seçim süreci, tutulmalar, Jüpiter’in ve Satürn’ün burç geçişi derken belki de doğrusu tam da bu zamandır…
Bir süredir sosyal medyada astrolojiyle bağlantılı mesajlarda kullanılan dilin, ifadelerin aslında ne kadar rahatsız edici olduğunu sizler de görüyorsunuzdur. Eline tarot kartlarını, taşlarını, tütsüsünü alanın “Ben astroloğum” zırvalarıyla ortalıkta fink atmasından bahsetmiyorum. Hani şu ‘taş ve tütsü kitini alırsanız kısmetiniz açılır’cı tiplerden... Tütsüyle, taşla, bileklikle kısmet açılsaydı eğer, etrafta bu kadar yalnız, mutsuz, birbirini anlamayan, ilişki kuramayan insan olmazdı. İşin bu kısmı bile sektörümüze büyük zarar veriyor ama bu yazının konusu başka. Astrolojik içerikten bağımsız olarak birtakım bilgilerin servis edilmesi meselesinden bahsediyorum.
Astrolojiye meraklıysanız bu konuda kimleri takip ettiğinize dikkatle bakın.
Depremden vefata...
Yaşadığımız büyük depremin hemen ardından, hani yağmur yağdığında beş dakika içinde her yerde beliren naylon şemsiyeciler vardır ya, tıpkı onlar gibi astrologlar türedi birden. Art arda ve hiçbir geçerliliği, tutarlılığı olmayan, iddialı deprem tahminleri yaptılar. Şu gözler 2023 yılının bütün yeniay ve dolunay listelerini çıkarıp deprem zamanları olarak açıklayanları bile gördü. Ne acı tabloydu; bir yanda canını, malını, hayatını kurtarmaya çalışan insanlar ve bir daha deprem olur mu korkusu yüzünden eli yüreğinde yaşayanlar, diğer yanda insanların bu korkularından yararlanmaya çalışan ‘işporta astrolog’lar.
Bunun bir benzerini de son seçim döneminde gördük. Astrolojik olarak iş o kadar ileri bir boyuta gitti ki; birtakım siyasilerin öleceğini söyleme cüreti gösterenler oldu… Ya da
adayların siyasi kariyerlerinin biteceğini, tarihten silineceklerini falan yazmaya, çizmeye başladılar. Sonuç? Ne büyük depremin ardından o büyüklükte başka depremler oldu ne de herhangi bir siyasi vefat etti ya da kariyeri sona erdi… Peki, ne oldu? Birçok insan endişeyle deprem ve felaket haberleri beklerken onlar reklamlarını yaptılar.
Astroloji her ne kadar gökyüzündeki sembolleri okuma diliyse de bunları ifade etmek ve aktarmak da bir o kadar önemli. Sadece bilgiye sahip olmak değil, devamında elindeki bu bilgiyle ne zaman, ne yapacağını bilebilmek de bir ustalıktır bana sorarsanız. Astrolojiyi gözünüzde çok fazla büyütmeyin; yaptığımız iş en nihayetinde gökyüzü sembollerini okuyarak, geçmişteki benzer pozisyonlarda neler olduğuna bakarak geleceğe projeksiyon tutmaya çalışmak ve bir sürü olasılık içinde en tutarlı ve doğru olasılığı yakalama işidir. Zamanın ruhunu koklayarak, dönemin dinamiklerini kavrayarak bir şeyleri tahmin etmeye çalışıyoruz… Ama birçok meslek gibi bizim mesleğimizin de bir etiği ve kuralları var. Diyeceksiniz ki; bu konu neden seni bu kadar çok alakadar ediyor? Ediyor, çünkü Türkiye’de birbirinden değerli birçok astroloğu çatısı altında toplayan, astrolojiyi doğru anlatmak kaygısı olanların kurduğu Profesyonel Astroloji Derneği’nin (PAD) uzun süredir başkanıyım. Bizim için meslek etiği çok önemli ve değerli.
Ustalık için yıllar gerek...
Meslek etiği üzerine sürekli bilgilendirmeler yapıyor ve toplantılar düzenliyoruz dernek olarak. Ve her toplantımızda hepimizin vardığı ortak kanı şu oluyor: Zarar verme! Hem bireysel danışmanlıklarda hem de toplumsal konularda bir bilgi aktarırken faydalı olmaya çalış, olamıyorsan da zarar verme. Özellikle de insan psikolojisine… İnsan psikolojisi hem çok kırılgan hem de ayakta kalmayı ne şekilde olursa olsun başarmak üzerine kurulu, çok komplike bir sistem. Bu yüzden yaptığımız işte önceliğimiz zarar vermemek olmalı.
Özetle; astroloji adı altında yapılan değerlendirmelerde abartılı, coşkulu ve zarar verici ifadeler görüyorsanız, o insanların kendi bireysel çalışmalarında da aynı şekilde sınırları aşan, nerede durması gerektiğini bilemeyen bir taraf olduğunu bilmelisiniz… Mesleki bilgiyi kısa sürede öğrenebilirsiniz ama ustalık için hem gönlünüzün olması hem de yıllarınızı harcamanız gerekir. Bu yüzden kimleri takip ettiğinize dikkatle bakın. Ben de alanımda uzun yollar kat etmiş olmakla birlikte hâlâ öğrenmeye, yaşam boyu gelişime inanıyorum.
Paylaş