Bir kız çocuğunun hayatında babanın rolü
Araştırmalar veriler gösteriyor ki hayatımızın başlangıcında kurduğumuz ilk bağlar, yaşamımızın ilerleyen dönemlerinde kuracağımız diğer yakın ilişkilere dair izler taşıyor.
Özellikle çocukluk döneminde baba kız arasında kurulan bağ, bugün özel hayatımızda karşı cinsle tutun da sosyal hayatımızda dostumuzla, iş hayatımızda patronumuzla kurduğumuz ilişkileri dahi etkiliyor.
Babalar Günü’ne yaklaşırken ‘acaba ben nasıl bir babayım’ ya da ‘daha iyi bir baba nasıl olabilirim’ sorusunu aklından geçirenler için bu haftaki yazımı babalar ve kız çocukları üzerine yazmak istedim.
Bakalım siz nasıl bir babasınız ve kızınızla olan ilişkiniz nasıl?
Nasıl bir babasınız?
Prens baba:
Sadece kadınlar için değil erkekler için de kartvizit görevindedir.
Çünkü bir tanışma esnasında ellerimiz karşı tarafa yaşımız, kişisel bakımımıza ne kadar önem verdiğimiz hatta mesleğimize kadar birçok mesaj verir...
Sağlıklı ve kaliteli yaşam için yüz, saç bakımı yapmayı ihmal etmezken neden günlük hayatımızda her derdimize ortak olan elleri ihmal ediyoruz?
Bu haftaki yazımda tüm gün güneşle, sıcak ve soğuk havayla ve birçok çevresel etkenle mücadele eden ellerimize evde uygulayabileceğimiz, çok fazla vaktinizi almayacak pratik bakımlardan bahsedeceğim...
Evde el bakımı için pratik uygulamalar
Kuru ve çatlamış eller için
Malzemeler:
Sınavda bildiğimi unutuyorum...
Sınav süresi bana yetmiyor...
Sınavda çok heyecanlanıyorum...
Daha önce o kadar denememe rağmen bir türlü başaramıyorum...
Yukarıdaki cümleler size bir yerlerden tanıdık geldi mi?
Eğer ki geldiyse ve sınava hazırlık süreci içindeyseniz aşağıdaki önerileri değerlendirmek başarılı olmamızı sağlayacaktır.
Bu yazımızda öğrenciler için sınav başarısını artırmayı hedeflesek de anlatılanların tamamı yetişkinler için de geçerlidir. İşte sınavda başarılı olmak için uygulandığında ruhsal ve zihinsel olarak işe yarayacak 12 öneri... Hazırsanız başlıyoruz.
Stres yönetimi nasıl yapılır?
Stresle başa çıkmak ve mevcut stresi yönetmek için adım adım ilerlemek gerekir. Bunların başında stresin nedenini bulmak, kendinize sorular sormak, bakış açısını değiştirmek ve öğrenilenleri uygulamak için harekete geçmek vardır.
5 adımda stres yönetimi
Stresin nedenini bulmak ilk adım olmalı... Stresle başa çıkmanın ilk adımı strese sebep olan şeyi tespit etmektir.
Stresin kaynağını tespit etmek o konu üzerine yoğunlaşarak, baş etmek için yöntemler bulmanıza yardımcı olacaktır.
Stresli olduğunuzu kabul edin
Önce stresli olduğunuzu kabul etmelisiniz. İşyerinde, evde, ilişkilerde ya da günlük yaşamda bir nedenden dolayı strese sahip olabilirsiniz. Bu durum doğaldır. Önemli olan başlangıçta stres altında olduğunuzu bilmenizdir. Bu durumun kabul edilmesi stres yönetimi için önceliklidir.
Darüşşifa şerbeti
Hastalıkta sağlıkta her derde deva
Dinçlik, enerji ve yağ yakımında söz sahibidir.
Darüşşifa, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde sağlık yurdu ve hekimlik okulu işlevini gören yapılara verilen addır. Darülşifa şerbeti de adını buradan alarak hastalıkta ve sağlıkta padişah ve sultanların en çok tercih ettikleri şerbetleri arasında olarak tarihte kayıtlara geçmiştir...
Siz de bu şerbeti kendinizi yorgun ve bitkin hissettiğiniz günlerde tüketebileceğiniz gibi zayıflama programı uygularken de listenize dahil edebilirsiniz.
MALZEME LİSTESİ
◊ 1 lt su
Bir çiçeğe ne kadar iyi bakarsanız size o kadar güzel açar. Hayatınızı renklendirip moralinizi yükseltir. Ama ona iyi bakmazsanız boynunu büker ve solar. Peki, ama acaba siz yaş aralığınıza göre hangi çiçeksiniz ve sizin duygularınızı hangi çiçek ifade ediyor?
İşte yanıtları...
Anemon çiçeği
20’li yaşlar: Rüzgârın kızı
Acabalar ve zikzaklar dönemi
20’li yaşlardaki bir kadın, gençliği ifade eden anemon çiçeğine benzer. Anemon çiçeği Türkiye’de dağ lalesi, Yunancada ise şekli sebebiyle rüzgârın kızıdır.
Yürümek mi koşmak mı daha etkili?
Bu sorunun cevabı aslında amacınızda gizli! Yani sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için mi yoksa zayıflamak için mi yürümek ya da koşmak istiyorsunuz?
Artık sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için hareket etmenin önemini hepimiz biliyoruz.
Bunun için de yapılması gereken şeylerin başında en azından yürümek geliyor...
Peki ama zayıflama ideali içindeysek ve gün içinde zaten yürüme merkezli bir şekilde hayatımızı devam ettiriyorsak neden hâlâ istediğimiz kiloya ulaşamıyoruz?
Cevabı çok basit: Zayıflamak için vücuda tepki verdirmek gerekir. Yani şaşırtmak!
Burada asıl önemli olan; ister yürüyün ister koşun; bunun sürdürülebilirliği... Sürdürülebilir olması için de yaparken keyif almanız, sizi ruhen havaya sokup motive etmesi ve tabii ki amacınıza uygun olması gerekiyor.
Peki acaba hem amacınıza uygun hem de sizi ruhen ve fizyolojik olarak motive edecek egzersiz yürümek mi, koşmak mı?
Bir ramazan ayını daha geride bıraktık. Hatta heyecanla beklediğimiz bayramı da...
Belki bu bayram aramızda küs olanlar barıştı, belki de bir şeyleri fazla içselleştirdirdiğimiz için küs olduklarımızda değil barışmak, konuşmak bile içimizden gelmedi.
Peki acaba kendimizle ne kadar barışığız? Yoksa ‘hayat beni neden yoruyorsun’ diyerek farkında olmadan hayatla bile kavga ediyor, hayatı bile yoruyor anı yaşamayı mı kaçırıyoruz?
Belki de kendimizi iyi hissettirecek alışkanlıklar edinmenin veya kötü hissettiren bazı alışkanlıkları hayatımızdan çıkarmanın tam vakti!
Bu haftaki yazımı, ‘hayatın artık beni gereksizce yormasını istemiyorum acaba ne yapmalıyım’ diyenler için hazırladım.