Siz kendinizi nasıl görürseniz görün, dışarıdan göründüğünüz gibisiniz. Örneğin bir insan evladı, “Ben kendime çok güvenirim” dedikçe, bunu göze sokacak hareketler yaptıkça, fazla çalışılmış, fazla provalı duruyor, hedefin tam tersi kendine güvensiz bir görüntü sergiliyor. (Yahut bana öyle geliyor, bilemem…)
##DiziyazısıBir varmış bir yokmuş... Eski Dünya'nın ortasında bir ülkede yaşayan milyonlarca kişilik bir insan topluluğu varmış. Bu insanların yaşadıkları yer çok güzel bir ülkeymiş. Verimli toprakları, pırıl pırıl suları varmış. Bir günde dört mevsim yaşanır, ağaçlardan sarkan renk renk meyvelerin tadına doyum olmazmış.
#BillionsAtalarımız "Eski dost düşman olmaz" demiş. Pek güzel! Öte yandan başkalarının ataları da muhtelif zamanlarda gerek ulusal gerekse uluslararası siyasette dostluk diye bir şey olmayacağını, olsa olsa ortak çıkarlar olabileceğini demeye getiren şeyler söylemişler. E şimdi doğruya doğru demek lazım, değil mi? Lakin bu iki önermeyi yan yana koyduğumuz zaman bazen işler çığırından çıkabiliyor. Örneğin 'House of Cards'ın dördüncü sezonu.
#Dizi YazısıDünyanın en güzel şeyi izinde olmak sanırım. Hele ki tatil sezonu olmayan dönemlerde çıkılan ve ekmeğin menşeinin el, suyun menşeinin ise göl olduğu koşullarda geçirilen izinler... İnsanın hayattaki en büyük dertleri giyinmeli yarışmadaki hanım kardeşlerimizden birinin zevksiz kombiniyle, koşmalı zıplamalı yüzmeli sürünmeli yarışmadaki kendi çapında ünlü bey kardeşlerimizden birinin karın kasları filan olmalı zaten, daha ne? (Evlenmeli yarışmalara hâkim değilim, kusura bakmayın!)
#Full HouseAcısıyla tatlısıyla bir Sevgililer Günü’nü daha geride bıraktık. Kimimiz sevgilisiyle, kimimiz yalnız; kimimiz mutlu, kimimiz mutsuz derken geçti gitti 14 Şubat. Biraz da pazara denk geldiği için olsa gerek, hazırlıklar, organizasyonlar cumadan başladı. İstanbul’da çiftlere özel program düzenlemeyen mekan kalmadı. Son dakikaya kalanların imdadına köşe başı çiçekçileri yetişti. Manasızca yüksek fiyatlara rağmen yine zavallı güller, menekşeler, papatyalar elden ele dolaştı.
#Dizi YazısıMindy Kaling’i sağlam bir dizi izleyicisiyseniz ‘The Office’teki müşteri temsilcisi Kelly Kapoor olarak, iyi bir medya takipçisiyseniz de Elle dergisinin ABD versiyonunun Şubat 2014 kapağının yarattığı tartışmadan tanıyor olabilirsiniz. Ama adını ilk defa burada görüyor da olabilirsiniz elbette. O durumda olanlara kısaca söyleyelim: Kaling, ABD’de yeni nesil kadın komedyenler arasında adı ilk 3’ten aşağı inmeyen bir harika çocuk. Diziler yazıyor, yönetiyor, oyunculuk ve yapımcılık yapıyor, seslendirme yapıyor, kitaplar yazıyor, röportajlar veriyor, konuşmalar yapıyor… Ve her ne yaparsa yapsın çok beğeniliyor, çok tutuyor.
#The Mindy ProjectApartman yöneticisi denince aklınıza kim gelir? Tabii ki Sabri Bey! Tam bir stereotiptir. Giriş katında oturur, mevsimine göre ya balkonundan ya da göz deliğinden apartmana gireni çıkanı kontrol eder, bahçedeki çiçeğin, kapı önündeki çöp konteynerinin durumunu takip eder. Peki apartman toplantısı denince aklınıza ne gelir? Dairelerden birinde toplanılır, çay-börek-kek eşliğinde sohbet edilir. Akşamın sonunda sırası gelen daire hangisiyse yönetim defterini, parayı pulu imza karşılığı devralır ve bir dahaki toplantıya kadar konu kapanır. (En azından bizim apartmanda böyleydi.)
#VeepBirkaç haftadır biri kısa boylu tıknaz, öbürü daha uzun ve ince iki bıyıklı erkeğin el sıkıştıkları bir fotoğraf dolanıyor dünya ve Türkiye basınının manşetlerinde. Fotoğraftakilerin birini gayet iyi tanıyoruz. Öbürünü de az çok gözümüz ısırıyor bir yerlerden. Televizyonda, gazetede görmüşlüğümüz var muhtemelen. Evet, doğru tahmin ettiniz; aktör Sean Penn ile ‘uyuşturucu baronu’ Joaquin “Bücür” Guzman’dan ve gerçekleşememesi olay haline gelen o röportajdan bahsediyoruz.
#Pablo EscobarABD kamuoyu geçtiğimiz Aralık ayının ortalarından beri 10 bölümlük bir belgeselle ilgili tartışmalarla çalkalanıyor. Steven Avery isimli bir hükümlünün hikayesini anlatan belgesel o kadar gürültü kopardı ki Beyaz Saray bile açıklama yapmak zorunda kaldı.
#Making A Murderer