Yasemin Boran

Aman yeni bir girişimde bulunmayın

2 Ağustos 2005
Yengeç Burcunda dolaşan Ay, bilinçaltını harekete geçiriyor. Ancak Eski Ay’ın son günü olduğu için duyguların çok yoğun ve kuvvetli olacağını söyleyemem. Üstelik Ay’ın yöneticisi olduğu Yengeç burcunda bulunmasına rağmen! Bu nedenle yeni bir girişimde bulunmak için bugün hiç uygun değil. Yeni başlayan işlerin verimli bir şekilde gelişmesi çok zor. Eskiler böyle bir günde ne ekim yapıyor, ne de hasat biçiyorlar. Yapılan araştırmalarda ise Eski Ay döneminde alınan ürünlerin Yeni Ay döneminden çok daha az olduğu ortaya çıkıyor.

Yeni keşfedilen gezegen

Güneş Sistemi’nde bilinen dokuz gezegenin dışında yeni bir gezegen keşfedildiğini açıklayan ABD’li astronomlar onuncu gezegen olduğunu iddia ediyorlar. Fakat açıklamak için henüz erken olduğunu da sözlerine ilave ediyorlar. Çünkü bilgisayarlarının şifresini kırıp bilgiler çalınmış. Bunun sonucunda da açıklamak için acele etmişler. Üstelik İspanyol araştırmacılar Kuiper Kuşağında parlak bir cisim gördüklerini söyleyince keşiflerini duyurmak için aceleci davranmışlar.

Şimdi yeni keşfedilen bu gökcismi onuncu gezegen mi, değil mi, bunu tespit etmek astronomların işi. Fakat astrolojik açıdan değerlendirecek olursak, her yeni keşif insanlığın şuur düzeyinde yeni bir açılım meydana getirir. Dolayısıyla insanın algılama ve değerlendirmelerini etkiler ve değiştirir. Ancak bu değişikliğin hangi yönde ve nasıl olacağını belirlemek için araştırmak gerekiyor.

Araştırmalar ise, çağımızın içinde bulunduğu koşulları incelemekle mümkün. Yani medeniyetimizin gelişimini hangi yönde gerçekleştirdiğini tam olarak belirledikten sonra keşfedilmiş gezegenin sembolize edeceği unsurları anlayabiliriz.

Bu durumu açıklamak için bir örnek vermek gerekirse, Satürn’den sonraki gezegenler yani Uranüs, Neptün ve Pluton yakın geçmişte keşfedilen gezegenler ve bunların sembolize ettiği özellikler, keşfedildikleri dönemlerde insanlığın gelişim sürecini tarif ediyor.

Mesela Uranüs’ün keşfedildiği dönemde elektriğin de keşfedilmesi, güneşe bağımlı yaşayan insanın gece de tıpkı gündüz olduğu gibi çalışmalarını sürdürebilecek özgürlüğü elde etmesini sağladı. Tabii buna bağlı olarak anlayışı, algılaması ve değerlendirmeleri değişti. Uranüs, ani değişimleri ve özgürlüğü sembolize eden bir gök cismi olarak astrolojideki yerini aldı.

Tıpkı Uranüs örneğinde olduğu gibi onuncu gezegen olarak ilan edilen ‘2003-UB313’ adlı gök cisminin astrolojik açıdan neyi sembolize edeceğini anlamak için zamana ihtiyaç var.

Ancak şu kadarını söyleyebilirim; dünyamızın içinde bulunduğu değişim sürecinin hızlanmış olması, ihtiyaçların ve beklentilerin değişmeye başladığı böyle bir dönemde keşfedilen gezegenin de büyük değişimleri sembolize edeceğini söyleyebilirim.

Ancak bu değişimin yönünü belirlemek için insanlığın ihtiyaçlarını belirlemek ve bu ihtiyaçlarını karşılamak için nasıl davrandığını anlamak gerekiyor.
Yazının Devamını Oku

Parasal değişiklikler var

1 Ağustos 2005
Sabahın erken saatlerinde Pluto’nu tetikleyen Ay, bilinçaltının derinliklerinden yükselern korkuları açığa çıkarabilir. Ölüm ve ötesini araştırmaya yönelik istekler uyandırabilir. Radikal değişiklikleri işaret eden yıldızlar aynı zamanda skandalların açığa çıkabileceğini gösteriyor. Bilinçaltının keşfi ve teknolojinin şaşırtıcı boyutlara ulaşması mümkün. Parasal konulara yönelik çok büyük istekler ile birlikte karmaşık durumlar ve mücadele ortamları da meydana gelebilir.

