Şans ve yalnızlık (2)

Şans konusunu ben hep inceliyorum ve bu kez daha derin bir bakış atmaya karar verdiğimi dünkü yazıda belirtmiştim.

Özellikle şansımız olan bir şeyin daha sonra şanssızlığa dönüşmesi veya şanssızlık olarak algıladığımız bir olayın ardından meydana gelen güzel gelişmeler sonucunda bunun bir şans olduğunu düşünmeye başlayabiliyoruz.

Mesela geçenlerde karşılaştığım bir kişi tam bu duruma uygun şöyle bir olay anlatmıştı;

‘Oğlumla aramızda sürekli bir anlaşmazlıklar vardı. Ne dersem tersini yapmak için sanki özel gayret gösteriyor ve bu durum beni çok üzüyordu. Bu çocuk yüzünden bazen öylesine üzülüyordum ki, hıçkırıklar içinde tanrıya nerede hata yaptığımı soruyordum. Benim günahım neydi ki Ya rabbim böyle bir çocuk sahibi oldum, diyordum.

Ya odasına kapanıp günlerce dışarı çıkmıyor, ya da kendi gibi arkadaşlarıyla sabahlara kadar içiyorlar. Halbuki ben ilgili bir anneyim ve nerede hata yaptığımı düşünürken bu çocuğun bana ceza olarak verildiğini düşünmeye başladım. Sonra bir gün çok fena hastalandım. Yatak döşek yatarken ne zaman gözümü açsam oğlumu başucumda görmek beni müthiş etkiledi. Doktor, ilaçlar ve hatta çorba yapıp getirdiği zaman önceki düşünce ve duygularımın hepsini unuttum. Bu çocuğu tanrının bana bir lütfu olarak düşünmeye başladım. İyi ki vardı. Yoksa şu anda ben herhalde yaşamıyor olurdum. Ve hastalık gibi fena bir şeyin benim için dönüm noktası olabileceğini, oğlumla ilişkimizi değiştirecek bir şans olabileceğini hiç düşünemezdim. O olaydan sonra ben de, o da değiştik.

Kendime, eski davranışlarıma baktığım zaman çok hatalı davranmış olduğumu anlıyorum. Ne kadar katı ve sevgisiz duruyormuşum, hem de bunu sevgi adına yapıyormuşum. Onu koruyacağım derken baskı kuruyormuşum. İyi ki hastalandım. Şimdi biliyorum. Hem oğlumun benim için şans olduğunu biliyorum, hem de nasıl davranacağımı öğrendim.’

Bence şans ve şanssızlık kavramını bundan daha iyi anlatacak başka bir örnek bilmiyorum. Üstelik yaşayan bir örneğin ağzından kendisini keşfetmesi müthiş bir bilgi. Bu olaydan hepimizin için çıkarılacak dersler var.

Bunun için her bir ayrıntısını inceleyebilir, çok daha anlaşılır hale getirebiliriz fakat şimdilik sizin anlayışınıza bırakıyorum.

Ayrıntılara sonra girebiliriz.

Alıngan olmayın

Sabahın erken saatlerinde Yengeç burcundaki Ay, uzun zamandır Yengeç’te dolaşan Satürn’ü tetikleyecek. Duygusal baskı yaratan durumlar olsa bile aynı zamanda bilincin derinlerinden yükselen eski duygular bilinç düzeyine yükselebilir. Eski hatıralar canlanabilir ve geçmişe ait duygu ve düşünceler uyanabilir. Bu durum özellikle saygı duyduğunuz kişiler, anneniz veya patronlarınızla aranızda meydana gelecek olaylar sonucu ortaya çıkabilir. İlişkilerinizde tedbirli davranın. Duygusal ve alıngan bir tavır içine girmekten kaçının.en sonra Ay, Aslan burcuna giriyor ve Kuzey Aydüğümü’nü tetikliyor. Bu durum kaderi karşılaşmalara neden olabilir.
Yazarın Tüm Yazıları