Zeynel Balcı

Bilançolar bekleniyor

22 Ocak 2023
BİST 100 endeksi sert düşüşün ardından gelen tepki alımlarıyla zirve seviyeye yaklaştı. Şimdi gözler önümüzdeki hafta yayınlanmaya başlayacak bilançolarda. Bilançolarla birlikte hisse bazlı hareketler de artacak. Ancak açıklanan bilançolarda enflasyon etkisini de dikkate almak doğru olacak.

Borsa İstanbul’da kayıplar geri alınıyor. Sert düşüş sonrası gelen tepki alımlarıyla birlikte BIST100 Endeksi tekrar zirve seviyesine yaklaştı. Bu durumda neden düştü, neden yükseliyor gibi bir sorgulama yapmak gerekirse net bir gündem farklılaşması yok. Bunu piyasanın iç dinamikleri ve kâr satışlarıyla oluşan teknik düzeltme şeklinde tanımlamak yerinde olacak.

Gündeme bakıldığında; seçim tarihinin şekillenmeye başlamasına bağlı olarak (14 Mayıs) siyasi gelişmeler, dış piyasalardaki algı değişimleri ve önümüzdeki haftadan itibaren yayınlanmaya başlanacak olan tt12/2022 dönem bilançoları öne çıkıyor. Bilançolarla birlikte hisse bazlı hareketler de artacaktır. 09/2022 dönem bilançoları oldukça iyi gelmişti. Aynı trendin önemli ölçüde korunması beklentiler dahilinde. Bilançolarda genel ekonomideki büyüme kadar enflasyon etkisini de dikkate almak gerekecek. Hatırlanırsa Türkiye’nin 3. çeyrek büyümesi yüzde 3.9 olarak açıklanmış ve ilk 2 çeyreğe göre biraz zayıflamıştı. Bu nedenle açıklanacak bilançolarda yüksek enflasyon etkisi daha belirgin olacaktır.



‘SEÇİME KADAR BORSA’ ALGISI TUTTU

Yazının Devamını Oku

Borsada seçicilik artacak

15 Ocak 2023
Yaklaşık dört aydır devam eden, pahalı değil ama primli bir borsa vardı. Şimdi kâr realizasyonuyla teknik bir düzeltme yaşanıyor. Son günlerde sert satış gelse de orta dönem için bakıldığında primli bir borsa var. Bu açıdan önümüzdeki günlerde yaşanacak olası bir toparlanmada hisseler konusunda daha seçici olmak gerekecek.

“Nasıl başlarsa öyle gider” sözü dileriz bu yıl borsa için geçerli olmaz. Sert düşüş sonrası görülen tepki alımlarıyla kayıplar telafi edilmeye çalışılıyor. Kayıpların geri alınması için daha oldukça mesafe var. Fakat geri çekilmelerde alıcıların ortaya çıkması olumlu. Düşüşle birlikte en çok yakınma ve tepki küçük yatırımcılardan geldi. Özellikle son aylarda halka arzlarında katkısıyla çok yoğun bir yatırımcı akımı yaşandı ve ekim ayından bu yana devam eden çıkış trendiyle ciddi kazançlar elde edildi. Deyim yerindeyse her gelen kazandı. Genelde, uzun süreli çıkış trendlerinde kazanmış olmanın da verdiği rahatlıkla riskler göz ardı edilir, piyasadaki olumsuz sayılabilecek gelişmelere duyarsızlık başlar. Sadece bu döneme ilişkin değil, geçtiğimiz çıkış trendlerinde de yaşanmış olan genel bir tavırdır.

İŞİN DOĞASINDA VAR

Bir bakıma, geçtiğimiz 10 günlük süreçte borsanın herkesin kazandığı ya da sürekli kazanılan bir yer olmadığı konusu tekrar hatırlanırken sonsuza kadar yükselemeyeceği de görülmüş oldu. Ama tecrübe ile sabittir, çıkış trendi devam edip yeni zirveler oluştuğunda muhtemelen aynı döngü tekrar yaşanacaktır. Piyasanın çekim alanına girmek, gördüğüne inanmak bu işin biraz da doğasında var.

