Paylaş
2022 yılı geldi geçti. Her bakımdan Borsa İstanbul için iyi bir yıl oldu. Dış borsalardan pozitif ayrışma ile birlikte kapanış zirve seviyelerinde gerçekleşti. Yatırımcılar ciddi kazanç sağlarken yeni yatırımcı girişleri ve artan işlem hacmi memnunlukla karşılandı. Alternatifsizlik nedeniyle yerli yatırımcının yoğun ilgisine karşılık yabancı yatırımcı ilgisi minimum düzeyde kaldı. 2021 yılında Borsa İstanbul’da yüzde 40 seviyesinde olan yabancı takas saklama oranı 2022 sonunda yüzde 29 seviyelerine kadar geriledi. Benzer gerileme tahvil bono (DİBS) tarafında da vardı. 1.2 milyar dolar seviyelerine ve yüzde 1’in altına gerileme söz konusu.
‘KENDİMİZE YETTİK’
Amiyane tabirle “kendi göbeğimizi kendimiz kestik, veya kendi kendimize yettik desek” yeridir. 2022 yılında BIST100 Endeksi’nde sağlanan yüzde 200’e yakın yükselişe, yerli malı veya yabancıya rağmen sözü çok uygun düşer. Madem Türkiye piyasalarında böyle bir potansiyel vardı yerli yatırımcının gördüğünü yabancı yatırımcı göremedi mi diye akla bir soru da gelmiyor değil. Ancak dış borsalarda 2022 yılı çok zayıf geçti, risk iştahı zayıftı. Hisse senetlerine ilgi küresel anlamda zayıftı. Bunun en önemli sebeplerinden biri, yüksek enflasyonu kontrol altına almak için önde gelen merkez bankalarının faiz artırım ve sıkı para politikalarıydı.
Parasal sıkılaşmanın talebi ve ekonomik büyümeyi törpülemesi ayrı bir etken oldu. Yabancı yatırımcının Türkiye tavrını değerlendirirken bu detayı da dikkate almakta yarar var. Öncü borsalar olarak takip edilenler arasında ilk sıralarda yer alan Dow Jones Endeksi (ABD) ve Dax Endeksi (Almanya) 2022 yılında bir önceki yılın altında kaldılar ve yılı kayıpla kapattılar. Borsa İstanbul’u zirveye taşıyan olumlu gerekçeler önemli ölçüde fiyatlanmakla birlikte 2023 yılına devretmiş görülüyor. Darısı 2023 yılının başına artık. Yeni yıl seçim yılı olduğu için dalgalanmaya aday bir yıl gibi görünüyor. Piyasalar yeni yıla iyimserlikle giriyor.
DIŞ BORSALARDA ‘KARARSIZLIK’ SÜRÜYOR
Dış piyasalar yoğun gündemin etkisi altında yön bulmakta zorlanıyor. ABD ve Avrupa merkez bankalarının faiz artırım süreçlerine ilişkin politikalar değişmedi fakat algı değişikleri sıklaşmaya başladı. Faiz artırımlarının ekonomik verilerinin seyrine göre yavaşlama olasılığı olumlu algılanırken yine verilere göre aksi yönde fiyatlamalar da oluyor. Diğer bir kararsızlık ABD başta olmak üzere küresel ekonomideki resesyon olasılıkları konusunda. Ekonomide yavaşlamaya ilişkin birçok parametre bulunmakla birlikte daha çok ABD 10 yıllık bono faiz oranı ve petrol fiyatları üzerinden okunuyor. Eğer resesyon olasılığı artar ise petrol fiyatı ve ABD 10 yıllık bono faiz oranında düşüş olarak kendini gösteriyor.
Bir diğer ikilem, Çin’in salgın önlemleri konusunda. Çin, ekonomide yavaşlama emareleri artınca, artan vaka sayılarına rağmen önce kendi şehirlerinde karantinaları kaldırdı, sonra da yurtdışından gelen yolculardan 8 Ocak tarihinden itibaren test istemeyeceğini açıkladı. Bu haber başlarda iyiye yorulsa da daha sonra bunun enflasyonu artıracağı gibi bir değerlendirme ile karşılaşılınca “acaba” denildi. Karantina uygulamasının kaldırılması petrol fiyatını yukarı çekmişti. Ayrıca büyüme ve ekonomik veriler ile ilgili tahminler yükselmişti. Çin’den İtalya’ya giden yolcuların yarısının koronavirüs testi pozitif çıkınca ABD ve İtalya, Çin’den gelen yolculara test zorunluluğu getirdi. Fakat Avrupa Birliği test zorunluluğu kararı almadı. Bir diğer konu başlığı Rusya elbette. Ukrayna savaşı devam ediyor. Ne zaman biteceğine dair bir takvim de dillendirilmiyor. Ancak bu yönde piyasalar açısından bu aşamada yeni bir fiyatlama yapılmıyor. Avrupa Birliği (AB) ile ambargo ve enerji başlıkları altında soğuk savaş ise sürüyor. AB’nin Rusya’dan alınan petrol ve doğalgazda tavan fiyat kararı alması, Rusya’nın buna karşılık AB ülkelerine satışı yasaklayacağını açıklamasının henüz galibi veya yenileni pek belirginleşmedi. Aslında iki taraf da kaybetti. Bu durum Türkiye’nin jeopolitik konumu nedeniyle daha fazla öne çıkmasına neden oldu.