MEKTUPLAR

Zor geçen dönem sizin için tamamen bitiyor. Gösterdiğiniz sabır ve kararlılığın ödüllerini almaya başlıyorsunuz. Ancak doğum anında Mars Akrep burcundayken doğmuşsunuz ve şu sıralarda Mars Boğa burcunda dolaşmaya başlıyor. Üstelik Mars’ın bu yolculuğu uzun sürecek çünkü Ekim ayında geri gitmeye başlayacak.

Yaklaşık altı ay boyunca Boğa burcunda kalacak ve siz de bu durumdan etkileneceksiniz. Fakat sevdiğinizin görevli olarak seyahatine denk gelen bu süreci sevdiğinizle aranızdaki ilişkiyi anlamak için kullanabilirsiniz. Bu ayrılık sizi çok etkileyecek fakat biliyorsunuz ki, bir süre sonra geri gelecek.

Geçiş yapan Mars’ın doğum haritasındaki Mars’ı etkilediği dönemler son derece görünür ve etkileyicidir. Böylece kendinizi, fizik gücünüzü sınarsınız. Kadının haritasında mars, erkeği sembolize eder. Bu durum sizin sevdiğinizle ilgili büyük bir gerilimin açığa çıkacağını işaret ediyor. Aranızda anlaşmazlıklar sonucu ortaya çıkabilecek gerilimler olabilirdi.

Halbuki onun görevli olarak gidiyor olması ve ortaya çıkan mecburi ayrılık en hafif olarak deneyimleme biçimi. Bu bir şans ve doğum haritanızda şanslı biri olduğunuz zaten gözüküyor.

RUMUZ: VENÜS

Doğum gün ve yılını belirtmişsiniz fakat doğum saatlerinizi yazmayı unutmuşsunuz. Bu durumda yükselen burcunuzu ve gezegenlerin bulundukları konumu belirlemek mümkün değil. Yay olan şu sıralarda köklü değişiklikler döneminde bulunuyor. Yay burcunun sonlarında doğduğu için çok büyük bir gerilim ve kontrol edilmesi zor bir enerji hissediyor olmalı. Köklü değişimi evlenerek gerçekleştirmeniz mümkün. Oğlak burcundan olan ise oldukça zor geçen bir süreçten geliyor ve şimdi daha yapıcı ve olumlu duygular içine gireceksiniz.

Sevdiğinizden ayrılmış olmanızı, aslında bitmiş olan bir şeyin kesin olarak sonuçlandırılması şeklinde düşünebilirsiniz. Tekrar birlikte olmaya çalışmak yerine tarzınızı değiştirin. Önümüzdeki yıl sizin için çok daha verimli ve başarılı geçecek.

RUMUZ: İKİ ANTALYALI

Gördüğünüz rüyalar yüzünden uyumak istemediğinizi, kendinizi çok kötü hissettiğinizi yazmışsınız. Fakat uykusuzluk sizin daha da kötü hissetmenize neden olur. Bu arada sinirleriniz bozulur ve daha da rahatsız edici rüyalar görebilirsiniz. Öncelikle beslenmenize özen gösterin. B vitamini içeren gıdalar alın.

Mesela her gün bir kase yoğurt yemeyi ihmal etmeyin. Astrolojik açıdan rüyaları ve sezgileri sembolize eden Neptün sizi etkilemeye başlamış. Aslında rüyalarınıza dikkat etmeyi öğrenebilirsiniz. Ancak öncelikle bir psikolog yardımı almanızı öneririm.

RUMUZ: PELİN
Yazının Devamını Oku

Venüs sayesinde tedbirli davranacaksınız

29 Temmuz 2005
Boğa burcuna giren Mars, Aslan burcundaki Satürn’ü tetikliyor. Son derece zorlayıcı bir etkiyi işaret eden gökyüzünün bu konumu maddi konulara yönelik büyük beklentiler yaratabilir. Yapabileceklerinizin üzerinde sorumluluklar almayı gerektiren durumlar ortaya çıkabilir. Ancak Başak Burcunda dolaşan Venüs tedbirli ve güvenli ilişkiler ve istekler içinde bulunulacağını işaret ediyor.