TEKNİK BİR DÜZELTME YAŞANIYOR

Yazının Devamını Oku

Borsa ‘Neden düştü’ sorusuna cevap arıyor

8 Ocak 2023
Perşembe günü gelen sert satışlara ilişkin o güne özel piyasa bozucu bir gündem veya haber akışı yoktu. Bir gerekçe bulmak gerekirse; borsayı taşıyacak yeni beklenti olmaması, elde edilen ciddi kârların realize edilmesi, kimilerinin söylediği gibi siyasi gelişmeler ve seçim tarihiyle ilgili söylemler, yeni alım fırsatı yaratmak gibi birçok sebep sayılabilir. Bir de eski borsacıların “Büyük para haklıdır” sözünü buraya eklemek yerinde olacak.

Borsa İstanbul 2023 yılına dalgalı başladı. 2022’den 2023 yılına olumlu bir bakiye devretmiş, ilk işlem günü olan pazartesi yükseliş görülmüştü. Yeni yatırımcı girişleri, yüksek enflasyona karşı alternatifsiz olma durumu, dış piyasalardaki sakin görünüm BIST100 Endeksi’ni zirve seviyelerine taşıdı. Bununla birlikte bu gelişmelerin önemli ölçüde fiyatlandığını geçen haftaki yazımızda vurgulamıştık.

‘BÜYÜK PARA HAKLIDIR’

Fakat perşembe günü gelen sert satışlara ilişkin o güne özel piyasa bozucu bir gündem veya haber akışı yoktu. Bu açıdan bakıldığında bir gerekçe bulmak gerekirse; borsayı taşıyacak yeni beklenti olmaması, elde edilen ciddi kârların realize edilmesi, kimilerinin söylediği gibi siyasi gelişmeler ve seçim tarihiyle ilgili söylemler, yeni alım fırsatı yaratmak gibi birçok sebep sayılabilir. Bir de eski borsacıların “Büyük para haklıdır” sözünü buraya eklemek yerinde olacak. Kim bilir belki de en anlamlı gerekçe budur.



Yabancı yatırımcılar, geçtiğimiz yıllardaki kadar piyasada etkili değil. Payları yüzde 29.50 seviyelerinde seyrediyor. Son birkaç gündür düşüş durdu, paylarında hafif de yükseliş var. Çarşamba günü 29.44 iken cuma günü 29.50 seviyesine yükseldi. Küçük yatırımcının ise borsayı bu ölçüde etkileme gücü olmadığı bilinen bir durum. Perşembe günü gelen sert satışlar cuma günü gelen tepki alımlarıyla kayıplar, biraz telafi edildi ve moral verdi.

Yazının Devamını Oku

Borsa İstanbul’da zirvede kapanış

1 Ocak 2023
Borsada kâr satışlarına rağmen çıkış trendi devam ediyor. Gelen satışların çıkış trend destek seviyelerinin üzerinde karşılanması önemli görülürken teknik analistlerin “yatırımcının en iyi dostu” olarak gördüğü trend korunmuş oldu. İlk destek 5.400’de. Sonraki destekler 5.300-5.260 seviyelerinde. İlk direnç ise 5.600 noktasında. Çıkışın devamı için bu seviyenin üzerinde kalınması önemli olacak. Borsa İstanbul’u zirveye taşıyan olumlu gerekçeler fiyatlanmakla birlikte 2023 yılına devretmiş görülüyor.

2022 yılı geldi geçti. Her bakımdan Borsa İstanbul için iyi bir yıl oldu. Dış borsalardan pozitif ayrışma ile birlikte kapanış zirve seviyelerinde gerçekleşti. Yatırımcılar ciddi kazanç sağlarken yeni yatırımcı girişleri ve artan işlem hacmi memnunlukla karşılandı. Alternatifsizlik nedeniyle yerli yatırımcının yoğun ilgisine karşılık yabancı yatırımcı ilgisi minimum düzeyde kaldı. 2021 yılında Borsa İstanbul’da yüzde 40 seviyesinde olan yabancı takas saklama oranı 2022 sonunda yüzde 29 seviyelerine kadar geriledi. Benzer gerileme tahvil bono (DİBS) tarafında da vardı. 1.2 milyar dolar seviyelerine ve yüzde 1’in altına gerileme söz konusu.

