Güncelleme Tarihi:
İnsanlar böylece yuvarlanıp giderlerken, bir sabah hiç beklenmedik bir şey olmuş. Çok uzak diyarlardan, Yeni Dünya'dan bir haber getirmiş çığırtkanlar. Demişler ki, "Bizim Eski Dünya'da Filanca vardı ya hani... Onu Yeni Dünya'da vesair suçtan ötürü yakaladılar. Yakalatan da Falanca Efendi; zehir gibidir, eline düşen yandı derler. Duyduk duymadık demeyin..."
Vay efendim... Bunu duyanda bir mutluluk, bir neşe... İnsanlar meydanlarda, kapı önlerinde, balkonlarda toplanıp toplanıp Filanca'yla Falanca'dan bahsetmeye başlamışlar. Komiklikler, kutlamalar, şimdi ne olacak diye planlamalar... Hızını alamayıp Falanca Efendi'ye mektup döşenenler, eve kuzu kebap yemeye, rakı içmeye davet edenler olmuş ya; adı üstünde efendi adammış, "Ben işimi yapıyorum, nümayişe ne gerek?" demiş de ortalık biraz yatışmış.
Lakin, aslında Eski Dünya insanlarının bilmediği bir şey varmış. O da Falanca Efendi'nin aslında böyle nümayişlere pek alışkın olması, Yeni Dünya'da halihazırda kendince bir ünü olmasıymış. O kadar ki Yeni Dünyalılar Falanca Efendi'den esinle bir televizyon dizisi bir yayınlamaya başlamışlar yakın zamanda. İşte bu yazı o dizinin hikayesidir...
O BİR KORKULU RÜYA...
Dizimizin adı 'Billions' (Milyarlar)... ABD finans piyasalarının kalbi Wall Street'in korkulu rüyası, mali suçların peşinde koşan bir numaralı savcısı Charles "Chuck" Roades Jr. ile "hedge fon" yöneticisi Bobby Axelrod arasındaki mücadelenin hikayesini anlatıyor.
Sayın Savcımız'ın gözü pek kara, acıması da pek yok. Özellikle kanun adamlarını satın alıp adaletten kaçmaya çalışan zengin suçluların peşinde koşuyor. Çok güçlü bir adam ama güçsüz kaldığı anlar da oluyor. Mesela babadan zengin, babadan nüfuzlu karısı Wendy'nin karşısındayken... Gerçi bu güçsüzlükten rahatsız olduğunu da söyleyemeyeceğim. Zira karı-koca sadist tencereyle mazoşist kapağı gibiler.
HAYIRSEVER 'SUÇLU'
Gelelim Savcı Roades Jr.'ın karşısındaki isme: Bobby "Axe" Axelrod, zamanında büyük fakirlik çekmiş, ancak 11 Eylül Saldırıları'ndan sonra New York Borsaları çökerken, ayakta kalmayı başarmış tek isim. Uzaktan bakınca sırf bu sebepten haline şükreden, şeker şerbet bir adam. Batık rakiplerinin çocuklarını okutuyor, hayır kurumlarına destek veriyor, zenginliğini ihtiyaç sahipleriyle paylaşıyor. Lakin yakınına girilince işler değişiyor. Zira o saça saça bitiremediği servetini, içeriden bilgi sızdırarak, rüşvetle, türlü çeşitli dolapla büyütüyor.
Savcı'nın karısı Wendy, Axelrod'un şirketinde çalışan bir psikiyatr ve performans koçu. Patronuyla 15 yıllık, çok kuvvetli bir ilişkisi var. Axelrod'un eşi Lara ise fakirlikten gelmiş ama geçmişi ardında bırakmış bir hemşire. Lara'nın erkek kardeşi Dean ise 11 Eylül'de hayatını kaybetmiş bir itfaiyeci...
PARA, NEFRET, ENTRİKA... GEL VATANDAŞ
Dizide kocaman kocaman binalar, şıkır şıkır giyinmiş insanlar, pırıl pırıl parlayan otomobiller, bol bol para var. Dahası nefret var, öfke var, entrika var, heyecan var. Bunlar "'Billions'ı neden izlemeliyim?" sorusuna verilebilecek cevaplar.
Öte yandan dizide öyle çok finans terimi, öyle çok kurumsal kısaltma var ki "İngilizcem çok iyidir" diyenden geçtim, ortalama bir Amerikalıyı bile zorlar. Hukuki süreçler sadece dile değil kültüre de hakimiyeti gerektiriyor. "Hedge fon neydi?", "SEC ne iş yapar?", "Bu da savcı, bu da savcı; farkları ne bunların?" derken beyin yakma ihtimali de var.
Ama ben olsam yine de izlerdim. Hiç değilse darb-ı mesellere, destanlara konu olmuş Yeni Dünya'nın Falanca Efendi'sinin ne iş yaptığını siz de öğrenirsiniz. Zira duyduğuma göre Eski Dünya'da bunları bilmek moda olmuş son zamanlarda. Olur da o diyarlara giderseniz cahil gibi kalmayın diye diyorum.