Kendinize fırsat tanıyın

İnsanı yönlendiren en önemli unsurun düşünceleri olduğunu hepimiz biliyoruz. Ve biliyoruz ki, hemen hepimiz dar ya da geniş (genişliği tartışılır) bir alan içinde kendi düşüncelerimizin doğrultusunda yaşıyoruz.

Kendimize ait dünyamızın içine düşüncelerimize uygun olanları alıyor, uygun olmayanları ise, barındırmıyoruz. Ya biz açıktan açığa dışlıyoruz, ya da uygunsuzlar! kendiliğinden gidiyor. Uygunsuz dediklerimizin gerçekten uygun olup olmadığını neyse ki, bilmiyoruz.

Neyse ki, diyorum, çünkü, dışladığımız kimi insanların öylesine hoş yanları, verecekleri birikimleri vardır ki, bunları anlayabilmek için çoğu kez zamana ihtiyacımız vardır. Ve bir gün bunları öğrenecek olursak, dışladığımız için ne büyük üzüntüler içine gireriz, düşünsenize...

Fakat, faydası olacaksa, insan üzülmeli diyorum. En azından ‘üzüntü duygusu’nun bırakacağı derin bir iz, kişiyi oturup düşünmeye sevk edebilir. Düşünerek, önceki düşünceden kurtulmak mümkün olabilir. En azından içinde yaşadığınız alan genişleyebilir, ufuklarınız açılabilir ve sonradan üzüntü duyacağınız durumları yaratmaktan kendinizi alıkoyabilirsiniz.

Bir davranış ya da bir söz üzerine kolayca bir insanı hayatınızdan uzaklaştırmak, sadece ve sadece kendinizin en doğru, en iyi, en isabetli düşüncelere sahip olduğunu düşünmek, sizi son derece dar bir alana hapseder. Fakat, bunun zerre kadar farkında olmazsınız. Ve tabii, karşınızdaki kişinin de sizin için aynı şeyleri düşündüğünden hiç bir biçimde haberiniz olmaz. Zaten böyle bir şey aklınızın ucundan bile geçmez. O ya aptaldır, ya menfaatlerinin peşindedir, ya da kötüdür.

Keskin çizgilerle ayrılan düşüncelerin sınırlandırdığı alanlarda yaşayan insanlar, kendi düşünceleriyle buluşmayan diğer bütün düşünceleri kayıtsız şartsız reddederler.

Halbuki, kendi öğrendiğiniz dünyanın, hayatın bilgilerinden başka anlayışlar, görüşler olabilir. Olabilir değil mutlaka vardır.

Gelenekler, kültürler, hatta iklim değişiklikleri bile kişilerin farklı görüşlere sahip olmasına neden olan unsurlardır. Ve insan gelişmek için görgü ve bilgisini arttırmak zorundadır.

Siz kendi bilgilerinizin ışığında değerlendirmeye devam ettiğiniz ve onun ne demek istediğini anlamayı reddettiğiniz sürece öğrenemezsiniz.

Bu durumda yapılacak şey, insanların dediği ya da yaptığı tek bir şeyin üzerinde durmak yerine fırsat tanıyıp sözlerinin ve davranışlarının nereye doğru gittiğini gözlemektir.

Kayıtsız şartsız, kendi düşünce kalıplarınızı devreye sokmadan ne olduğunu anlamaya çalıştığınız zaman sadece karşınızdaki kişiye değil, kendinize de fırsat tanımış olursunuz. Öğrenmek için, bilmek için, kendinizi geliştirmek için fırsat vermiş olursunuz.

Böylece hem kendinize, hem de başkalarına fırsat tanımış olursunuz.
Yazının Devamını Oku

Gerçekçilik için akşam saatlerini bekleyin

28 Temmuz 2005
<B>B</B>ugün Ay’ın son dördün konumuna geldiği gün. Duygular önem kazanacak fakat aynı zamanda güvensizlik, kendinden memnun olmamak gibi benzeri duygular açığa çıkabilir. Fakat Venüs’ün de uyumlu etki alması duyguların kontrol edilmesini ve fazla derinleşmesini önleyecek. Zaten sabah saatlerinde ortaya çıkan bu hal öğleden sonra değişecek ve farklı istekler açığa çıkacak. Daha özgür ve yaratıcı çalışmalara yoğunlaşmak, özgürlük ihtiyacı açığa çıkacak. Aşk potansiyelini de uyandıracak olan gökyüzünün bu konumu akşam saatlerinde Mars’ın Boğa Burcuna girmesiyle birlikte gerçekçi bir görünüm kazanacak.

