Uygar TAYLAN utaylan@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Mart 19, 2023 07:00
Kuzey Anadolu fay hattında beklenen olası deprem İstanbul’dan tersine göçü tetikledi. Özellikle ‘99 depremi’ni yaşayan İstanbulluların bir kısmı, bu kalabalık metropolden ve riskli fay hatlarından uzak veya zemini sağlam il ve ilçelere taşınıp gece yastığa başını rahat koymak istiyor. Ev kiralarının yüksekliği de bu kararın alınmasında etkili oluyor, “Enkazında kalacağım eve kira ödüyorum” diyenler var.
Kahramanmaraş depremleriyle birlikte Kuzey Anadolu fay hattında beklenen olası deprem tekrar gündemde. İstanbul’da yaşayan birçok kişi yaşadığı binanın sağlam olup olmadığını bilmek istiyor ve bina analizi yapan kurumlara, yetkili özel şirketlere başvuruyor. Özellikle 17 Ağustos depremini yaşayan İstanbullular arasında deprem korkusu yeniden tetiklendi. Beklenen depremin yol açtığı tedirginlik nedeniyle kenti terk etmek isteyenlerin hayali, bütçesine uygun, sağlam bir daire ya da müstakil bir ev bulmak. Deprem yüzünden İstanbul’dan taşınmaya karar verenlerle konuştuk.
‘Çöp kamyonu geçiyor, deprem sanıyoruz’
Ş.E., 54, emekli
İstanbulluyum. Annem ve kızımla kalıyorum. 99 depremini İstanbul’da yaşadığımız için ailece deprem korkumuz var. Çöp kamyonu geçerken camlar sallanıyor, deprem oluyor sanıyoruz. Etrafımız hep eski bina. Gerçi yenilere de
güven yok artık. İstanbul’dan taşınma fikri bende çok uzun zamandır var. Neden sadece deprem değil, amacım kalabalıktan ayrılmak. Kızım başta istemiyordu, Kahramanmaraş depremlerinden sonra çocuklar da korkmaya başladı. Karadeniz sahili tarafları, zemin olarak araştırdığım kadarıyla Şile-Ağva arasına bakıyorum. Herhangi bir sarsıntı olsa bile 60-70 bin nüfuslu bir yerde çok büyük bir şey yaşamazsın. İstanbul’da bir mahalle 80-100 bin nüfuslu...
‘Çalıştığım bina dere yatağına yapılmış’
M.K., 37, öğretmen
İstanbul, Fatih’te doğup büyüdüm. 99 depreminden beri korku yaşıyorum. Evliyim, 3 yaşında bir çocuğum var. Bu son depremlerle birlikte, çocuğum olmasının da etkisiyle deprem korkum arttı. Taşınmak için Ankara’da ev araştırıyoruz. Şu anda özgeçmişimi düzenliyorum, oradaki okullara başvuracağım. Ankara’da kiralar 2-3 katı artmış durumda… Çalıştığım kurumla ilgili binanın ‘cinayet’ olduğuna dair bir haber çıkmış. Çünkü dere yatağına yapılmış. Sürekli gittiğim yerlerde de aynı güvensizliği yaşamak taşınma noktasına getirdi beni. Son günlerde gidecek olma hissi ve mutluluk duygusuyla karışık İstanbul’un en güzel yerlerinde vakit geçirmeye başladım. Yazın taşınmayı planlıyoruz.
‘Korkum için psikologdan destek alıyorum’
Sinem Büyükyıldırım, 29, tasarımcı
Yaklaşık 7-8 senedir İstanbul, Koşuyolu’nda yaşıyorum. Normalde burası sağlam bir bölge olarak geçiyor. Ama ben yapmadığım sürece bir binanın yıkılmayacağı garantisine kendimi inandıramıyorum. Deprem korkum bir psikologla görüşecek kadar yüksek bir seviyede. Özellikle bu son depremlerden sonra anksiyetem tetiklendi. Öncesinde İzmir depremi olduğunda ailem oradaydı. Onlara ulaşamayıp çok korkmuştum. Sevgilimle son depremlerden 3-4 gün sonra “İstanbul’dan gidelim” dedik. Önce Ayvalık’ı düşündük ama orası da birinci dereceden riskli gözüküyor. Urla da riskli ama en azından ailelerimize yakın olup müstakil bir evde yaşamaya çalışacağız. Şu an ev yok, çünkü herkes taşınıyor.