‘KENDİMİZE YETTİK’

Amiyane tabirle “kendi göbeğimizi kendimiz kestik, veya kendi kendimize yettik desek” yeridir. 2022 yılında BIST100 Endeksi’nde sağlanan yüzde 200’e yakın yükselişe, yerli malı veya yabancıya rağmen sözü çok uygun düşer. Madem Türkiye piyasalarında böyle bir potansiyel vardı yerli yatırımcının gördüğünü yabancı yatırımcı göremedi mi diye akla bir soru da gelmiyor değil. Ancak dış borsalarda 2022 yılı çok zayıf geçti, risk iştahı zayıftı. Hisse senetlerine ilgi küresel anlamda zayıftı. Bunun en önemli sebeplerinden biri, yüksek enflasyonu kontrol altına almak için önde gelen merkez bankalarının faiz artırım ve sıkı para politikalarıydı.

Parasal sıkılaşmanın talebi ve ekonomik büyümeyi törpülemesi ayrı bir etken oldu. Yabancı yatırımcının Türkiye tavrını değerlendirirken bu detayı da dikkate almakta yarar var. Öncü borsalar olarak takip edilenler arasında ilk sıralarda yer alan Dow Jones Endeksi (ABD) ve Dax Endeksi (Almanya) 2022 yılında bir önceki yılın altında kaldılar ve yılı kayıpla kapattılar. Borsa İstanbul’u zirveye taşıyan olumlu gerekçeler önemli ölçüde fiyatlanmakla birlikte 2023 yılına devretmiş görülüyor. Darısı 2023 yılının başına artık. Yeni yıl seçim yılı olduğu için dalgalanmaya aday bir yıl gibi görünüyor. Piyasalar yeni yıla iyimserlikle giriyor.

DIŞ BORSALARDA ‘KARARSIZLIK’ SÜRÜYOR

Yazının Devamını Oku

Borsa İstanbul’da mutlu final

25 Aralık 2022
Borsa İstanbul, getiri, yeni katılımcı ve işlem hacmi açısından verimli bir yıl geçirdi. Yıllık getiri endeks bazında yüzde 200’e yaklaşırken, birçok hissede bu rakamın da üzerine çıktı. 2022’de enflasyona karşı getiri arayışı ve tasarrufları korumada borsa doğru bir tercih oldu. Bunun yanında dış borsalardan pozitif ayrışan Borsa İstanbul’da, prim düzeyi yükseldikçe yorgunluk ve seçiciliğin artacağı bir döneme girdiğimizi de söylemek gerekir.

Önümüzdeki hafta piyasalar için yılın son işlem haftası ve iyimserlik sürüyor. Borsa İstanbul için 2022 hem getiri, hem de yeni katılımcı ve işlem hacmi bakımından oldukça verimli oldu. Cuma günü itibariyle yıllık getiri endeks bazında yüzde 200’e yakın (%190 üzerinde) gerçekleşti. Birçok hissede getiriler bu rakamın çok üzerinde. Enflasyona karşı getiri arayışı ve tasarrufları korumada borsa doğru bir tercih oldu. Ciddi bir gelir elde edildi ve enflasyonu yenerek reel getiri sağlandı. Alternatif piyasalardaki durgunluk (konut hariç) yatırımcıları borsaya yöneltirken yeni halka arzların da yoğunluk kazanmasıyla sermayenin tabana yayılması adına olumlu bir gelişme olarak görüldü. Güçlü beklentiler yoktu. Borsalar için güçlü trendler güçlü beklentiler ile gerçekleşir algısı bu yıl için doğru çıkmadı. Güçlü beklentiler olmadan da çıkış trendlerinin olabildiğini gördük.