Aslan Burcu Çocukları

Zodyak’ın özel ilgiye en fazla ihtiyacı olan Aslan çocuklarına çok dikkatli davranmak gerekir. Özellikle başkalarının önünde küçük düşürülmekten hiç hoşlanmazlar. Hatta anne-babasının önünde bile beceriksiz gözükmek minik Aslanı rahatsız eder, tepki göstermesine neden olur.

Aslan Çocuklarının beceriksizliğe ve aşağılanmaya tahammülü yoktur. Böyle bir durumda ya çok şiddetli tepki gösterir veya içine kapanarak hasta olur.

Bir Aslan kaç yaşında olursa olsun ormanların kralıdır ve ona gereken saygıyı göstermeniz gerekir.

Bu durum size anlaşılmaz gelebilir. Ancak Aslan Çocuğu bir gün kral olacağını bilir ve hazırlıklarını daha çok minik yaşlarda yapmaya başlar. Sizin de buna göre davranmanız gerekir. Geleceğin kralını nasıl yetiştirmek gerekiyorsa, işte öyle davranmalısınız.

Onu pohpohlamalı, yeteneklerini överek ortaya çıkarmalı, kibar ve saygılı davranışlarda bulunmalısınız. O zaman minik Aslan kendisine güvenmeye ve yeteneklerini geliştirmek için var gücüyle çalışmaya başlayacaktır.

Ödüllendirilmekten en fazla anlayan çocuklar Aslandır. Başarılarını överseniz, daha çok başarılı olacak ve isteklerinizi yerine getirecektir.

Aslan Çocuklarını sert davranarak eğitemezseniz. Zaten onların eğitildikleri de pek söylenemez. Fakat çok kolay öğrenir. Özellikle yapması ve yapmaması gereken şeyleri öylesine hızlı öğrenir ki, sizi şaşırtabilir. Tabii yapıp yapmayacağı tamamen sizin tutumunuza bağlı. Çünkü Aslan Çocukları kendi gücünü ortaya koymak, kendini göstermek ister. Şayet siz ona karşı sert davranırsanız, sert ve inatçı bir tabiat geliştirecek ve büyüdüğü zaman sizden daha sert biri olacaktır.

Aslan Çocuğunu sevgiyle, yumuşak ve güzellikleri göstererek büyütürseniz, kendisindeki güzelliklerin ve yeteneklerin farkına varacak bunları ortaya çıkarmak için uğraşacaktır.

Tiyatro yeteneği son derece yüksek olan Aslan Çocukları, sizin tavırlarınıza karşı kendi isteklerini ortaya koymak için yöntem geliştirir. Sizin ilginizi kendi üzerinde toplamak için rol yapar ve son derece de başarılı olur. Şayet hasta rolü oynuyorsa, onun gerçekten hasta olup olmadığını anlayamazsanız. Gerçekten neyi istediğini bilemezsiniz. Sizin tavrınıza göre o da tavır geliştirir ve ille de beğenilmek, takdir görmek ister.

Bir Aslan Çocuğunun kendisini göstermesine izin verdiğiniz zaman son derece parlak ve etkileyici olduğunu görürsünüz. Böyle bir durumda rol yapmayacak, kendisini ortaya koyacaktır. Aslan çocuğunuzun size aldatıcı davranmasını istemiyorsanız, onu olduğu gibi kabul ettiğinizi ve sevdiğinizi göstermelisiniz. Tabii bunu daha çok minikken yapmaya başlamalısınız.

Aslan Çocuğunuzun kendini keşfetmesi ve yaratıcılığını ortaya koyması için başka çocuklarla birlikte çeşitli aktivitelerin yapıldığı ortamlarda bulunmasına, tiyatro ve benzeri etkinliklerde yer almasına izin vermelisiniz.
Yazının Devamını Oku

Bu dönemi sabrederek geçirin

26 Temmuz 2005
<B>K</B>oç burcunda dolaşan Ay, yeni başlangıçlar yapmak için kuvvetli arzular uyandıracak. Ancak şu ara yeni bir girişimde bulunmak için pek uygun bir zaman değil. Çünkü Aslan burcundaki Merkür geri gitmeye devam ediyor ve düşüncelerin derinleşip isteklerin ortaya konulmasını geciktiriyor. Üstelik Başak burcunda dolaşan Venüs, tedbirli ve gerçekçi olmaya zorluyor. Böyle bir dönemde atılım yapmak, anlaşmalar ve sözleşmeler sırasında zorluklar getirebilir. Çok rahat gelişecek işler yavaşlar ve birlikte çalışılan kişilerle anlaşmazlıklar ortaya çıkar. Bu dönem düşünerek ve sabırlı davranmak gerekiyor.