‘Terk ederken gözüm arkada kalmadı’
Ebrar Güldemler, 37, yazar
2-3 yıldır deprem korkum vardı, son depremle daha da netleşti. Çanta hazırlayıp beklemek yaşam planım için uygun değil. İnsanlar göçük altında sesleri kısılarak telef oldu! Taşınmayı zaten düşünüyordum, deprem süreci hızlandırdı. Ankara’da fiyatlar İstanbul’a göre çok daha uygun. Arsızlaşan ev sahibi meselesi de Ankara’da yok. İstanbul’u terk ederken gözüm arkada kalmadı. Aslında ben bu dengenin bilimsellikle ele alınmadığı bir kentte yaşamak istemediğim için gidiyorum. Yani anksiyeteden ya da bina başıma mı yıkılır gibi bir korkudan değil. 4 bin lira ödediğim ev sahibim 20 binlerden bahsediyordu en son...
‘Sinop aklımızı çelen ikinci alternatif’
Evrim Eylem Şişman, 35, iletişim danışmanı
İstanbul’da 7 ve üzeri bir deprem olduğu zaman ayakta kalacak kaç bina var, yaşadığımız bina ne kadar güvenli, güvenli değilse bunun çözümü ne? Bu soruların rakamsal ve bilimsel cevapları verilebiliyor ancak hayattaki pratiği hiç de öyle değil. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) hızlı tarama yönteminin yaşadığımız binaya uygulanması için kiracı olarak başvuruda bulundum. Çıkan sonuçta ‘Yaşadığınız bina depreme dayanıklı değil’ deseler ne yapacağım? Yaşadığımız sokakta 40 bin liraya varan kiralar var. Bu şartlarda, göz göre göre enkazında kalacağım eve kira ödemeye devam etmekten başka çarem yok. İstanbul başka çare sunmayınca alıp başını gitmek en mantıklısı gibi duruyor. Kardeşimle birlikte yaşıyoruz. İşlerden dolayı bir ayağımızın İstanbul’da olması gerekiyor. Bu açıdan Edirne makul ve mantıklı bir tercih. Geçen yıllarda açıklanan TÜİK verilerinde Türkiye’nin en mutlu şehrinin Sinop olduğunu da hesaba katınca, oraya taşınmak da aklımızı çelen ikinci bir alternatif.
‘Bina riskli olduğu için eğitimime Çapa’da devam etmek istemedim’Ahmet Volkan, 25, doktorÇapa’da yaşıyordum, 8-9 ay önce Ataşehir’e geçtim. İBB’nin iki yıl önce hazırladığı deprem projeksiyonuna göre Ataşehir’de yıkılması öngörülen bina sayısı daha az. Antakyalıyız, depremden sonra abim geldi bölgeden. 2019’da Çapa Tıp Fakültesi’nde ikinci sınıftayken İstanbul’da 5,8 şiddetinde bir deprem olmuştu. O benim için kırılma noktasıydı. Çapa’nın binasının değişip yenilenmesi için eylemler yaptık. Pek bir çözüm olmadı. Bina riskli olduğu için eğitimime Çapa’da devam etmek istemedim. “Mezun olur olmaz gideceğim” demiştim. İstanbul’dan taşınma kararı almamda biraz da son depremler etkili oldu. Ankara’ya gitmek istememin sebebi deprem bölgesi olmaması. İzmir’de de deprem riski var ama en azından maaşıma uygun bir binaya çıkabilirim. Hacettepe ve Ege Üniversitesi, İstanbul’daki uzmanlık eğitimi kalitemden ödün vermeyecek düzeyde. Mayıs sonuna kadar taşınmayı göze aldım. Ev sahibiyle de görüştüm.
