Sosyal medyadaki paylaşımlarına bakılırsa 1990’ların dizi ve filmlerine bayılıyorlar. Dönemin minimalist moda akımından vazgeçemiyorlar. O yılların parçalarının çalındığı Türkçe pop partilerine gidiyorlar... 90’lı yıllara hayran günümüz gençleriyle konuştuk; gördük ki onlar için hiçbir şey 30 yıl öncenin trendleri kadar havalı değil.
#1990’LarO yılları özlememiz boşuna değil; modası, filmleri ve dizileriyle 90’lar bir başkaydı. Dönemin efsanevi dizilerinden ‘Evimiz Hollywood’da’ ile tanıdığımız Shannen Doherty geçen hafta kanser nedeniyle hayatını kaybetti. Doherty’nin anısına o döneme bir yolculuk yapalım, bizi ekrana bağlayan dizileri ve o unutulmaz karakterleri hatırlayalım istedik.
#90'LarÖzellikle son yıllarda geçmişte popüler olan trendlerin yeniden moda dünyasını etkisi altına aldığını görüyoruz. O nedenle bu eğlenceli dünyanın tarihi hakkında bilgi sahibi olmak oldukça değerli. Geçtiğimiz hafta sizlerle 1920’lerden 1960’lı yılların modasına doğru bir yolculuk yapmıştık. Bugün de gelin hep birlikte 1970 ile 2020’li yıllara doğru eğlenceli bir tura çıkalım.
#Süheyla Buyrukçu27 senedir tanıyoruz onları. En sevdikleri yemeğe, en utandıkları anılara, aşklarına, işlerine, sırlarına, her şeye hâkimiz. 1994’te yayına giren ‘Friends’in 10’uncu sezonun sonunda bitmesini bir türlü kabullenemedik, yıllardır döndüre döndüre izleyerek ezberledik bölümleri. Tekrar bir araya gelsinler diye ettiğimiz dualar kabul oldu ve Z Kuşağı’nın dahi kalbini çalan ‘Friends’ 27 Mayıs’ta özel bir bölümle ekrana geliyor. Pek çok sürprizin de planlandığı ‘birleşme bölümü’nün fragmanları bile şimdiden milyonlarca izlenmeye ulaştı. Yayın saatini iple çekenler, Ross ve Rachel’ın bir araya gelmesini bekler gibi gün sayanlar için anıları tazeleme vakti...
#GazetehaberleriYuval Noah Harari bir tarihçi ama ona geçmişten çok gelecek soruluyor. Salgın patlak verdiğinde CNN, Financial Times, Time hemen onun kapısını çaldı, pandemiyle ilgili görüşlerini öğrenmek istedi. Biz de Harari’yle yeni kitabı vesilesiyle konuştuk. COVID-19’un bırakacağı izlere ilişkin sorularımızı her yıl girdiği iki aylık sessizlik inzivasından hemen önce yanıtladı.
#Yuval Noah HarariCesur, uyumsuz, samimi, güzel, alımlı... Kimi sevdiceğini tahttan feragat ettirdi, kimi monarşiyi modernleştirmenin derdindeydi. Ama hepsinin en önemli özelliği, adlarının dünyadaki pek çok kralın adından bile daha çok bilinmesi. Ve işte karşınızda, İngiltere Kraliyet Ailesi’nin nevi şahsına münhasır gelinleri...
#Gazetehaberleri‘Bizi bize bizden biri gibi’ anlatan paylaşımlarıyla Twitter’ın son dönemde yükselen yıldızı kesinlikle o. Yarı İngilizce-yarı Türkçe yazdığı, mizahi yönü güçlü tweet’lerinin müdavimi olduğumuz Jared Wall’u biraz daha yakından tanımanın vakti geldi.
#Jared WallHaluk Bilginer, Türkiye’nin şansı kabul edebileceğimiz bir oyuncu. Tiyatro, sinema, dizi; yer aldığı her projeyi yukarı taşıyan ender isimlerden. Şimdilerde internet dizisi ‘Şahsiyet’te alışılmadık bir karakteri canlandıran ustayla konuştuk.
#Haluk BilginerTürk resim ve sanat yazınının duayenlerinden, ‘hocaların hocası’ Turan Erol 90 yaşında. Kıraç, sessiz ve hüzün dolu Orta Anadolu coğrafyasını konu edinen diğer ressamların ortak tavırlarından yola çıkarak Bozkır Ekolü terimini geliştiren Turan Erol’un çarpıcı Ağrı Dağı dizileri, ondaki bitmek bilmez doğa tutkusunun farklı uzantılarını oluşturdu.
