Çanakkale mutfağı hakkında ne kadar bilginiz var? Sadece balıkları sayacak olursanız, “Yanılıyorsunuz” derim. Bu kentin mutfaklarında çok lezzetli yemekler pişer. Örneğin Oğmaç çorbası, iskorpit çorbası, patlıcanla yapılan tumbi, mantıyı andıran metez, melki köftesi, tarhanalı patlıcan, börülce köftesi, lüfer pilavı... Say say bitmez. İşte size Çanakkale lezzet rehberi...
#SeyahatBir yörenin kültürünü daha yakından tanımak için yemeklerini öğrenmek ve tatmak da yardımcı olacaktır. Çünkü lezzet türleri de kültürün bir parçasıdır. Muğla, ege kültürünü yaşayan ve yemekleri ile yansıtan bir ilimizdir. Muğla yemeklerini daha yakından tanımak ve öğrenmeniz için tüm detayları derledik.
#Muğla YemekleriÖyle bir şehir ki yemek yapmak da yemek de önemli bir sosyal etkinlik. Dost meclislerinin, aile ortamlarının, misafir ağırlamalarının birleştirici unsuru hep yemek... Mutfağa törensel bir yaklaşımın olduğu Şanlıurfa, haliyle sayısız hikâye barındırıyor. Yakın zamanda çıkacak olan ‘Tarih Yaratan Mutfak Öyküleri’ de işte bu köklü zenginliğe ışık tutuyor.
#SeyahatDeniz mahsulleri ve özellikle kabuklular, envai çeşit ot, tazecik sebzeler ve bir de Ayvalık mutfağının simyası zeytinyağı... Tüm bunlara Girit ve Midilli’den mübadeleyle gelenlerin yemek kültürü de eklenince, Türkiye’nin geri kalanından ayrışan bir mutfak çıkıyor ortaya. Şunu son derece net söyleyebilirim: Ayvalık’ta kötü yemek bulmak uğraş ister.
#BalıkesirTürkiye ile Almanya ilişkilerinde başlayan yumuşama dönemi, ekonomik ve toplumsal ilişkilerin yeniden canlanmasının önünü açtı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyareti bu süreçte bir dönüm noktası oldu. Alman iş insanları Türkiye’de yeniden yatırımlar için atağa geçerken, okullar ve kentler de kardeş okul ve kent bağları kurmak için kolları sıvadı.
#AVRUPADAN HABERLERSadece Japonya’nın Wagyu bölgesinde üretiliyor, bu özel sığır türünün ülke dışına çıkarılması yasak. Güzel yağlanmaları için hayvanlara bira içirilip, her gün şarap ve sakeyle masaj yapılıyor. Yılda ancak 30 ton tüketiliyor, bunun 30 kilosu Türkiye’de satılıyor.
#Kobe BeefGüneşli bir kış gününde yollarda olmanın insana verdiği enerji bambaşka! İşte uzun zamandır görmek istediğim Apolyont (Uluabat) gölü karşımda duruyor. Birazdan bir göl turu yapacağız, ardından da Mudanya’ya gidip lezzet turuna çıkacağız. Değişim iyidir, ama her şey için değil. Mudanya eski şirin sahil kasabası görünümünden uzaklaşmış olsa da bazı lezzetlerin halen olduğu gibi duruyor olması mutluluk verici.
#Köfteİşte yavru vatana ayak bastığınızda duymanızın muhtemel olduğu cümle budur. Tanımadan gülümseyen yüzlerin bir baş selamına eşlik edecek sohbeti çoğu kez böyle başlar… Siz de bir anda kapı komşunuzla konuşuyormuş rahatlığında yanıt verirken bulursunuz kendinizi. Çünkü Kıbrıs böyledir; bizdendir. Sanki yürüsek varacakmışız gibi yakındır… Akdeniz ikliminin nimeti sayesinde yılın neredeyse her ayı gidilebilecek cazibeye sahiptir. Gelin bu pazar şu bizim adaya uzanıverelim, bakalım neler çıkacak karşımıza sokaklarında?
#KıbrısYeni yıl sofrası için, size üç gün evvelden sıkıntılar verecek bir hindi tarifim yok. Yeni yıl bizim için bir arada olma, birbirine sevdiğini söyleme, geçen yılın hesabını yapıp, gelecek yılda önemseyip önemsemeyeceklerimizi tespit etme vesilesi. Bütün yıl ne kadar çok koşturduğumuzu biz biliriz, dolayısıyla sizi yormayacağım. Hindiden çok daha fazla sükse yapacak bir tarifim, zorlanmadan kurabileceğiniz bir sofram var.
#Refika BirgülŞimdi Bozcaada’nın zamanı. Ege’nin başlangıcındaki bu küçük ada, bağları, turkuvaz koyları, berrak denizi, çiçekli sokakları, sokak arası meyhaneleri, lezzetli şarapları, serin serin esen poyrazı ile tam bir Egeli. Bangır bangır müzik gürültüsünden uzakta, sakin ve keyifli bir tatil geçirmek istiyorsanız bu yıl size Bozcaada’yı öneriyorum.
Sizi bilmem ama ben her gezi için bir bahane bulurum. Bazen saçma sapan, bazen de inandırıcı olur. Zaten yola çıkmayı aklıma koymuşumdur. Hatta bazen bahaneyi yolda bulurum. Kimi zaman bilinmedik bir coğrafyayı keşfetmeye niyetlenirim. Bu bahaneyle başladıklarım, zorlu yolculuklardır. Uzun yürüyüşler, dik yokuşlar, ormanlar, nehirler, çadırlar, kuş sesleri, karanlık geceler vardır içinde.
Hangi kadın semt pazarlarını sevmez, hayatında bir kere bile pazara uğramayan kadın çok azdır. İTO’nun 2004’te İstanbul semt pazarlarında yaptığı ankete göre, pazara giden her 10 kişiden 8’i kadın. Çoğunluk ucuzluktan çok, taze ürün için pazarı tercih ediyor. Ne tesadüf ki yerel ürün satanların yüzde 80-85’i kadın. Hatta Anadolu’da çoğu pazar ismini buradan almış: Konya Kadınlar Pazarı, Bartın Garılar Pazarı, Bolu Kadınlar Pazarı, Tire Kadınlar Pazarı.