‘Gerekirse hayat standardımızı düşürüp taşınacağız’
Dinçer Demir, 36, sigortacı
Kadıköy’de yaşıyorum. Deprem her zaman gündemimizde. Eşim daha çok korkuyor. 99 depremini ailesiyle İstanbul’da yaşadığı için daha çok etkileniyor. Yıllar geçmiş olmasına rağmen babası hâlâ yatak odasında uyumak istemiyor. Kahramanmaraş depremlerinden sonra oğlumuzu, bir şey olursa diye, aramızda yatırıyoruz. Evden çalışmalar başladığında İstanbul’dan gidebilir miyiz diye sorgulamıştık ama hibrit modeller buna çok müsait değildi. Bir de o dönem maddi açıdan daha uygundu diğer iller, biz de bir karar bekliyorduk. Artık “Ne olursa olsun gideriz” diyoruz. Kira seviyeleri uçmuş durumda, ev değiştirmek lüks. Gerekirse borçlanıp ya da hayat standardımızı düşürüp İstanbul’dan taşınacağız. Seçime kadar taşınmayı planlıyoruz. Eşimin ailesi yaşadığı için ya Antalya ya da alternatif olarak Fethiye’de bahçeli, villa tarzı bir şey bulabilir miyiz diye bakıyoruz.
‘En azından başımızı yastığa koyup rahat uyuyacağız’
Kahraman Pala, 27, esnaf
Beyoğlu, Şişhane’de oturuyorum. Yaklaşık yedi senedir İstanbul’da yaşıyorum. Daha önce Antalya’daydım. İstanbul’a gelene kadar deprem korkum yoktu. Son depremlerden sonra akşamları koltuğu şuraya çekeriz, şurası sağlam gibi prova yapıyoruz. Gece yatarken vazo gibi ses çıkaracak eşyaları rafların ucuna koyup sallanıp düşerse dışarı kaçarız diye planlar yapmaya başladık. İstanbul’dan taşınsak mı diye düşünüyorduk, artık Antalya’ya taşınma fikrini kafamızda netleştirdik. Orada zor bir hayatla karşılaşsak da en azından akşam başımızı yastığa koyduğumuzda rahat uyuyacağız. Ev bakmaya gidip evi tuttuktan sonra da İstanbul’dan eşyaları yavaş yavaş taşıyacağız.
‘3.00’lere, 4’lere kadar ayaktayız’
Betül Korkmazyürek Çakır, 33, ev kadını
2019’da bebeğimiz oldu, ardından İzmir depremi yaşandı. İzmir depreminde çok az bina çökmesine rağmen gördük ki kurtarma çok yavaştı. İnsanlar günlerce kurtarılmayı bekledi. O zaman taşınmakla ilgili bir soru işareti oluştu bizde. Ardından temelinde
deprem korkusu olan kısa bir Antalya deneyimimiz oldu. İki ay Antalya’nın bir köyünde kaldık. İstanbul’dan sonra bir köyde yaşamak kolay olmadı, döndük. Son Kahramanmaraş depremleri bir travma yarattı üzerimizde. Günlerdir uyuyamıyoruz, 3.00’lere, 4.00’lere kadar ayaktayız. İstanbul’da böyle bir depremin yaşanması, kıyamet gibi bir şey olacak. O yüzden en hızlı şekilde ailece gitmeye karar verdik. Çocuğumuzun eğitimi için daha iyi olduğunu düşündüğümüz Kırklareli’ne taşınmaya karar verdik.
‘Çocuğumuz olduktan sonra korkular başladı’
Erdinç Çakır, 37, danışman
36 yıldır İstanbul’da yaşıyorum. Depremle ilgili korkularım 2019 yılında çocuğumun olmasıyla başladı. Bizi etkileyen İzmir depremi olmuştu. Şu an evi kiraya veriyorum. Kırklareli merkeze taşınmayı düşünüyorum. Hem İstanbul’a yakın, hem de Marmara’dan uzak hem de yazlığıma yakın. Edirne, Erez’de yazlığımız var. Kırklareli merkezde en azından çocuğumun okuyacağı okullar var.