Aslan burcu kadınları ve aşkları

Yaz mevsiminin en parlak, en sıcak, en gösterişli dönemini yöneten Aslan burcu, mevsimin özelliklerini sergilerken ormanların kıralı aslan ile de bütünleşir.

Aslan, çevresindeki herkesin ve her şeyin ona hizmet etmesini bekler. O da gücünü göstererek kendisine hizmet edenleri korur. Dişi Aslan ise erkeğinden farklı bir özellik gösterir. Erkek tek olmak ister. En güçlü ve gösterişli olduğunu bilir ve kendini göstererek hakimiyetini ilan eder.

Dişi Aslan ise, diğer dişilerle birlikte güç birliği yapar ve kendisi gibi olanlarla dayanışma içinde gücünü ortaya koyacağını bilir.

Çocuklar dişi Aslan için önemlidir. Çocuklardan oluşan kalabalık bir aile içinde kendini çok daha ihtişamlı bir biçimde gösterir ve mutlu olur. Çünkü o ana kraliçedir ve yöneteceği kalabalık bir aileye ihtiyacı vardır. Tabii çocuklarının da ışıltılı olması için elinden geleni yapar. Hatta bütün evin ve ailenin gösterişli olmasını ister. Böylece kendisi daha parlak bir şekilde görünebilecektir.

Çocuklarıyla, eşiyle ve çevresinde bulunanlarla gurur duymak isteyen Aslan kadınları, eşini destekleyen ve yücelten bir tabiata sahiptir. Tabii eşinin de bu durumu kabul etmesi ve daha çok çalışması, yükselmesi gerekiyor.

Bir Aslan Kadını aşık olduğu zaman duygularını öylesine yoğun ve gösterişli bir biçimde açığa çıkarır ki, erkeğin gözleri kamaşır.

Bir Aslan kadınına aşıksanız ve onun size ilgi duymasını ve aşık olmasını istiyorsanız, ona nasıl davranacağınızı iyi bilmeniz gerekiyor. Üstelik ona değer verdiğinizi davranışlarınızla belli etmelisiniz. Değerli hediyeler almayı ve bunu gösterişli bir biçimde sunmayı ihmal etmeyin.

Aslında aldığınız hediyenin ne olduğu Aslan kızları için pek önemli değildir. Nasıl sunduğunuz daha önemlidir. Çünkü Aslan kadınları sıradan değildir ve sıradan davranışlardan hiç hoşlanmaz.

Ona aldığınız hediyeyi gösterişli bir ambalaj içinde ve atmosfere uygun biçimde sunduğunuz zaman size ilgisi artacaktır. Tabii ona sık sık hediyeler almalı, bulunduğunuz ortamlarda onu yüceltmeyi, iltifatlar etmeyi ihmal etmemelisiniz.

Aslan kadınları son derece dikkat çekicidir. Girdiği bir ortamda Aslan kadınını görmemek mümkün değildir. Çevresindeki herkesin iltifatlarını nazik bir biçimde kabul eder ve orada bulunan herkesin kendisini görmesini ister. Bundan rahatsız olan biriyseniz, Aslan kadınlarından uzak durmalısınız. Çünkü onun lükse ihtiyacı olduğu kadar çevrenin ilgisine de ihtiyacı vardır.
Yazının Devamını Oku

İlişkilerin gerçek yüzünü merak edeceksiniz

25 Temmuz 2005
<B>B</B>alık Burcunda ilerleyen Ay sabahın erken saatlerinde Pluto’nu tetikleyecek ve bilinçaltından yükselen korkular açığa çıkacak. Ölüm ve ölüm ötesi konular, rüyalar ve madde ötesine dikkatin odaklanması mümkün. Başak Burcundaki Venüs ise daha gerçekçi bir tavır içine girilmesine, çalışmak için kuvvetli duyguların açığa çıkmasına neden olacak. Uzun vadeli istekler uyandıran Venüs, ilişkilerin gerçekçi yönünü ortaya koymak için arzu uyandıracak.