PAHALI DENİLEMEZ

Yeni yılın ilk günlerinde 12/2022 dönem bilanço beklentileri biraz daha fazlaca fiyatlanacak. Muhtemelen geçtiğimiz çeyrek dönemlerde olduğu gibi iyi bilançolar daha ağırlıkta olacak. Piyasa bozucu olumsuz haber akışı bu aşamada pek görülmüyor. Dış piyasalardaki gelişmelere duyarsızlık ise sürüyor. Temel açıdan pahalı bir borsa görünümünden söz etmek zor. Bu noktada bazı hisseleri bu tanımın dışında tutmak gerekecek. BIST100 “fiyat kazanç oranı ve piyasa değeri defter değeri (PD/DD)” bazı önemli finansal oranlara bakılarak Borsa İstanbul’un pahalı olmadığını söylemek mümkün. 2023 yılında aynı kârlılığın korunabileceği konusunda bazı belirsizlikler olsa da en azından yılsonu bilançoları çerçevesinde bu görünüm korunabilir. BIST100 Endeksi fiyat kazanç oranı cuma günü itibariyle 7.50 seviyelerinde seyrediyor. Ayrıca BIST100 Endeksi’nde 2007, 2010, 2013 yıllarındaki dolar bazlı 5’li zirvelerin oldukça gerisindeyiz. Ayrıca Borsa İstanbul fiyat kazanç oranı gibi bilanço değerleme kriterlerine göre gelişmiş ve gelişmekte olan birçok yabancı borsaların oldukça altında işlem görüyor. Teknik veriler açısından ise TL bazlı grafiklerde primli olduğumuz rahatlıkla söylenebilir. Küresel piyasaların referans aldığı, bir bakıma gözünün kulağının orada olduğu Dow Jones Endeksi (ABD) Cuma günü itibariyle geçen yılki kapanışının yaklaşık yüzde 10 altında işlem görüyordu. Dış borsalardan pozitif ayrışan Borsa İstanbul’da prim düzeyi yükseldikçe “yorgunluk ve seçiciliğin” artacağı bir döneme girdiğimizi söylemek yerinde olacak.

 

DIŞ BORSALARDA ‘GÜÇLÜ VERİ’ DÜŞÜŞÜ

Dış piyasalarda fiyatlama açısından ekonomik veriler biraz daha öne çıkmış durumda. Son dönem ekonomik veriler beklentilere göre daha iyi geliyor. Öncü merkez bankaları faiz artırım ve parasal sıkılaşma süreçlerini korurken bazı ülkelerde (ABD) enflasyonda düşüş, buna karşılık büyüme ve istihdam verilerinde beklenenden daha güçlü bir görünüm var. Geçen hafta ABD’nin 3.çeyrek büyümesi (GSYH) beklentilerin üzerinde yüzde 3.2 olarak açıklandı. Bu veri ABD ekonomisinin canlılığını koruduğunu gösterirken Fed’in faiz artırımı ve sıkı para politikasının sürdürülmesi konusunda elini rahatlatan bir durum olarak algılandı. Dış borsalar ise bunu satış yönünde fiyatladı. Ayrıca resesyon tartışmaları tekrar arttı. Borsalar dışındaki diğer piyasa parametrelerinde ise daha sakin bir seyir hakim. ABD büyüme verisiyle oluşan algı altının ons fiyatındaki yükselişi sınırlandırdı ve 1.800 doların altına çekti.

Yazının Devamını Oku

‘Merkez’lerden ortak tavır

18 Aralık 2022
ABD Merkez Bankası (Fed), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası(BOE) beklendiği gibi faizi 50 baz puan arttırdı. Alınan kararla dış piyasalar dalgalandı. Yapılan açıklamalarda, enflasyonda ikna edici bir düşüş görülene kadar faizin yüksek seviyelerde kalması gerektiği vurgusu yapıldı. Merkez bankalarının tavrıyla resesyon beklentileri canlanırken, piyasalarda risk iştahı azaldı.