#Turan ErolTürk sinemasının usta oyuncusu Eşref Kolçak’la 35 yıldır yaşadığı ve canı gibi sevdiği eşiyle oğlunu toprağa verdiği Gemlik’te buluştuk. Hem 90 yaşında yalnız bir hayatı nasıl sürdürdüğünü öğrenmek hem de elini öpüp helallik almak istedim. Harun Kolçak’ın vefatından sonra yazdığım yazı üzerine usta oyuncuyla beni karşı karşıya getirenler olmuştu. Eşref Kolçak, “O yazıdan dolayı sana kırılmadım. Hakkımı helal ediyorum” dedi Harun Kolçak’ın mezarı başında...
#Eşref KolçakNorveç’in hikâyesi bir nevi peri masalı... Kendi halinde, dışa kapalı, her yere uzak ve fakir bir ülkenin sınırları içinde bir gün petrol bulunur... Ve herkes mutlu olur... Peki ya sonra? Norveç, bugün eşitlikçi, mutlu, zengin bir ülke... İskandinav refahının, refah toplumunun tipik bir üyesi. Ama dünyayı, bugün İskandinav modeline çeken unsur bu refah meselesi değil! Bu ülkelerden son yıllarda fışkıran edebiyat ve dizi furyası, daha çok konuşuluyor... Bunlar akla hayale gelmeyecek vahşilikte şiddet, cinayet, suç öyküleri... Tüm dünya ‘Ejderha Dövmeli Kız’ı biliyor. ‘Köprü’ isimli televizyon dizisini de izlemişsinizdir... İşte refah, mutluluk ve özgürlük sıralamalarında illaki ilk beşe yerleşen İsveç, Danimarka, Norveç, Finlandiya’dan çıkan böyle nice eser var. En büyük ihraç ürünleri, ödünüzü koparacak şiddet öyküleri... Ve bu türün kralı da Norveçli Jo Nesbo... ‘Ejderha Dövmeli Kız’ın yazarı Stieg Larsson esrarengiz biçimde öldükten sonra İskandinav Noir’ı (kara polisiye) denilen bu türün tahtına Nesbo oturdu. İlginç bir hikâyesi var Nesbo’nun. Norveçli eski bir futbolcu ve rock yıldızıyken, evine kapanıp suç öyküleri yazmaya başlamış ve artık tüm dünyanın tanıdığı büyük bir kahraman ortaya çıkarmış. Harry Hole isimli, biraz serseri bir polis dedektifi bu... Harry Hole’un son maceralarından ‘Hayalet’ Türkçede henüz yayımlandı. Ve bana da, Nesbo’nun Türkçedeki yayıncısı Doğan Kitap’tan “Jo Nesbo seni Oslo’ya akşam yemeğine davet ediyor” diye bir öneri geldi. ‘Dünyanın en korkutucu adamıyla’ akşam yemeğine hayır diyemezdim. Hem bakalım orası gerçekten ‘periler ülkesi’ mi yoksa ‘karanlıklar diyarı’ mıydı? İskandinavya, onca aydınlık ve iyiliğin gizlediği, kasvetli bir bilinçaltının yansıması mıydı? Bunu en iyi yanıtlayacak kişi, ülkesinin en tanınan temsilcisi Nesbo... Ona göre ‘dünyada masumiyetini hâlâ koruyan bir adacık’ olan Norveç’in, dünyaya aslında neyi anlattığını konuşmaya işte böyle başladık...
#Jo NesboBir yanda; Türkiye’nin usta oyuncularından Metin Akpınar. Diğer yanda; son yılların en başarılı komedyenlerinden Ata Demirer. İkiliyle bayram vesilesiyle buluştuk. Mizahın geçmişten günümüze yolculuğunu, modern zamanların hayatımızda yarattığı değişimi ve ‘o eski bayramlar’ı konuştuk. Elbette kahkahalar röportajın hiçbir anında eksik olmadı. Ata Demirer: Hepimizin telefonla ilişkisi sakat bir noktaya gidiyor. Röportajdan önce sinemaya gittim. Salona ağustosböcekleri serpilmiş gibiydi. Sürekli insanlara yeşil yeşil mesajlar geliyor. Metin Akpınar: Sinemalarda eskiden akide şekeri ve kabuklu yemiş yenmezdi. Şimdi ateşböcekleri mi dolaşıyor!
#Ata Demirer