Aslan Burcu’nun özellikleri

Güneş’in en parlak ve en güçlü olduğu dönemi yöneten Aslan Burcunun yönetici gezegeni de Güneştir. Üstelik Merkür de bir süredir Aslan burcunda dolaşıyor. Böylece Aslanların dönemi de başlamış bulunuyor.

Şan, şöhret, ünvan, gösteriş, lüks ve aklınıza gelen bütün pırıltılar, bu devre içinde daha bir parlayacak ve gösterişli arzular açığa çıkacak. Çünkü, Aslan Burcunun tüm özelliklerinin açığa çıkıp sergilendiği bir dönemde bulunuyoruz.

Hakim olmak, sahip olmak ve de bütün bunları parlak biçimde göstermek için büyük bir istek duyan Aslan tiplerinin cömertliği dillere destandır.

Çünkü çevresinde bulunan insanları himayesi altına almak, cömert ve fedakarca davranmak doğal ve kendiliğinden ortaya çıkar. Böylece ne kadar güçlü olduğunu çevresine göstermiş olacaktır. Tabii buna bağlı olarak gurur ve cesareti de ortaya koymuş olacaktır.

Bir Aslan, dinmek bilmeyen isteklerinin peşinden büyük bir enerjiyle koşabilir. Üstelik bu sırada yorulduğunu da pek görmezsiniz. Hedefi, başarmaktır. Fakat, başarının ucunda istediği lüksü sağlayacak şeyi elde etmek yatmaktır.

Büyük bir hevesle atıldığı işi sonuna kadar götürmeyi başarabilir. Koçlar gibi engeller karşısında pes etmez. Tabii bu tutumunda Aslan Burcu’nun sabit gruba dahil olmasının büyük bir payı var. Çok büyük hevesler duysa bile bir Koç gibi hemen atılmaz. Fakat bir kez girişimde bulunduktan sonra da kolay kolay vazgeçmez. Birileri çıkıp engel olmadıkça, ya da çok önemli sorunlar çıkmadıkça... Ve böyle durumlarda vazgeçmeyi de bilir.

Aslanlar ister erkek, ister kadın olsun sıcak kanlı, sevecen ve iyimser tiplerdir. Son derece kararlı olmakla birlikte aynı zamanda olumlu ve iyimser halleriyle etkileyicidirler. Üstelik başarılarının sırrı daima olumlu beklentiler içinde bulunmalarından kaynaklanır.

Bir Aslan belli bir kuralın ışığında dolu dizgin ilerleyebilir ve bu tutumuyla ‘ateş’in tüm özelliklerini kullanmayı başarabilir.

Kural dışı ve değer yargılarından uzaklaşan bir Aslan’ın başarıyı yakalayabilmesi çok zor olacaktır. Onun bağlanmaya ihtiyacı vardır. Kişi, kural ya da bir fikre bağlanan Aslanlar, böylece bağlandıkları şeyden sürekli beslenerek hedeflerine doğru sapmadan ilerleyebilirler.

Doğuştan liderlik özelliğine sahip oldukları için son derece iyi yönetici olur ve başarılı organizasyonlar yapabilirler. Daha doğrusu yaptıkları organizasyonda görev alan kişileri çok iyi yönlendirip çalıştırabilir, yöneticilik özelliklerinin derecesini ortaya koyabilirler.

Zaten bir Aslan, kendisinin ne olduğunun farkındadır. Gelecekte mevki sahibi ve bir kuruluşun üst düzey yöneticisi olacağını bilir. Hatta patron olmak tam ona göre bir iştir.

Sıfırdan başlayıp çok büyük servetler elde edebilir.