Piyasalar geçen haftayı merkez bankalarının gölgesinde tamamladı. ABD Merkez Bankası (Fed) başta olmak üzere Avrupa (ECB), İngiltere (BOE) Merkez Bankaları faiz kararlarıyla birlikte toplantı sonrası gelen açıklamalar dış piyasaları dalgalandırdı. Her üç bankanın faiz artışı beklendiği gibi 50 baz puandı ve sürpriz yoktu. Ancak toplantı sonrası yapılan açıklamalar “şahin” bulundu. Fed Başkanı Powell’ın “faiz artırımının devamı ve enflasyonda ikna edici bir düşüş görülene kadar faizin yüksek seviyelerde kalması gerektiği” açıklamalarına bir gün sonra Avrupa Merkez bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde de uydu. Lagarde, “Enflasyonun çok yüksek olduğunu ve daha fazla faiz artırmayı düşündüklerini, ECB’nin faizde piyasanın fiyatladığından fazlasını yapması gerektiğinden” söz etti. Mart ayından itibaren de “parasal sıkılaşmanın” başlayacağı sinyali verildi. ABD’de enflasyon (TÜFE) verisinin düşüşü sonrası, faiz artırımında yavaşlama beklentisiyle oluşan algı zayıfladı.

RESESYON BEKLENTİSİ

Enflasyondaki düşüşe rağmen öncü merkez bankalarının tavrında fazlaca bir değişim olmadığı görülürken “resesyon” beklentileri canlandı, piyasalarda risk iştahı azaldı. Bu durum ABD ve diğer dış borsalara satış olarak yansıdı. Borsalar dışındaki piyasa parametrelerinde ise çok belirgin bir değişim olmaması dikkat çekti. ABD 10 yıllık bono faiz oranı yüzde 3.50 seviyesinin altına çekilirken ABD dolarında hafif toparlanma, Euro’da ise biraz zayıflama görüldü. Dolar Endeksi 104, euro/dolar paritesi 1.06 seviyelerinde işlem görmeye devam etti. Bu gelişmelere bağlı olarak altının ons fiyatındaki çıkış yerini düşüşe bıraktı, 1.775 dolara kadar çekildikten sonra tepki verdi. Altın hafta içinde merkez bankalarının faiz artırımında yavaşlama beklentileriyle 1.825 doları görmüştü. Ancak parasal sıkılaşmaya devam tavrı ortaya çıkınca kazançlarını geri verdi. Piyasalar geçen hafta merkez bankalarından faiz artırımında yavaşlama ve “güvercin” tonda açıklamalar beklerken haftanın sonunda farklı bir durum ile ve ekonomide resesyon olasılıklarını tekrar tartışır hale getiren bir sonuç ile karşı karşıya kaldı.

 

PETROL FİYATINDA KARARSIZLIK HÂKİM

Merkez bankalarının tavrı petrol fiyatları üzerinde de etkili oldu. Brent petrol 83 doları gördükten sonra geriledi. ABD dolarındaki değer kaybı, enflasyondaki gerilemenin faizdeki yavaşlama ile ekonomideki resesyon kaygılarını azaltması ve Çin’de COVID-19 önlemelerinin yumuşatılması petrol fiyatında çıkışı beraberinde getirmişti. Üstelik OPEC petrol üretim artışı ve ABD ham petrol stoklarındaki artışa rağmen. Ancak Fed ve ECB başkanlarının açıklamalarıyla ekonomide yavaşlama öngörüleri tekrar dillendirilince petrol fiyatlarındaki çıkış zayıfladı. Bununla birlikte Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) gelecek yıl Rusya’nın ihracatındaki azalma ve talebin tahminlerin üzerinde artmasıyla petrol fiyatlarında ralli görülebileceği öngörüsünü paylaştı. Morgan Stanley, artan talep ve devam eden arz sıkışıklığından bahisle Brent petrolün 2023 ortasına kadar varil başına yaklaşık 110 dolar seviyesine yükselmesini beklediğini açıkladı. Goldman Sachs ise aksi bir tahminle 2023 için petrol fiyatı beklentilerini düşürdü ve gelecek yılın başlarında fiyat artış risklerini hafiflettiğini belirtti. Görünen şu ki petrol fiyatları konusunda herkesin kendine göre bir görüşü var. Teknik grafikteki görünüm ise tepki yükseliş denemelerine rağmen düşüş eğiliminin devam ettiği yönünde.

