Paylaş
İsteğim çok masum. Ne hükümeti yönlendirmeyi amaçlıyorum ne de Kültür Bakanlığı'na birini öneriyorum.
Otuz yıllık süre içinde bir çok kültür bakanını tanıdığımdan, düşüncemi yazma sorumluluğunu duydum.
Kültür Bakanı İstemihan Talay, şimdiye kadar, kültür kavramını çoğulcu biçimde algıladığı için onu destekledim.
İlk Kültür Bakanı Talat Halman da kültür olgusuna böyle bakmıştı, kısa süren bakanlığında, çoğulculuk anlayışının ilk tohumlarını serpti ama ondan sonra gelenler sulamayınca kurudu.
O tohumları hayata döndüren, ilk bakan İstemihan Talay.
Ne yazık ki bir çok kültür bakanı, seçildiği partinin siyasal eğilimlerine göre kültürü yönlendirdi. Böylesine bir saplantı da, bakanlığın kültür politikalarının oynaklığına, ilkesizliğine yol açtı.
Kimileri sadece geçmişe, geleneksel değerlere sahip çıktı, kimileri de mazi sözünü kendi siyasal biyografilerinden ve kültür tarihinden sildirip, kısır ve bizim topraklarımızdaki kültürel zenginliği yansıtmayan bir yönetim oluşturdu.
İstemihan Talay, bakanlığa atandığından bir kaç gün sonra İstanbul'a gelmiş, onunla Conrad Oteli'nde buluşmuştuk.
Konuşmamızda, bir kadro depremi yaratmayacağını, işini iyi yapanın tuttuğu partinin onu ilgilendirmediğini söylemişti.
Hatta bazı mevkilerdeki değişik partili adlardan söz etmişti. Somut örneklerdi.
Çok sevinmiştim, ilk gün tayin krizine tutulmadığını görmüş, bir artı puan vermiştim.
°* * *
SİVİL kültür örgütlerine, bakanlığın politikasını empoze etmemiş, onların kültürel özerkliklerini desteklemişti.
Kültür Girişimi toplantısına geldiğinde, bu yaklaşımının altını çizdim.
Yurt içindeki ve dışındaki bir çok etkinlikte; onunla birlikte oldum. Kültüre, Osmanlı'dan bugüne uzayan zenginliğimize, geniş perspektiften bakışının tanıklığını yaptım.
Bence bir kültür bakanı, Türkiye gibi değişik kültürlerin, değişik dinlerin yarattığı bu zenginlikte taraf tutmamalıydı, komplekssiz olmalıydı.
Frankfurt Kitap Fuarı'na Türkiye'den katılan karşıt düşüncedeki yayınevlerinin kitaplarına tanıdığı özgürlük mesafesi aynıydı. Particilik anlayışının izdüşümünü yansıtmıyordu.
İsrail'de halı-kilim sergisini, Amerika'da Sabancı Hat Koleksiyonu'nu açtı. Ayasofya Müzesi'nde, bu topraklardaki değişik kültürlerin esiniyle İsmail Acar'ın yaptığı tabloların sergilenmesini destekledi.
Türkiye'yi kültürel açıdan bir bütün olarak görmeyi, zenginliği yansıtmayı bakanlığa bir anlayış olarak taşıdı.
Cumhuriyetin 75.yılı ile Osmanlı'nın 700. yılını aynı kültürel tarafsızlıkla kutlanmasını sağladı.
Osmanlı hanedanı ile birlikte oturdu, çünkü onların yeniden iktidar olmaları gibi gülünç bir şüpheyi aklından geçirmiyordu.
* * *
BU yazıyı, İstemihan Talay, yeniden Kültür Bakanı olsun diye yazmadım.
Ancak ben bu zihniyetin kültür bakanlığına kök salmasını, ilkeleşmesini, yerleşmesini istiyorum.
Paylaş