Tabii aşk hayatında da son derece yoğun duygulara sahiptir. Ateşin çocukları sıcakkanlı oldukları gibi son derece çekici ve etkileyicidirler. İster erkek, ister kadın olsun bir Aslan’ın çekiciliğine kapılmamak mümkün değildir. Aslan, farkedilmek ister ve bunu öylesine parlak bir biçimde ortaya koyar ki, ışığın pervaneyi cezbetmesi gibi etrafında bulunanları kendine çeker. Şayet bir Aslan kendini göstermeyi başaramazsa, hasta olur.
Yazının Devamını Oku

Ayrıntılar önem kazanıyor

22 Temmuz 2005
Bugün hayal gücünü harekete geçiren olaylar açığa çıkabilir. Fantastik konular ve fantezilerin önem kazanacağı bir gün. Teknolojiyle birleşen hayal gücünün yaratacağı animasyonlar ve kurgular son derece etkileyici olabilir. Gecenin ilerleyen saatlerinde Merkür’ün hareketi duracak ve Ay’ın tetiklemesiyle birlikte görünür hale gelecek. Gökyüzünün bu konumu düşüncelerin derinleşeceğini ve bir tek konu üzerine odaklanacağınızı işaret ediyor. O sırada dikkatinizi yönelttiğiniz konu çok önemli. Bütün ayrıntılar rahatsız edecek düzeyde belirgin olabilir. Tabii tam tersi de!

Bedenimiz zihnimize bağlı

Bedenimizle zihnimizin doğrudan bir bağlantı halinde bulunduğunu sanırım biliyorsunuz. Ama bu bilgiyi pek kullandığımız söylenemez. Sadece Atatürk’ün söylediği ‘Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur’ sözünü hatırlıyoruz.

Aslında bedenimiz ne kadar sağlıklı olursa, zihinsel faaliyetimizin de o derece sağlıklı olacağını düşünüyoruz. Fakat zihinsel faaliyetimiz ne derece sağlıklıysa, bedenimizin de o derece sağlıklı olacağını pek düşündüğümüz söylenemez.

Sağlık uzmanları, insanın kafası karışıksa, sağlığının hemen bozulabileceğini ileri sürerken aslında ‘zihin-beden’ ilişkisinin ne derece kuvvetli olduğunu belirtmiş oluyorlar.

Zihinsel fonksiyonlarınızın yükselmesi bedeninizi güçlendirirken, bedeninizin mükemmel olması ise, zihinsel potansiyelinizi arttırıyor.

‘Şimdi, hangisinin üzerinde çalışma yapacağız?’ şeklinde kritik bir soruyla karşı karşıya geliyoruz.

Zihin mi, bedeni güçlendiriyor, yoksa beden mi, zihni yükseltiyor?

Bu durum ‘yumurta-tavuk’ paradoksuna benzer bir durumu çağrıştırıyor. Ve de bunun içine girersek çıkışı bulmamız mümkün değil. Aslında bedenimiz veya zihnimiz üzerinde birinden birini seçerek başlatacağımız bir çalışma bizi aynı noktaya götürür. Bu nedenle yapabileceğimizin en iyisini ortaya koyabilmek için en kolayından işe başlamakta yarar var. Yani görünür olandan. Anlaşılır olandan...

Çünkü, bizim öğrendiğimiz bilgiler doğrultusunda, elimizle tutup gözümüzle gördüğümüzü kabul eden ve ikna olan bir öğretiden geliyoruz. Bu nedenle bedenimiz üzerinde çalışarak işe başlayabiliriz. Fakat, bu arada zihnimizi ihmal etmememiz gerekiyor.

Geçenlerde Uzak Doğu Savaş Sporları hakkında bilgiler içeren eski dergilerin birinde çok ilginç bir yazıyla karşılaşmıştım. Ustalardan Gozo Shioda şöyle diyordu;

‘Eğer vücut günün birinde en yüksek sağlamlık seviyesine varamamışsa, düşünce de sağlam değildir. Oysa vücut ve düşünce ne olacaksa, birlikte olmalıdır.

Zamanla vücut zayıflar ama düşünce güçlü kalır.’

İşte, Shioda Usta’nın dediği gibi, ‘beden ve zihin birlikte gelişmelidir’ fikrine aynen katılıyorum. Birinden biri daha fazla gelişip diğeri zayıf kalırsa, istenilen mükemmel gelişme sağlanamıyor.

Daha doğrusu tek yanlı gelişme sonucunda zaten daha fazla gelişebilmeniz mümkün değil. Belirli bir noktaya kadar gelişip sonra tıkanıp kalırsınız. Halbuki her ikisini birden aynı oranda geliştirmeyi başaracak olursanız, gelişmeniz devam eder.

Shioda Usta, zamanla vücut zayıflasa bile zihin gücünün ulaşmış olduğu en yüksek noktada kalacağını ileri sürüyor.