Yazının Devamını Oku

Piyasalarda faiz haftası

11 Aralık 2022
Önümüzdeki hafta piyasaların gündemi oldukça yoğun. Bir bakıma kararlar haftası. ABD, Avrupa ve İngiltere merkez bankalarından faiz kararları gelecek.

En çok merak edilen 14 Aralık’taki ABD Merkez Bankası (Fed) kararı olacak. Piyasaların gözü kulağı orada olacak desek yeridir. 50 mi, yoksa 75 baz puanlık mı artırım olacak? Piyasalara Fed başta olmak üzere öncü merkez bankalarının para politikaları yön vermeye devam ediyor. Bu konudaki algı ve beklentiler o kadar çok sıklıkla değişmeye başladı ki bu toplantıya ilişkin net bir beklentiden söz etmek zor. Geçmiş toplantılarda daha net bir piyasa görüşü vardı. ABD enflasyonundaki düşüşle birlikte Fed Başkanı Powell’ın “Aralık toplantısından itibaren faiz artırımını yavaşlatmaktan” söz etmesini piyasalar olumlu algılamış ve 50 baz puanlık faiz artırım olasılığı yüzde 85 seviyesine yükselmişti. Sonraki aşamada, başta ABD tarım dışı istihdamının 200 bin beklentiye karşılık 263 bin gelmesi, ABD 3.Çeyrek büyümesinin (GSYH) beklentileri aşarak yüzde 2.9 olarak açıklanması ve PMI verilerinin yüksek gelmesi ekonomideki güçlü görünümün sürdüğü değerlendirmelerini beraberinde getirdi.

RESESYON SENARYOLARI

Bu durum Fed’in elinin rahatladığı ve agresif faiz artırımlarının devam edebileceği algısını öne çıkarınca tekrar 75 baz puan ağırlık kazandı.

Faiz artırımı devam edecek ise diye başlayan değerlendirmeler ile ekonomilerde yavaşlama ve resesyon senaryoları yeniden devreye girdi. Bununla birlikte Fed’in ABD ekonomisini resesyona sokmadan, “yumuşak inişi” başarabileceği konusundaki görüşler nispeten azaldı. Ayrıca petrol fiyatı başta olmak üzere bu yönde fiyatlamalar da yapılmaya başlandı. Bunun yansımaları ABD tahvil faiz oranlarında kendini belirgin olarak gösterdi. Kısa vadeli tahvil bono faiz oranları ile 10 yıllık bono faiz oranı arasındaki makas oldukça açıldı. 10 yıllık ABD bono faiz oranı yüzde 3.50 seviyelerine çekildi. ABD doları zayıflarken doların Euro ve Japon Yeni ağırlıklı olmak üzere altı para birimine karşı değişimi gösteren dolar endeksi 104 seviyesine geriledi. Euro hafif değer kazanımıyla Euro/dolar paritesi 1.05 seviyesine yükseldi.

Resesyon fiyatlamasına maruz kalan petrol fiyatındaki düşüş ise ivme kazandı.

PETROL 77 DOLARA İNDİ

Yazının Devamını Oku

Altında toparlanma sürüyor

9 Aralık 2022
Son yıllarda yatırımcısını üzen bir seyir izleyen ons altın, ABD ve Avrupa’daki sıkılaşma politikalarının olumlu sonuçlar vermesiyle yeniden toparlanmaya başladı. ABD Merkez Bankası Fed’in faiz politikalarına bağlı olarak ons altında 1.800 dolar seviyeleri görüldü. Tepki yükselişiyle Gram/TL’de de bir süredir etkili olan yatay hareket tamamlanıyor gibi gözüküyor. Ancak, Rusya Başkanı Putin’in nükleer çıkışını takip etmekte fayda var.

