ALMANYA’da yaşayan, orada yıllarca gazetecilik ve yazarlık yapan arkadaşımız Halit Çelikbudak’ın ‘Pazar Yazıları’* kitabını okumaya başladım, bitirinceye kadar elimden bırakamadım. Çünkü dünyada en çok gittiğim ülke Almanya’dır, hiç kuşkusuz bunun nedeni de Frankfurt Kitap Fuarı’dır. Fuarlarla ilgili birçok anım var, orada buluştuğum birçok dost bugün bizimle beraber değil, ebedi uykusundalar.
#YazarlarAK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "İstanbul'un büyüklüğüne, şehrin kültürel mirasına yakışacak bir kütüphaneyi şehrimize kazandıracağız. Rami Şehir Kütüphanesi milyonlarca esere, dijital yayına ev sahipliği yapacak." dedi. Yıldırım daha sonra E-Oyun Turnuva alanına geçerek burada takım halinde internet üzerinden oynanan "PUBG" adlı oyunu gençlerle oynadı. Yıldırım, "Torunlar oynuyor ama bize öğretmiyorlar. Sıkıntı orada." dedi.
#Binali Yıldırım“O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler çekip gittiler” diye yazmıştı Demirciler Çarşısı Cinayeti’nin ilk cümlesinde. Bu toprakların vicdanı, kaderine boyun eğmiş köylüsünün de, başkaldırmış eşkıyasının da dili, akan nehirlerinin çağıltısı, rengârenk bitki örtüsünün şairi o kocaman yürekli Yaşar Kemal de çekip giden o iyi insanların arasına karıştı. Ve bizim içimizde büyük bir boşluk bıraktı.
Türk romanının büyük ustası Yaşar Kemal, Çukurovalı Aşık Ali'nin kendisi için söylediği "Sen bu yaşta böyleysen ileride Karacaoğlan gibi olursun" kehanetini adeta yaşamıyla gerçekleştirdi. Büyük yazar, 71 yıllık yazın hayatına, 26 roman, 11 deneme, 9 röportaj, 2 öykü, 1 şiir alanında eser sığdırdı. Yazar, Fransa'nın "Grand Officier dans l'Ordre National de la Légion d'Honneur Nişanı"nın da aralarında bulunduğu 38 ödül kazandı.
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığından Frankfurt Kitap Fuarı ile turizm-tanıtım ihaleleri konusunda gündeme taşıdığımız ’Avrupa’daki tanıtım ihaleleri’ (10.11.2007) ve ’Türkiye’nin Avrupa fuar ve tanıtma ihaleleri nasıl dağıtılıyor; işte gerçekler’ (12.11.2007) başlıklı yazılara açıklama geldi.
Okuyacağınız Orhan Pamuk yazısı ve gördüğünüz fotoğraflar üç günlük bir çalışmanın ürünü. Nasıl ortaya çıktığını anlatayım. Tam bir hafta önce bugün, Cihangir’deki yazıhanesinde koşturuyordu Orhan Pamuk. Üst üste dizili kolileri birer birer indirdi, içlerindeki fotoğraf albümlerini tarayıp, seçti.