Böyle bir kişinin yaşlılık dönemlerinde bedeni zayıflasa bile hiçbir çalışma yapmamış yaşıtlarıyla aynı olmayacağını da zaten kabul ediyoruz. Kaldı ki, zihin-beden ilişkisini kurmayı başarmış bir kişinin yaşlılık dönemlerinde bile hem zihinsel, hem de bedensel sağlığının böyle bir çalışma yapmayanlara oranla ne derece yüksek olduğunu anlatmaya gerek yok.
Yazının Devamını Oku

Sabır kazanıyorsunuz

21 Temmuz 2005
<B>S</B>abah saatlerinde açığa çıkan gerilim ve sabırsızlık uyandıran duygular öğleden sonra yatışacak. Bugün Kova Burcundaki Ay, Aslan burcuna henüz geçmiş olan Satürn’ü tetikleyecek. Öğleden sonra meydana gelecek bu etkileşim çocuklar, gençler ve kendinizi göstermeye yönelik kaygılar uyandırabilir. Ancak bilincin derinlerinden yükselecek bu etki fazla kuvvetli olmadığı için rahatsız edici olmayacak. Fakat olaylar karşısında her zaman olduğundan daha sabırlı davranabilirsiniz.

Tohum ve saman

Tohum, saman, buğday, başak derken benim ziraatçi olmaya karar verdiğimi düşünmeyin. Sadece çok heyecanlandım ve bu heyecanımı paylaşmaya çalışıyorum.

Başakların sarardığı bu mevsimde uçsuz bucaksız gibi görünen tarlaların hafif bir esintiyle dalgalandığını görme şansına erenler benim bu heyecanımı paylaşacaklar. Ama göremeyenler için anlatıyorum; tıpkı denize daldığınız zaman nasıl dünyayı unutuyor ve deniz oluyorsanız, boynunu bükmüş tohum dolu başaklardan oluşan tarlalara baktığınız zaman da kendinizden geçiyor ve dünyayı, kim olduğunuzu unutuyorsunuz.

Üstelik ılıman iklim kuşağında bulunan bereketli topraklarda ilk hasat yapılıyor. Başaklar saplarından ayrılıyor ve tohumlar depolanırken samanlar ayrı bir yere yığılıyor. Bunu izlemek bile bilincin derinlerinde saklanmış gizli bilgileri tetikliyor. Daha doğrusu benim için öyle oluyor.

Bir tane tohum ekiyorsunuz, onlarca tohum veriyor. ‘Varlığını sürdürmek için bu kadar çok tohuma ne ihtiyaç var’ diye düşünüyorum ve hayal ediyorum; Binlerce, milyonlarca tohumun havada savrulduğunu ve bunlardan ancak bir kaçının yeşerip tohumlar verdiğini, gerisinin samandan ibaret olduğunu zihnimde gördüğüm zaman anlıyorum.

Tohumun, insan olduğunu. Yani bizim de birer tohum olduğumuzu düşünmeye başlıyorum. Aniden zihnimde pek çok bilgi uyanmaya başlıyor. Bu düşünce en derinlerde uyuyan bilgiyi canlandırıyor. Müthiş heyecanlanıyorum ve İncil’de sürekli olarak vurgulanan o‘ürkütücü’ yasayı hatırlıyorum; İnsanlığın büyük bir kısmı ‘samandan’ ibaret olup ‘yakılacaktır.’

Bu sözlerin anlamı içimde uyanıyor ve tarıma yönelik gelişimini sürdüren ilk insanlar aklıma geliyor. Pagan dinlerinde uygulanan törenleri düşünüyorum. Bir dizi saçmalık gibi görünen bahar ayinleri ve hasat dönemi yapılan ayinler anlam kazanıyor.

İnsanı tohum ile özdeşleştirmek hiç de zor değil. Tohuma benzemek, ötesi tohum olmak, sarı parıltılarla dalgalanan buğday tarlasına baktığınız zaman çok kolay.

Tohum oluyorsunuz, bereketli topraklara düşüyorsunuz ve onlarca tohum veriyorsunuz. Geleceğin sorumluluğunu hissederek, tohumlarınızın ağırlığından bükülmüş fakat sonraki zamanlara eserinizi bırakacak olmanın rahatlığı ile salınıyorsunuz. Ya tohum veremeyenler, onlar ne oluyor?

Onlar da sarı parıltılar saçarak dimdik duruyor ve dalgalanıyor ama saman olarak...
Yazının Devamını Oku