GAYRİMENKUL, döviz gibi altın da geleneksel yatırım araçlarının başında geliyor. Son yıllarda yatırımcısını üzse de birçok yatırımcının aklının bir yerinde hep altın vardır. Elinde altın olmazsa da en azından göz ucuyla takip edilir. Fakat yatırımcısını henüz güldürebilmiş değil. Dış piyasalarda ons bazında halen 2011 yılı zirvesi olan 1.900 doların altında işlem görüyor. Ağustos/2020 ve Mart/2022 tarihlerinde 2.000 doların üzerini denemesine rağmen bu seviyelerde tutunamamıştı. Mart/2020 ayında başlayan salgın hastalığın ekonomiye etkilerini azaltmak için merkez bankalarının piyasalara boca ettiği likidite, varlık fiyatlarını ve haliyle altın fiyatını da zirvelere taşımıştı. Ancak düşük faiz ve bol likiditenin yarattığı enflasyon ile mücadele için sonraki aşamada ABD Merkez Bankası (Fed) başta olmak üzere öncü merkez bankaları parasal sıkılaşmaya gittiler.

Fed faiz artırımıyla birlikte piyasadan likidite çekmeye başladı.

TÜFE VERİLERİ İYİ GELDİ

Fed bilançosundaki büyüme dururken yüksek faiz ve sıkı para politikaları altın fiyatı üzerinde baskı oluşturdu. Bu süreçte altın gerileyerek birkaç defa 1.614-1.617 seviyelerini test etti. Ancak son günlerde altının ons fiyatında bir yükseliş ve toparlanma söz konusu. Bunu destekleyen bazı gelişmeler de olmadı değil. ABD enflasyonunda uygulanan sıkı para politikası ilk sonuçlarını verdi ve ABD TÜFE verisi temmuz ayında yüzde 9.1 seviyesini gördükten sonra kasımda yüzde 7.7 seviyesine geriledi. Benzer görünüm bu denli bir düşüş görülmese de Almanya ve Euro enflasyon verileri için de geçerli denebilir. Hafif düşüş ve en azından yükseliş durması kayda değer bir gelişme. Enflasyon tarafındaki bu gelişmelere bağlı olarak Fed’in önümüzdeki toplantılarda daha yavaş faiz artırım olasılığı belirmeye başladı. Zaten Fed Başkanı Powell bunu açıkça söyledi ve Aralık toplantısında faiz artırımında “yavaşlama başlayabilir” dedi.

TEPKİ ÇIKIŞI GELDİ

Bu durum altın fiyatına tepki çıkışı olarak yansırken 1.800 dolar seviyeleri görüldü. Sonraki aşamada ABD tarım dışı istihdamı başta olmak üzere 3. çeyrek büyüme (GSYH) ve PMI verileri beklentilerin üzerinde gelmeye başladı. Verilerdeki iyileşme Avrupa ekonomilerinde de gözlendi. Euro Bölgesi 3. çeyrekte yüzde 2.3 büyüme kaydetti. Hal böyle olunca ABD ve Avrupa Merkez Bankaları’nın faiz arttırımında elinin rahatladığı, bu ayki toplantılarda tekrar 75 baz puanlık artırım olabileceği yönünde değerlendirmeler geldi. Daha önce 50 baz puanlık artırım olasılığı ağırlıklıydı. Faiz arttırımında agresifleşme beklentileri ise küresel ekonomi için resesyon olasılığını güçlendirdi. Bunun ABD 10 yıllık bono faiz oranlarına yansıması ise geri çekilme ve yüzde 3.50 seviyesinin altına salınım şeklinde oldu. ABD doları zayıfladı. ABD dolarının Euro ve Japon yeni başta olmak üzere altı para birimine karşı değişimini gösteren Dolar Endeksi 105 seviyesine geriledi. Bu durum altının ons fiyatına yükseliş olarak yansıdı.

PUTİN’İN NÜKLEER ÇIKIŞINA DİKKAT

Yazının Devamını Oku