FAİZ KARARLARI İZLENECEK
Borsalarda düşüş eğilimi korunmakla birlikte zayıf tepki alımları görülüyor. Referans olarak görülen parametrelerden ABD 10 yıllık bono faiz oranı yüzde 4.30 seviyesinden yüzde 3.50 seviyesinin altına çekildikten sonra zayıf bir yükseliş gösterdi ve yüzde 3.85 seviyelerinde seyrediyor. ABD dolarında zayıflama sürüyor, dolar Endeksi 103 seviyelerinde. Euro/dolar paritesi ise Euro’nun değer kazanımıyla 1.06 seviyelerine yükselmiş durumda. Bu gelişmeler altın fiyatına yükseliş olarak yansıdı ve altının ons fiyatı tekrar 1.800 doların üzerine çıktı. Petrol fiyatı ise düşüş trendinde. Düşüşe tepki verse de 90 doların altında işlem görmeye devam ediyor. Özetle, 2023 yılına dış piyasalar kararsız bir başlangıç yapıyor. Yön konusunda merkez bankalarının faiz politikaları, Rusya, küresel ekonominin seyri önemli rol oynayacak.
YENİ YILLA BİLANÇO BEKLENTİLERİ DE FİYATLANACAK
2022 ile birlikte mali yıl da sona erdi. Önümüzdeki günlerden itibaren 12/2022 dönem bilançolarına ait beklentiler daha yoğun fiyatlanmaya başlanabilir. Bu aynı zamanda hisse bazlı hareketliliğin yoğunluk kazanması anlamına geliyor. Diğer yandan ekonomik veriler yakından takip ediliyor. Önümüzdeki haftanın en önemli gündemi salı günü açıklanacak enflasyon verisi olacak. Baz etkisinin daha belirgin bir şekilde devreye girmesiyle enflasyon hızında düşüş görülebilir. Aralık/2022 ayında; TÜFE Aylık yüzde 2.7 artış, yıllıkta ise yüzde 66-67 gibi bir piyasa beklentisi mevcut. Hatırlanırsa, kasım ayında TÜFE, yıllık yüzde 84.39, aylık yüzde 2.88 olarak açıklanmıştı. Baz etkisini görmek için hatırlatmak gerekirse, 2021 Aralık ayı enflasyonu (TÜFE) ise yüzde 13.58 idi. Ayrıca, cuma günü ABD tarım dışı istihdam verileri var. TCMB verilerine göre 23 Aralık haftasında; yabancı yatırımcılar hisse senetlerinde 325.8 milyon dolar, tahvil bonoda 1.4 milyon dolar satış yaptılar. Yine aynı hafta, bankalardaki döviz mevduatı düşerken TCMB brüt rezervleri hafif geriledi. Son haftalarda sert yükseliş gösteren TCMB brüt rezervleri yaklaşık 1 milyar dolar gerileme ile 128 milyar dolar oldu. Bankalardaki yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 5 milyar dolar düşüşle 194 milyar dolara geriledi. Makro ekonomik verilere piyasaların duyarsızlığı ise sürüyor.
BORSADA ÇIKIŞ TRENDİ KORUNUYOR
Borsada kâr satışlarına rağmen çıkış trendi devam ediyor. Gelen satışların çıkış trend destek seviyelerinin üzerinde karşılanması önemli görülürken teknik analistlerin “yatırımcının en iyi dostu” olarak gördüğü trend korunmuş oldu. İlk destek 5.400’de. Kısa dönem için bu seviye önem kazanabilir. Sonraki destekler 5.300-5.260 seviyelerinde. İlk direnç ise 5.600 noktasında. Çıkışın devamı için bu seviyenin üzerinde kalınması önemli olacak. Bu durumda çıkışın devamıyla birlikte sonraki dirençler 5.700 ve 5.800 seviyelerinde bulunuyor. Endekste çıkış hareketi gücünü korumakla birlikte direnç noktalarında kâr satışları görülebilir.
Yukarıda yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir, yatırımcı profilinize uymayabilir.
Paylaş